Sonunda yılların ihmali, doğru ve planlı yatırım eksikliği, pisliğin sürekli halının altına süpürülmesi sonucu, Gaziantep’in geleceği görülemedi. Milyona yakın şehre akın eden yabancıların mevcut alt yapıya büyük yük bindirmesi öngörülemedi. Elektrikte ve Suda çaresiz kalındı. Özellikle enerjide çözüm adına ciddi adımlar atılamadı veya ötelendi. Hep konuşuldu hep söylenildi ama bir türlü elektrik, doğalgaz ve internet gibi hayati sorunlar için geleceğin alt yapısına bir adım öteye gidilemedi. Bir kere bu şehir yıllardır İNTERNET yetersizliği nedeniyle Ortadoğu’da bile görülmeyen internet kalitesizliğine kurban edildi. Kullananlar olarak Dünyanın en pahalı internet ücreti ödüyoruz ama hizmet olarak dünyanın en kötüsünü alıyoruz. Ve en acısı bir Allah'ın kulu yöneticisi, Milletvekili, bürokratı Gazianteplilerin çektiği internet işkencesine çözüm bulamadı. Daha doğrusu bulmak adına adım atmadı. Şu anda bulunduğum bölge itibarıyla bilgisayara cep telefonumun internetinden girebiliyorsam, Burç Cebeler bölgesinde binlerce ev aynı sıkıntıyı yaşıyorsa, bunun tek sorumlusu hala ilkel yöntemle hizmet veren Türk Telekom'dur. Bıraktık yetersiz normal interneti, bu gidişle Faber'i ancak rüyalarımızda görürüz.

SICAKLAR BASTIRDI BEDELİ AĞIR OLDU

Gelelim asıl meselemize, yanı sıcaklar nedeniyle yaşanan elektrik kesintilerine… Size bir şey diyeyim mi, bu sıcaklık aslında GAZİANTEP’E KRAL ÇIPLAK dedi. Ne kadar ayıbımız ne kadar eksiğimiz ne kadar sorumsuzluk ve umursamazlığımız varsa hepsini gözler önüne serdi. Maalesef bedeli ağır oldu. Çünkü günlerdir insanların ev ve işyerlerinin elektriği kesildi. Haliyle bizde nasibimizi aldık tabii. Öyle kayıplar oldu ki, hastalar, ileri yaştaki insanlarımız çocuklar perişan oldu. İşyerlerinin ve evlerin buzdolaplarında ne kadar yiyecek maddesi varsa et dahil her şey bozuldu. Şehrin hemen her bölgesinde yaşanan bu sıkıntı için insanlar başvurmadık yer bırakmadı. Hava yüzyılın sıcaklığını geçtiği için ne dışarda ne işyerlerinde ne de evlerde nefes alınamadı. Daha birde nasıl bir akıl ise Gençlik Spor il müdürlüğü, bu sıcakta küçücük çocuklara hokey turnuvası düzenledi ve sabah 9'dan itibaren günlerce akşama kadar bir sürü maç oynattı. İnşaatlarda çalışanlar ancak 2-3 saat dayandı, ileri yaştakiler baygınlık geçirdi. Gaziantep’in cadde ve sokakları uzun yıllar böyle ıssız ve sessizlik yaşamadı. Sonunda Güneş mahallesinde halk ayaklandı ve sokağa çıktı.

BİR ABDULLAH TANCAN CİDDİ ŞEKİLDE HAREKETE GEÇTİ

Gazete olarak özellikle son 15 gün boyunca sürekli olarak bilgilendirici, uyarıcı haberler yaptık. Haftaya bakışta durumu değerlendirdik. Elektrik Mühendisleri Oda Başkanı İslim Arıkan’ın artık gerçeği itiraf eden ve hepimizin gözünü açan sözlerini yayınladık. Odanın kurucularından Erol Karabay’ın enerji alt yapısındaki ihmalleri, yapılması gerekenlerin yapılmadığı ifade eden görüşlerini yazdık. Ve bu arada hiçbir Allah'ın kulu yetkilisi, yani kenti yönetenlerimiz ve Milletvekillerimiz ile bürokratlarımızdan ses gelmedi. Sadece Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan yardımcısı ve Gaziantep’i iyi bilen Sayın Abdullah Tancan durumun vahametini dile getirdi. Tancan gelişmeler ile yapılacaklar hakkında gazetemize bilgi verdi. Enerjisa’nın hemen harekete geçmesi için gerekeni yaptı. Birde CHP Milletvekili Melih Meriç bu konuda açıklama yaptı. Bu sessizlik ve ilgisizlik son 2-3 güne kadar devam etti. Ne zaman ki sıcaklık şehri tarumar etti, ne zaman insanların isyanı sosyal medyayı ayağa kaldırıp X’te (Twitter) TT oldu, işte o zaman AK parti eski Milletvekili Şamil Tayyar sorunu sosyal medyada duyurdu. Ardından Milletvekili Bünyamin Bozgeyik açıklama yaptı. Son olarak birde DEVA Parti Milletvekili Ertuğrul Kaya açıklama yaptı, o kadar… Yani Bürokrat atamalarında, kendi adamlarının önemli koltuklara gelmesinde bir araya gelerek ortak hareket eden bazı Milletvekillerimizin hiç sesi çıkmadı. Halk yanıyoruz nefes alamıyoruz dedi, onlar bir su bile uzatıp nefes almasını sağlayıcı adımlar atmadı.

LİYAKATLI İNSANLAR SAF DIŞI BIRAKILDI

Peki Gaziantep bu günlere nasıl geldi? İşte asıl mesele burada… Çünkü kurum ve kuruluşlarda ne kadar liyakatli, yetişmiş, nitelikli Gaziantepliler varsa hepsi saf dışı bırakıldı. Tecrübesi bilgisi umursanmadan bazıları ileri yaşından, bazıları ise siyasi düşüncesinden dolayı kurum ve kuruluşlardan uzaklaştırıldı veya emekli edildi. Oysa onlar altındı, mücevherdi. Kurumların ve şehrin hafızasıydı. Ama karar vericiler işin en önemli noktasında gözlerini kapattı, kulaklarını tıkadı. Şu son sağlık operasyonunda öyle olmadı mı? O kadar değerli ve yetişmiş insanlar sırf kendi adamlarını getirmek isteyenler tarafından harcandı. Kim veya kimler harcadı? Gaziantepli olmayanlar. Kimleri harcadılar, Gaziantepli olanları, veya artık ailesiyle ruhuyla bedeniyle Gaziantepli gibi yaşayanları…

ESKİ MİLLETVEKİLLERİ VE BÜROKRATLAR NEREDE?

Bakın şöyle yakın tarihe… Bürokraside, kurum ve kuruluşlarda kimler geldi kimler geçti. Her şeyi bırakın Milletvekillerine bakın. Şimdi eğer o eski Milletvekili ve Bakanlarımız olsaydı Gaziantep bu kadar ihmal kurbanı yapılır mıydı? Kaderine terkedilir miydi? Geçmiş yıllarda biz iki satır yazı yazdığımızda hemen belediye başkanları, Valiler, kaymakamlar, parti teşkilatları ve Milletvekilleriyle bakanlar harekete geçerdi. Sorar sorgular, araştırır ve çözümler arardı. Ankara’nın altını üstüne getirir Gaziantep’in geleceği adına alt yapı konusunda çözüm odaklı çalışırlardı. Şimdi öyle mi? Bakın sadece enerji konusunda yine yakın tarihlerde gazete olarak alt yapı konusunda günlerce yayın yapmış uyarılarda bulunmuş vatandaşın sesini duyurmaya çalışmıştık. Sonunda Davut Gül zamanında valilikte çok geniş kapsamlı bir toplantı yapıldı. O toplantıya haliyle bende davet edilmiş ve gerekenleri söylemiştim. Yani şimdiki gibi değil. Şimdi haberimiz bile olmuyor şehirle ilgili böyle toplantılardan. Oysa hep söylemişimdir, şehirle ilgili yapılacak toplantılara o konuyla ilgili olarak kentin liyakatli ve tecrübeli, şehir hafızasına sahip birkaç kişiyi davet edin diye… Ki öyle yapılsa kenti yönetenler, kentte yaşayan halkın olaya nasıl baktığını dile getirir, çözüm konusunda önemli yol alınmasını sağlar. İşte bunlar eskiden yapılırdı… Şimdi ise sonradan öğreniyoruz şehirle ilgili alınan kararları. O da yüzeysel, salt basına haber geçilsin babından bir metinden öteye gitmiyor.

HAZIRLANAN PROJELER DOĞRU ÇIKMAYINCA BOMBA PATLIYOR

Evet gelelim finalimize… Şimdi herkes alt yapı ve kesintiler ile arızalar nedeniyle Enerjisa’ya vuruyor. Elbette haklı tarafları çok fazla. Çok net söylemeliyim ki, Gaziantep’te alt yapı kentin ihtiyacına cevap verecek düzeyde değil. Tamam projeler filan ama sonuç odaklı değil. Öyle projeler varki, 5 yıl sonraya bile sarkıyor. Ama bu son olayda işin derinine inildiğinde durumun farkı ortaya çıkıyor. Çünkü Gaziantep için tüm kararlar, yatırımlar projeler kısa adı AYKOME olan Alt Yapı Koordinasyon merkezinde planlanıyor. Belediyelerin, Enerjisa’nın, Gazdaş’ın, Türk Telekom’un ve PTT’nin temsilcileri toplanıyor, burada yatırımlar için 5 yıllık planlama yapılıyor. Tabii arada değişimler için toplantı yenileniyor. Bu toplantıda Tarihler belirleniyor ve harekete geçiliyor. Mesela Enerjisa’nın 5 yıllık planlamasında öngörülen yatırımlar yaz-kış normal hava şartları ile inşaat sektörünce yapılan binalar ve iş merkezleri için hazırlanan projelere göre şekilleniyor. Şimdiki durum inşaat sahibi ve mühendis başvurusunu yapıyor, olası enerji giderini rapor ediyor ve projesini sunup iznini alıyor. İşte şu anda Gaziantep'in yaşadığı bombanın pimi orada çekiliyor. Çünkü adamların yaptığı bina öyle 4-5 katlı değil. 10-15 hatta 20 kat ve o binalarda dünyanın daireleri var. Ama sanki 4-5 katlı bir bina gibi proje hazırlıyor. İşte bunu sorgulayan, araştıran, böyle şey mi olur, yapılan bu binaya sadece bir Trafo ancak yeter cevabı veremiyor. Ve o bölgede bunun gibi onlarca bina için bir trafo yetersiz kalıyor. Oysa Enerjisa yetkilileri o binalar ve iş merkezlerinin projelerini detaylı bir şekilde projede sorgulayıp incelese, enerji sarfiyatı doğru biçimde belirtilse sıkıntı olmayacak. Ama Müteahhitler, örnek bin kişinin yaşayacağı yere bin kilovat enerji istiyorum deyip Enerjisa’da bunu kabul edip onay verdikten sonra inşaat bitişinde işler değişiyor. Çünkü, müteahhitin ilk projesinde belirtilen enerji gideri büyüyünce bana 2 bin kilovat gerekiyor diyor. İşte zaman işler sara sarpıyor. Gaziantep’te yetersizlik tam da budur…Mevcut trafolar yükü kaldıramıyor, hatta bazılarında yangın çıkıyor. Hava sıcak, yük ağır… Başka ne beklenebilir ki?

O BİNALARA AYRI AYRI TRAFO LAZIM

Şimdi anladınız mı durumu? Bunlar yapıla yapıla birazda özensiz davranıp göz yumula yumula, mevcut trafolar o binaların enerji ihtiyacını karşılayamaz hale geliyor. Haliyle sürekli kesintiler oluyor. Trafolar ne kadar güçlenirse güçlendirilsin yetmiyor. Bu arada özellikle Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, alt yapılar başta olmak üzere yeni yapılan yerlerin kapasitesini inceleyip görmeli. Üstelik Gaziantep’te hala direkt üstü trafolar var. Bunlar asla olmamalı. Ne yapılırsa yapılsın yeraltı kablosu yapılmalı. O bina veya binaların kapasiteye göre kaç amper taşıyacağı belirlenmeli ve kablo yüzde 100 olmalı, hiç değilse 70 üstü seçilmeli. Hülasa yıllardır işler böyle yürümüş ve yürütülmüş şehrimizde. Bu iş ilk kez Güvenevlerde patlamıştı birkaç yıl önce. Binalar yükselirken enerji alt yapısı hiç hesaba katılmamıştı. O zamanda kesintilerden dolayı bu bölgede kıyametler kopuyordu. Son sözüm şudur; Bu gelişmeler ve olaylardan ders alıp, çok acil şekilde belediyeler alt yapısı olan tüm kurumlarla ortak hareket etmek için adım atmalı. AYKOME sürekli çalıştırılması her şey tekrar gözden geçirilmeli. Tekrar ediyorum şimdiki Gaziantep’te yapılan sadece bir apartmana kesinkes bir trafo ancak yeter. Yani Doğalgazı, kliması, ısıtıcı ve soğutucusu ile o bina bir mahallenin enerjisine bedel sarfiyat yapmaktadır. Zaten şimdilerde kıyamet bundan kopmaktadır.

HEPİNİZE SERİN BİR HAFTA DİLİYORUM