Önce Suriyeliler, sonra Iraklılar, sonra Afganistandan gelenler ve şehrimize doluşan birçok yabancı ülkenin insanları… Şu anda yıllardır hiç değişmeyen 400 küsur rakamın 2’ye, hatta 3’e katlandığını iddia edenlere “yok bu yalan veya yanlış” diyemiyoruz. Çünkü Gaziantep’te cadde ve sokakları gezdiğimizde yüzde 60-70 yabancı görebiliyoruz. Artık kendimizi şehrimize yabancılaşmış hissetmeye başladık. Acı da olsa şimdiki gerçek bu… Detaylara girmiyorum artık. Çünkü bu şehirde adına göçmen mi, mülteci mi, kaçak mı? Terörist 'mi ne derseniz deyin tam 13 senedir yazıp duruyorum. Ne yazık ki, hala geliyorlar, hala çoğalıyorlar. Üstelik doğuran doğurana… Dur diyen yok nasılsa. Hastanelerde doğum yapanların yüzde 70-80’i Suriyeli… 2022 yılında sağlık bakanının açıkladığı rakama göre Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı 754.000. Şimdi kaç olmuştur? Kesinlikle milyonu geçmiştir. Dr. Naim Babüroğlu yazmış ve “Suriyeli kadının ülkesi Suriye’de doğurganlık hızı yaklaşık 2.7. Ama aynı Suriyeli kadının Türkiye’de doğurganlık hızı yaklaşık 5.3. Yani, Türkiye'de 2 katı. Bilimsel açıklaması nedir?” diye sormuş.  Şimdi biz de soralım; Bunlar neyine güvenip de sığındıkları ülkede peş peşe çocuk doğuruyorlar, sorgulayan yok maalesef… Birde Afganistanlılar çıktı başımıza. Bekar genç genç adamlar. Ne yapıyorlar kimse bilmiyor. Haa bir şey daha var, yakında Ruanda'dan gelecek turistleri (!) de ihtimal dahilinde tutalım. Hatta ilk uçak Gaziantep'e inerse, bu turistler havaalanında davullu zurnalı karşılanırsa şaşırmayın derim...

BENAZİR BUTTO’NUN YAZDIKLARI NASIL DA BENZİYOR ŞİMDİKİ DURUMUMUZA

Bunları konuşurken aklıma 2007 yılında suikast sonucu öldürülen Benazir Butto’nun yazdığı kitaptaki acı gerçek geliyor. Benazir Butto kitabında, “Afgan mültecilerinin gelmesinden önce uyuşturucu kullanılmayan Pakistan’da, şimdi bir milyondan fazla insanın uyuşturucu kullandığı ve kuzeydeki mülteci kamplarından getirilen milyonlarca dolarlık afyon ve eroinin Karaçi’den kaçırıldığı söyleniyordu. Karaçi, Lahore ve büyük aşiret topraklarında uyuşturucu parasıyla yapılan muazzam malikaneler çıktı meydana. Pakistan Afgan sığınmacılardan sonra gün yüzü görmedi. 1980’lerde 4.5 milyon Afgan sığınmacı kabul etti. Sığınmacı sorunu sadece savaştan kaçan insanların sorunu değil. İnsan, uyuşturucu kaçakçılığı; çeteleşme gibi toplumun sosyal hayatını tehdit edecek sorunlar içerir.”

EN BÜYÜK UYUŞTURUCU OPERASYONU İLE ÖVÜNMEK

Ve Şimdi Gaziantep’te neden uyuşturucu kullananların arttığı anlaşılıyormu? Sadece Afganistanlıların gelmesiyle değil elbette. Ama bu katlanarak büyüyor. Hatırlarsanız Sayın Vali Kemal Çeber “İlimiz uyuşturucu ile mücadele kapsamında yapılan operasyonlarda hem emniyet hem de jandarma çalışmaları açısından Türkiye birincisi. İlimizin narkotik operasyonlar başarısı Avrupa’nın en başarılı il olma özelliğini kazanmamıza yol açtı”demişti. Yani en büyük çaplı operasyon? Yani Gaziantep’te uyuşturucu operasyonu o kadar büyük çaplı ki, Avrupa’nın en başarılı ili ünvanına sahip olmuş. Sözü uzatmaya gerek yok. Gidişat hiç te iyi değil. Sadece yabancılar veya uyuşturucu değil elbette sorunlar. İnsanlar geçinemiyor. Pahalılık almış başını gidiyor. Dün aldığınız ürünü bugün aynı fiyata alamıyorsunuz. Şehir başıboş, herkesin keyfince fiyat uyguluyor. Denetim ve kontrol güya yapılıyor ama hepsi boş… Çünkü bunu vatandaş hissetmiyor. Birde kurban bayramı geliyor. İnsanlar özellikle emekliler kurban kesemeyecek. Çünkü bir kurban emekli maaşından daha fazlaya geliyor. Vali bey kurbanlık sorunumuz yok demiş. Eyvallah ama milletin kurban alacak parası da yok diyenlerin sayısı o kadar çok ki…

DEPREMZEDE OLMAYANLAR DEPREMZEDE’NİN HALİNDEN ANLAYABİLİR Mİ?

Depremde evi yıkılmayan, hasarlı olmayan, evi yıkılan ve ağır hasarlı olanın halinden ne kadar anlayabilir sizce?  İşte bu kesim depremzedeler için karar veriyorsa, o işten nasıl sağlıklı sonuç çıkabilir? İşte Gaziantep’te şu anda bunu yaşıyoruz. Deprem mağdurlarının kaderini depremden mağdur olmayanlar çiziyor. Anlayamıyorlar onları. Neler yaşadıklarını sadece dinliyorlar, haklısın diyorlar sonra bildiklerini okuyorlar. Ben fazla uzatmak istemiyorum. Deprem Çalıştayına gittiğimde oldukça umutlanmıştım. Ama çıkan sonuç o depremzedelere ikinci depremi yaşattı. Gelin bu çaresiz insanları dinleyelim:

YETKİLİ MAKAMLARA AÇIK MEKTUP

Gaziantep’te evleri yıkılan depremzedeler olarak, yıkılan binalarımızın inşası için aylar öncesinde yerinde dönüşüm için ilgili makamlara   müracaatta bulunduk.  Ancak, bugüne kadar yürürlükte olan mevzuatlar sorunumuzu çözmekte kifayetsiz kalmış,, yeniden ev sahibi olmamızı nerdeyse imkânsız kılmıştır.

Depremin üzerinden 16 ay geçmiştir.

İlgili belediyelerimizden ve kurumlarından evleri yıkılan depremzedelerin mağduriyetini ortadan kaldıracak, devletimizin yükünü azaltacak yeni kararlar beklerken… Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Meclis Kurulu “17.05.2024   178’”nolu kararında   sorunlarımızın çözümünü beklerken biz depremzedeleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Büyükşehir Belediyesince meclisince “TAKS 0,45’e yükseltilmiş, “ancak hepimizin dört gözle beklediği; ilave kat ve emsal artışı kararı alınmamıştır. Biz depremde canlarımızı, evlerimizi, eşyalarımızı yitirdik. Hepimiz kiracı durumuna düştük.  Evlerimize kavuşmak umudu ile içinde bulunduğumuz zor şatlara katlanmaya çalışıyoruz.

Sayın Valimiz…Sayın milletvekillerimiz,Sayın Belediye Başkanlarımız,   Sayın yetkililer ve bu işin tüm tarafları.Sorunumuzu çözecek olan merci sizlersiniz.Kararı alacak olan sizlersiniz.Sizler ilave kat yetkisini vermek için daha neyi bekliyorsunuz?Bizlerin içinde bulunduğu bu durum sizleri rahatsız etmiyor mu? Sizlerin yakınlarınızdan evlerini, canlarını yitirenler olmadı mı?Siyaset sorunların çözüm kapısı olarak biliyorduk.Siyasilerimiz seçimden önce vermiş oldukları sözleri maalesef unutmuş gözüküyorlar. Maalesef sorunlarımız katmerleniyor. Umutsuzluğumuz artıyor.Lütfen bizleri görünüz!  Yaşadıklarımızı hissediniz! Kendinizi bizlerin yerine koyunuz ve bizi anlamaya çalışınız. İlave kat ve emsal artışı kararı belediyelerimizden çıkmadığı için bizler binalarımızın inşası için müteahhit şirketlerle anlaşma yapamıyor, proje çizdiremiyor, önümüzü göremiyoruz.

MADDİ VE MANEVİ PEK ÇOK ŞEYİNİ YİTİRMİŞ, GİDECEK BAŞKA BİR YERİ OLMAYAN HEMŞEHRİLERİNİZ OLARAK HAYATTA KALMAMIZ GİTTİKÇE GÜÇLEŞİYOR.   LÜTFEN BİZİ DUYUNUZ!   ALINMASI GEREKEN İLAVE KAT KARARINI BİR AN ÖNCE ALARAK BİZLERİN DAHA FAZLA MAĞDUR OLMASINI ÖNLEYİNİZ.  
 EVLERİ YIKILAN DEPREMZEDELER PLATFORUMU ADINA ALİ SİNANOĞLU
 
Merhaba Sayın Ökkeş Özekşi
Benim adım Coşkun Genç. 6 Şubat depremlerinde, Gaziantep merkez de tamamen yıkılan ve en fazla can kaybı yaşanan Ayşe Mehmet Polat sitesi sakinleri adına konuşuyorum. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi yetkililerine sesleniyorum. Bizim sokak hayvanları kadar değerimiz yok mu! 6 Şubat depreminden bu yana 15 ay geçti. Depremden hemen sonra Emniyet ve defterdarlığa liste vermemizi ve zararlarımızın ödeneceği söylendi. Biz gerekli başvurularımızı yaparak emniyete ve defterdarlığa enkaz altında kalan eşya ve araç listemizi verdik. Ancak bugüne kadar hiçbir destek ve yardım görmedik.Yerinde dönüşüm projesine müraacat ettik. Yapılan uygulama değişikliğiyle birlikte 6 Blok olan sitemiz 4 bloka düşürüldü. Bu yanlışlığın düzeltilmesi için başvurduk, Şehitkamil Belediyesi Ocak ayında 1.20 yani toplamda %20 lik bir emsal artışı yaparak mağduriyetimizi bir nebze de olsa giderdi. İçinde yaşanamayacak kadar küçültülen evlerimizde bir nebze olsun yaşanabilecek oranda bir emsal artışı yaptı. Şehitkamil Belediyesinin aldığı bu kararın Büyükşehir Meclisindende onay alarak uygulamaya konulmasını bekledik. Seçim arefesi olduğundan, yetkililer bize seçimden sonra meclisten geçecek dediler. Ne var ki, geçtiğimiz ay toplanan meclisten, mağduriyetimizi birazcık da olsa giderecek bu karar onaylanmadı. 6 Şubat’tan bu yana kirada hatta koyteyner evlerde yaşamını sürdürenlerimiz var. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve diğer yetkililer bizim mağduriyetimle ilgilenmiyorlar adeta bizleri yok sayıyorlar. Bizim sokak hayvanları kadar değerimiz yok mu! Biz bu ülkenin evlatları değil miyiz? Yetkililerden bir an önce mağduriyetlerimizi gidermelirini, bizim ve ailelerimizin kendi evlerimizde normal bir hayata dödürülmemiz için gerekli resmi uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz”
BEN GÖREVİMİ YAPIYOR VE DEPREM MAĞDURLARININ SESİNİ YETKİLİLERE DUYURUYORUM. BURADA İNŞAAT SEKTÖRÜ VE ODALARININ DA BİR İKİ KELAM ETMESİ GEREKİYOR. AMA BENİ KİMSE ARAMADIĞI İÇİN SADECE MAĞDURLARIN SESİNİ DUYURUYORUM.
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR