Boşanma süreci bazen bir anda kopan fırtına gibidir. Önce hava kararır, sonra şimşek çakar; birçok kişi aynı soruyu sorar:
“Gerçeği öğrenmek için eşimi izlesem mi? Telefona mı baksam, gizli kamera mı yerleştirsem?”
Cevap kısa ve net bir uyarıdır: İzinsiz müdahale risklidir. Dizilerde işe yarıyor olabilir; mahkeme salonunda sizi sanık yapabilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi özel hayatın gizliliğini korur. Gizli kamera, konum takibi, casus yazılım veya izinsiz mesaj okuma bu kapsamdadır ve bir yıldan üç yıla kadar hapis öngörebilir. Haberleşmenin gizliliğini düzenleyen 132. madde benzer koruma sağlar. Evlilik bağı bu korumaları ortadan kaldırmaz; Anayasa’nın mahremiyet güvencesi bireysel hak olarak devam eder. Yargıtay içtihatları açıktır: Evli olmak, eşin telefonunu karıştırma hakkı vermez.
Mahkemelerde delil serbestliği ilkesi vardır; ancak delilin hukuka uygun elde edilmesi zorunludur. Hukuka aykırı elde edilen ses kayıtları, görüntüler veya ekran çıktıları çoğu kez usulden reddedilir. Ayrıca bu tür girişimler davayı sizin aleyhinize çevirebilir; hâkim delili reddetmekle kalmayıp, hukuka aykırı davranışınızı kusur olarak değerlendirebilir. Bu durum tazminat, nafaka veya velayet kararlarını etkileyebilir.
Bu kayıtları “delil” diye mahkemeye sunmak durumu otomatik olarak kurtarmaz. Gizli kayıt çoğunlukla hukuka aykırı kabul edilir çünkü özel hayat korunur; ancak bazı istisnai durumlarda hâkim, kaydı zorunluluk ve orantılılık kriterlerine göre değerlendirebilir. Özetle: gizli kayıt risklidir — sıklıkla delil olarak reddedilir, fakat her zaman reddedileceği söylenemez. Kriterler önemlidir: Kayıt alınmasının başka yolu kalmamış mı, amaç ifşa değil yargı mercilerinde kullanılmak mıydı, içerik orantılı mı?
İstisnalar vardır ancak çok dardır. Örneğin kişi doğrudan fiziksel şiddete maruz kalıyorsa ve başka delil imkânı yoksa, olay anında alınan ses veya görüntü kaydı hâkim tarafından değerlendirilebilir. Öte yandan sadakat iddialarına yönelik, planlı biçimde “yakalayayım” niyetiyle alınmış gizli çekimler genelde riskli görülür; çoğu zaman delil sayılmaz. Yine de; eğer gerçekten başka kanıt yoksa ve kayıt yalnızca mahkemede kullanılmak üzere, yayılmayacak şekilde saklanmışsa hâkim takdirine bağlı değerlendirme yapılabilir. Temel ölçü, zorunluluk ve orantılılıktır.
KVKK cezası da ayrı bir boyuttur. İzni olmadan iletişim verileri, konum veya mesajların kaydedilmesi idari para cezalarına yol açabilir. 2025 yeniden değerlemeleriyle bu cezalar yüzbinlerce liradan başlayıp milyonlara ulaşabilmektedir. Yayma veya üçüncü kişilerle paylaşım durumunda hem cezai hem tazminat yükü ağırlaşır.
Hukuka uygun delil toplama yollarını tercih etmek, hem sürecin güvenli hem de sonucun kalıcı olmasını sağlar. Tanık beyanları, resmi HTS kayıt talepleri, banka veya fatura dökümleri, kamuya açık içerikler gibi yollar genellikle çok daha sağlam sonuç verir.
Gerçeği öğrenmek insani bir istektir; ama hukukta önemli olan, bunu doğru yoldan yapabilmektir. Bazen en güçlü adım, sabırlı ve dikkatli olmaktır.
Emel Meltem TAN
Avukat & Hukuk Müşaviri