Türkiye’nin yatırım teşvik sisteminde sadeleşme, kaynak etkinliği ve stratejik öncelikler doğrultusunda önemli bir dönüm noktasındayız. 16 Haziran 2025 tarihli 7555 sayılı Kanun ile teşvik uygulamaları, artık daha sınırlı ama daha hedef odaklı bir yapıya kavuştu.
Eskiden yatırım teşvik sistemi, bölgesel farklılıkları ve yatırım türlerini gözeten çok katmanlı bir yapıdaydı. Vergi indirim oranları %90’lara kadar çıkabiliyor, yatırımcı yatırımını tamamlamasa dahi diğer kazançları için teşvikten sınırsız şekilde faydalanabiliyordu. Yeni sistem bu anlayışı tamamen terk etti. Bu yazıda, yatırımcının dikkat etmesi gereken temel değişiklikleri uygulamacı gözüyle değerlendireceğim.
Vergi İndirimi Artık Sabit: %60
Eskiden yatırımın bölgesine göre vergi indirimi %50 ila %90 arasında değişiyordu. Yeni düzenleme ile bu oran tüm yatırım türleri için %60 olarak sabitlendi.
Amaç, sistemde sadeleşme ve eşitlik. Artık bölge farkı, sektör önceliği, ilave katkı gibi unsurlar oranı değiştirmeyecek. Bu, bazı yatırımcılar için avantaj kaybı anlamına gelirken, uygulamada karmaşayı azaltacağı açık. Yalnız bu oran, sadece yeni belge alacaklar için geçerli. 16 Haziran 2025’ten önce alınmış teşvik belgeleri eski hükümlerle devam edecek.
Yatırım Döneminde Vergi İndirimi: Yüzde 50 ile Sınırlı
Yeni düzenlemenin belki de en önemli başlığı, yatırım tamamlanmadan önce diğer kazançlar için teşvik uygulanmasına getirilen sınırlama. Artık yatırım dönemi içinde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulaması, yatırıma katkı tutarının yalnızca %50’si kadar mümkün olacak.
Yani yatırımınızın katkı tutarı 10 milyon TL ise, yatırım dönemi boyunca ancak bunun 5 milyon TL’lik kısmı üzerinden indirimli kurumlar vergisinden faydalanabileceksiniz. Geri kalan kısmı için yatırımın tamamlanmış olması şart.
Üstelik bu uygulama da sonsuz değil.
Yatırım Döneminde İndirim Süresi: Azami 4 Yıl
Yatırım devam ederken diğer kazançlara uygulanabilecek vergi indirimi, en fazla 4 yılla sınırlandırılmış durumda. Dört yıl içinde yatırım tamamlanmamışsa, bu tarihten sonra diğer kazançlara yönelik indirim hakkı otomatik olarak düşecek.
Yani “yatırımımı uzatırım, bir yandan da teşviki kullanmaya devam ederim” dönemi sona erdi. Artık yatırımcının önünde net bir takvim var:
• Yatırıma başladınız,
• 4 yıl içinde tamamlamadınız,
• Diğer kazançlarınıza uygulanan vergi indirimi bitti.
Yatırım hızınızı bu çerçevede planlamalısınız.
İndirimli Vergiden Yararlanma Süresi: En Fazla 10 Yıl
Yatırım döneminden işletme dönemine geçtiğinizde, indirimin geri kalan kısmını kullanabilirsiniz. Ancak burada da yeni bir sınırlama var:
Toplam vergi indirimi süresi 10 yılı geçemeyecek.
Bu 10 yıllık süre, hem yatırım hem de işletme dönemini kapsıyor. Geçmişte teşvik belgelerinde böyle bir süre sınırı yoktu. Hatta bazı büyük yatırımlar 15 yıl boyunca indirimden faydalanıyordu. Artık bu mümkün değil.
Ve bu kural da yalnızca yeni teşvik belgeleri için geçerli. Eski belgelerde süresiz kullanım devam ediyor.
Katkı Tutarının Devri: Kullanılmayan Tutarlar Sonraki Dönemlere Devredilebilir, Ancak Süre Sınırına Dikkat
Yatırıma katkı tutarının kullanılamayan kısmı, mevzuatta açıkça belirtildiği üzere izleyen hesap dönemlerine devredilebilecektir. Yani bir yıl içinde yeterli kazanç elde edilemediği için indirimli kurumlar vergisinden tam anlamıyla faydalanamayan yatırımcılar, bu hakkı bir sonraki yıllarda kullanmaya devam edebilir.
Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konu var. Kazanç varsa yatırım katkı tutarından faydalanılması gerekir. Zira yararlanılmayan yatırım katkı tutarları müteakip dönemlerde dikkate alınamayacaktır. Hakkınız kaybolacaktır.
İndirimli kurumlar vergisinden yararlanma süresi en fazla 10 yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu 10 yıllık sürenin başlangıcı, yatırım teşvik belgesine ilişkin ilk indirimli kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği dönemdir. Yani katkı tutarınız devredebilir olsa bile, bu tutarı 10 yılı aşan bir sürede kullanmanız mümkün değildir.
Dolayısıyla yatırımcı açısından kritik olan, katkı tutarını süresi içinde ve planlı şekilde kullanabilmektir. Yatırım dönemindeki %50’lik sınıra takılmadan kalan kısmın işletme döneminde kullanılabilmesi için, yatırımın zamanında tamamlanması gerekir. Aksi hâlde, katkı tutarı teknik olarak silinmese bile fiilen kullanılamaz hale gelir.
Bu nedenle yatırımcıların katkı tutarının fiili kullanımı ile yasal süresi arasındaki ilişkiyi çok iyi kurmaları ve zamanlamaya hâkim olmaları gerekir.
Teşvikte Yeni Paradigma: Yatırımcıdan Disiplin, Devletten Yönlendirme
7555 sayılı Kanun’un gerekçesi de bu yeni anlayışı ortaya koyuyor:
Artık teşvik sistemi sadece “vergi indirimi dağıtan” bir yapı değil. Stratejik yatırımları, teknoloji dönüşümünü, yerli üretimi ve yeşil yatırımları önceleyen bir kalkınma aracı olarak tasarlandı.
Sistem daha az ama daha hedefli destek sunuyor. Yatırımların doğru alanlara yönelmesi için makine desteğinden sektörel öncelik listesine kadar birçok kriter yeniden tanımlandı.
Hakkınızı Zamanında Kullanın
Yatırım teşviklerinde yeni dönem net:
• Sabit oran,
• Sınırlı süre,
• Kontrollü kullanım.
Yatırım yapmayı planlayanların artık sadece vergi avantajına değil, zamanlamaya, belge tarihine, yatırımın fiziki ilerleyişine ve katkı oranına odaklanmaları gerekiyor.
Eski belgelerle yeni haklara ulaşamayacağınız gibi, yeni belgelerle eski avantajları da beklememelisiniz.
Teşvik var, ama artık daha kuralcı, daha seçici ve daha kısa vadeli.