Faturada sahtecilik, uzun yıllardan beri Türkiye'nin kamu maliyesine en ciddi maliyetleri yükleyen sorunlardan biri olarak varlığını sürdürüyor. Her yıl milyarlarca liraya ulaşan kamu zararları, sahte belge kullanımından kaynaklanıyor. Bu tutarsızlık, vergi adaletine ve kamu bütçesinin dengeli yönetimine zarar veriyor. İşte tam da bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu alanda yeni ve etkili bir dönemi başlatmayı hedefleyen bir reform paketi duyurdu.

3 Temel Dönüşüm Noktası

Bu yeni safha, üç temel eksen üzerinden şekilleniyor:

1- Caydırıcılıkta Yeni Merkez: Bilerek Kullanma

Geçmişte, mükelleflerin sahte belgeyi "bilmeden" kullanıp kullanmadığına göre farklı cezai müeyyideler uygulanıyordu. Ancak artık bu yaklaşım rafa kalkıyor. Bu kapsamda, mükelleflerin, "sahte belgeyi bilmeden kullandığına" yönelik vergisel değerlendirmelere son verilerek, belgenin "bilerek" kullanıldığını esas alan bir yaklaşıma geçilecek. Böylece, sahte belge kullanan mükelleflerin önemli bölümü hakkında artık "vergi kaçakçılığı" kapsamında işlem tesis edilecek ve üç kat vergi ziyaı cezası uygulanacak.

2- Güvence Mekanizmaları: Teminat ve İhtiyati Haciz

Sahte belge kullandığı tespit edilen mükelleflerden kamu alacağını güvence altına almak amacıyla teminat talep edilmesi öngörülüyor. Eğer mükellef teminat gösteremezse, ihtiyati haciz uygulamasına geçilecek. Bu tedbirler, kamunun alacaklarını güvence altına alırken, bir yandan da sahte belge kullanmanın yaratacağı olumsuz mali sonuçları engelleyecek.

3- Teknoloji ile Hız ve Hassasiyet

Yeni dönemin en dikkat çeken unsurlarından biri, Kuruluş Gözetimli Analiz (KURGAN) Sistemi ile risk analizi temelli denetim stratejisi. Bu sistem, mal veya hizmet işlemlerini risk skorlarına göre analiz ederek, şüpheli durumları önceden tespit edecek. Bu sayede, denetim ekipleri riskli mükelleflere proaktif şekilde müdahale edebilecek. Ayrıca, kayıtlı ve fiili envanter sayımları, para hareket analizleri ve yerinde yoklamalarla doğrudan işlem tesis edilebilecek.

Yapay zeka ile sahte belge düzenleyen altyapıyı hızla ortaya çıkarması da süreci oldukça çarpıcı hale getiriyor. Böylelikle, sahte belge düzenleyen kişi veya şirketlerin hızlı bir şekilde soruşturulması ve cezalandırılması mümkün olacak.

Geçmişe Açılan Kapı: Uyarı ve Düzeltme

Yeni uygulama, yalnızca ileriye dönük değil, geçmişle de hesaplaşıyor. Sahte belge kullandığı düşünülen mükelleflere yazılı uyarı gönderilecek; bu sayede ilgili mükelleflere işlemlerini düzeltme imkânı sunulacak. Bu yaklaşım, sistemin sadece cezalandırıcı değil, aynı zamanda düzeltici bir yönü olduğunun göstergesi. Öte yandan, sahte belge düzenleyen şebekelere yönelik “para aklama” boyutlu soruşturmaların başlatılması, organizasyonlu suçlara karşı mali denetimi derinleştiriyor.

Sorumluluk Hukuku Açısından Kritik Nokta

Bu noktada, sorumluluk hukuku bakımından kusurlu sorumluluk ve kusursuz sorumluluk ayrımının dikkate alınması hayati önem taşıyor. Eğer bu ayrım göz ardı edilirse ciddi sonuçlar doğabilir:

• Kusurlu sorumluluk ilkesi: Bilerek sahte belge kullanan mükellefin sorumluluğu açıktır. Kast veya ağır ihmal varsa cezai ve mali yaptırım doğması doğaldır.

• Kusursuz sorumluluk riski: Eğer mükellef, sahte belgeyi bilmeden ve öngörmesi mümkün olmayacak şekilde kullanmışsa, aynı yaptırımlara tabi tutulması adaletle bağdaşmaz. Kusur aranmadan sorumluluk yüklenmesi, masum mükelleflerin cezalandırılması sonucunu doğurur.

Vergi hukukunda hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleri esastır. Eğer kusur unsuru göz ardı edilirse, mükellef hangi durumda neyle karşılaşacağını bilemez. Bu da vergi adaletine gölge düşürür ve idari yargıda dava yükünü artırır.

Çözüm Önerileri Neler Peki?

1- Kusur Unsurunun Açık Şekilde Tanımlanması,

Yeni düzenlemelerde kast, ihmal ve özen yükümlülüğünün ne şekilde değerlendirileceği netleştirilmelidir. Bilerek yapanla bilmeyen arasındaki fark mutlaka korunmalıdır.

2- İdarenin Bilgi Paylaşım Yükümlülüğü,

Bir mükellefin aldığı faturanın sahte olup olmadığını bilmesi çoğu zaman mümkün değildir. Oysa idare, elindeki verilerle riskli firmaları ve sahte belge şebekelerini yapay zekâ destekli risk analizleri sayesinde çok daha hızlı tespit edebilir. Mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin bu bilgilere ulaşma imkânı getirilmesi, mükelleflerin işlem yapmadan önce uyarılmasına ve sahte belge ile daha etkin bir mücadele edilmesine imkân tanır.

3- Masum Mükellefi Korumaya Yönelik Tedbirler,

İlk defa veya işlem hacmine göre düşük tutarlı işlemlerde sahte belge kullanımı tespit edilen mükelleflere düzeltme ve telafi imkânı verilmesi, ağır yaptırımların sadece organize ve tekrarlayan fiillere uygulanması gerekir.

1 Ekim 2025 Dönemi Başlıyor

Bu reform paketi için somut bir başlangıç tarihi de açıklandı: 1 Ekim 2025. Bu tarihten itibaren risk analizine dayalı yeni uygulamalar devreye girerek, sahte belgeye dair fiili durumlara karşı etkili bir caydırıcılık mekanizması oluşturulacak.

Sonuç olarak, sahte belge ile mücadelede yeni safha, yalnızca cezalandırmaya değil, aynı zamanda önleyici ve koruyucu mekanizmalara da dayanmalıdır. İdare, elindeki verileri mükelleflerle paylaşarak, kusurlu sorumluluk ilkesini esas alan adil bir yaklaşım benimserse, hem kamu maliyesi güçlenecek hem de mükellef devlet ilişkisi güven temelinde yeniden inşa edilecektir.