Gaziantep FK, 3-0 yenildiği Konya deplasmanında malesef oyundaki olarak da rakibinin ciddi şekilde gerisinde kaldı. Maçta konuşulacak birçok konu var, fakat 5 tane dikkat çekici husus bulunuyor.

1. Futbolda Teknik Direktör olarak 2,5 ayda yapabileceğiniz ve yapamayacağınız şeyler vardır. 2,5 ayda eğer size %80'i hazır bir takım verildiyse, o takımın temposunu, ritmini veya genel bir ifadeyle atletik perfomansını istenilen seviyeye getirebilmeniz, rakiplerinizle bu anlamda eşit duruma gelmeniz beklenir. Konya yine genel bir ifadeyle vitesi 4'e 5'e çıkarırken; Gaziantep FK, 3.vitese bile çıkamadı maçın hiç bir bölümünde. Rakip sizden daha kaliteli olabilir, ama sizden daha diri ve daha çok koşuyorsa burada belirgin bir eksiklik söz konusu. Gaziantep FK yönetiminin bunu dikkate alması lazım. Gerekirse teknik ekipten bu konuda bir açıklama talep etmesi gerekiyor.

2. Kanat anlayışı ve Maxim... Gaziantep maça, kanat olarak bir tarafta temposu çok düşük olan, antrenman eksikliği olduğunu düşündüğüm Kulasin, sol tarafta ise Maxim ile başladı. Maxim'i koşturursan etkinliği düşer. Maxim, doğru pozisyon alan, topu kullanan, arkadaşlarını koşturan bir oyuncu profilinde. Nabzını yükselttikçe yani fazla koşturdukça pas, şut, vuruş kalitesinin düştüğünü biz yıllardır biliyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz. Teknik heyetin bunu göz ardı etmesi inanılır gibi değil. Bu 2 oyuncunun geriye dönememesi nedeniyle zaten ön bölgesi etkili olan Konya'nın bekleri de iyi olunca istediği atakları yapan bir Konya izledik.

3. Kozlowski ve Bacuna gibi savunma yönü olmayan 2 oyuncuyla sahaya çıkıyorsunuz. Arkalarınanda süpürme/oyun kurma görevi olarak 10 gün önce gelen, antrenmansızlığı yüzünden okunan N'Diaye'yi konumlandırıyorsunuz. Hem N'Diaye'ye hem de Ögün ile Furkan'a haksızlık bu. Futbol bu kadar ucuz ve hesapsız bir oyun değil.

4. Maç öncesi analiz. Geçen hafta Konya'yı izleyen ve bu rakibin kadrosunu gören Gaziantep ayarında her takımın kontra atak futbolunu benimsemesi beklenir. Kontra atak oynayacaksak ileri uçta Boateng doğru bir tercih. O zaman kanatlarınızın da süratli ve tempolu olması gerekmez mi? Maxim'in orada ne işi var? Üstelik kontra atak için 2 temel etmen gerekir. Atan ve koşan. Koşan olsa bile, topu atacak olan Maxim'in merkezde konumlanması gerekmez mi? Koşucu bir oyuncu olan Lungoyi'nin kadroda olması daha iyi bir sonuç vermez mi?

5. Rakibin Umut, Jevtovic, Adil, Aleksic ve Bazoer gibi hava hakimiyeti olan kadrosu karşısında Arda gibi sert ve agresif bir stoperin kesilmesi, oynatılmaması ne kadar doğru? Üstelik defans bloğunda birlikte oynama pratiği çok önemliyken bu değişikliğe ne gerek vardı?