Günümüzde birçok işletme finansman sıkıntısı nedeniyle borçlarını ödeme konusunda sorun yaşamakta. Zor durumda olan mükelleflerin devlete karşı olan vergi borçlarını ödemesini kolaylaştıran bir uygulama olan tecil ve taksitlendirme işlemlerinin, son düzenlemeler eşliğinde nasıl yapılacağını sade bir dille anlatmaya çalışacağım.

6183 sayılı Kanun’un 48. maddesinde yer alan bu hüküm, amme alacaklarının tahsil sürecinde mükellefleri cebren tahsil işleminden koruyarak devlet ile mükellef arasında güven sağlamayı ve vergiye gönüllü uyumu artırarak vergi gelirlerinde sürekliliği güvence altına almayı hedefler. Uygulama sayesinde borçlarını ödemekte zorlanan mükellefler taksitli ödeme imkânı bulurken, devlet de alacağını tahsil etme imkânını sürdürür.

Tecil ve Taksitlendirme Şartları Neler?

• Mali Güçlük (Çok Zor Durum): Vergi dairesi bu talepleri değerlendirirken borçlunun ödeme gücünü ve işletme gerçeklerini inceler. İşletmenin likidite oranına göre hareket eder. Dönen varlıklardan stoklar çıkarılıp kısa vadeli borçlara bölünerek elde edilen bu oranın 1’in altında olması gerekir. Başka bir deyişle, nakit varlıkları düşük, borçları yüksek bir şirketin durumu kritik sayılarak uzun taksit imkânı tanınabilmektedir.

• Yazılı Başvuru: Tecil talebi ancak borçlunun vergi dairesine yazılı müracaatı ile işleme alınır. Talep dilekçesinde taksit sayısı ve süresi belirtilmelidir.

• Teminat Gösterilmesi: Normalde borçludan teminat alınması zorunludur. Ancak son düzenlemeyle (9.7.2025 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı) 6183/48’deki “50.000 TL”lik teminatsız tutar 250.000 TL’ye yükseltilmiştir. Yani bir tahsil dairesindeki toplam tecil borcu 250.000 TL’ye ulaşmıyorsa teminat aranmaz; üstündeki kısmın yarısı oranında güvence gösterilir.

• İyi Niyet: Uygulamadan etkin fayda sağlanması için mükellefin ödeme niyeti önemlidir. Uygun ödeme planına uyulması ve taksitlerin zamanında ödenmesi beklenir. Bu sürede borçluya genellikle taksit planı ve faizi gösteren bir yazı tebliğ edilir.

Kapsama Girmeyen Borçlar Var mı?

Her ne kadar birçok kamu alacağı tecil kapsamına alınsa da bazı borçlar bu uygulamaya dahil değildir. Örneğin geçici vergi, özel tüketim vergisi (ÖTV), banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) ile özel iletişim vergisi (ÖİV) kapsam dışındadır. Ayrıca harçlar (tapuda ikmalen tarhiyata dayanan tapu harcı hariç), bazı fon ve paylar (turizm payı, eğitime katkı payı vb. ile bunların gecikme zamları) ve ek vergiler (bir sonraki bölümde sayılan ek vergiler hariç) tecil kapsamında değildir. 4734 sayılı Kanun kapsamındaki ihalelerden doğan kamu alacaklarına ilişkin damga vergileri de 48. madde uygulamasının dışındadır.

Ödeme Planı ve Taksitlendirme Süresi

Tecil edilen borçlar en fazla 36 aya kadar taksitlendirilebilir. Kanuna göre, amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ödenebilir. Öte yandan özel hükümlere göre bazı vergiler için daha kısa

süreler belirlenmiştir; örneğin katma değer vergisi (KDV) borçları en fazla 6 ay, 7440 sayılı Kanun kapsamındaki “ek vergi” ve 7456 sayılı Kanun kapsamındaki “ek motorlu taşıtlar vergisi” borçları en fazla 12 ay süreyle tecil edilebilir.

Ödeme planı genellikle aylık taksitlerden oluşur. Taksitler ayın son gününe kadar ödenir; eğer son gün resmi tatil ise, bir sonraki iş günü mesai bitimine kadar ödeme yapılabilir. Borçlunun talep etmesi halinde taksitler planlanan vadelerden önce de ödenebilir; bu durumda başvuru tarihinden erken ödeme tarihine kadar geçen süre için sadece erken ödenen tutara tecil faizi hesaplanır.

Tecil Faizi Oranı Nedir?

Tecil uygulaması faizli bir ertelemedir. Yıl içinde borç ertelendiği için her taksit tutarına faiz eklenir. 13 Kasım 2025 tarihinden itibaren tecil faizi yıllık %39 olarak belirlenmiştir. Faiz, her taksit için basit faiz yöntemiyle hesaplanır ve borcun tamamı üzerinden değil, her taksit tutarı üzerinden uygulanır.

Teminat Olarak Neler Gösterilebilir?

Tecil için kabul edilen teminat türleri şunlardır:

• Nakit: Banka hesaplarında bulunan para.

• Teminat Mektubu / Kefalet: Bankalar veya sigorta şirketleri tarafından verilen süresiz ve şartsız teminat mektupları veya kefalet senetleri.

• Devlet Tahvili: Devlet iç borçlanma senetleri veya bunların yerine düzenlenen diğer resmi belgeler.

• Haczedilmiş Mallar: Borçlunun kendisine veya lehine üçüncü kişilerce gösterilen, vergi dairesince haczedilmiş menkul ve gayrimenkul mallar (örneğin tapuya şerh konmuş gayrimenkul).

Kanunun teminat şartında öngördüğü sınır, borç toplamının ilgili tahsil dairesi itibarıyla 250.000 TL’yi aşmamasıdır. Bu limitin altında kalan borçlar için teminat aranmaz. Ancak 250.000 TL’yi aşan borçlar için, aşan kısmın yarısı tutarında teminat gösterilmesi gerekir. Örneğin 400.000 TL’lik bir tecil borcunda 250.000 TL’si teminatsız kabul edilir; geriye kalan 150.000 TL için 75.000 TL teminat gösterilmelidir. Teminat şartının uygun bulunmaması durumunda başvuru reddedilebilir.

Başvuru Yöntemleri

Tecil-taksit talepleri son yıllarda büyük ölçüde elektronik ortamda yapılmaktadır. Mükellefler Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Dijital Vergi Dairesi portalına (dijital.gib.gov.tr) giriş yaparak “Taksitlendirme/Tecil Talep İşlemleri (6183 S.K. 48. Md.)” menüsünden elektronik ortamda başvuru yapabilir. İlgili formun doldurulmasıyla taksit teklifi sunulur. Alternatif olarak, gerekli form ve belgelerle bağlı olunan vergi dairesine bizzat veya posta yoluyla talep iletilebilir. Başvuru esnasında, varsa talep edilen teminat mektupları veya diğer belgeler de sunulmalıdır.

İşlem tamamlandıktan sonra taksitlendirme tutarı Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine işlenir. Ödemeler için GİB’in portalı veya mobil uygulaması üzerinden online ödeme yapılabileceği gibi; anlaşmalı bankalar, PTT şubeleri veya bağlı olunan vergi dairesi vezneleri de kullanılabilir. Borcun %10’u ödenmiş ve mükellefin başka borcu bulunmaması halinde “Borcu Yoktur” belgesi alınabilir ki bu belge, çeşitli resmi işlemlerde kolaylık sağlar.

6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine dayalı tecil ve taksitlendirme uygulaması, mali güçlük çeken mükelleflere nefes alma imkânı sunar. Devlet ise vergi gelirlerinin sürekliliğini sağlama ve tahsilat süreçlerini kolaylaştırma avantajı elde eder. Bununla birlikte sürecin başarılı olması için bazı hususlara dikkat edilmelidir. Öncelikle başvurunun gerekçeleri iyi belgelenmeli, başvuru formu eksiksiz doldurulmalı ve istenen teminatlar zamanında sunulmalıdır.

Sonuç olarak, tecil-taksit uygulamasında şeffaflık ve doğru belgeleme ön plandadır. Mükellef, işletme nakit akışına uygun makul bir ödeme planı talep etmeli; vergi idaresi ise yasal sınırlar ve esaslar dahilinde talepleri değerlendirerek taksitlendirme kararı vermelidir. Bu yaklaşım, hem idarenin hem de mükellefin karşılıklı memnuniyetini artıracak, vergi alacağının tamamen tahsil edilmesini kolaylaştıracaktır.