Bu köşede tam 11 sene olmuş Doğuluların dayanışması başlıklı yaptığım değerlendirmeye... 17 Kasım 2014 yılında kaleme aldığım bu yazım o tarihte büyük yankı uyandırmıştı. Aradan geçen 11 sene boyunca Doğuluların dayanışmasının ardından Suriyelilerin dayanışmasını da görmezden gelemem. Benzer bir dayanışma Suriyelilerin ki… Peki Gazianteplilerin dayanışması ne durumda. İşte orada duralım… Çünkü Gaziantepliler o dayanışma ruhunu unutmak üzereler. Gaziantepliler için en iyi tarif Cehennem Zebanisi hikayesidir.
"Adam ölmüş cennete gitmiş, meleklere rica etmiş ve “birde cehennemi görmek istiyorum?” demiş. Getirmişler adamı cehenneme, koca koca kazanlar ve yanı başında adına zebani denilen kişi elindeki tokmağıyla kim kaynar sudan kafasını çıkartıyorsa, hemen tokmağıyla kafasına vuruyor ve kaynar suyun içine girmesini sağlıyor. Bunları gören adam tam o sırada bir kazanın başında Zebani olmadığına dikkat ediyor. Haliyle merak edip Cehennem Meleklerine “bu kazanın başında niye Zebani yok?” Diyor. Verilen cevap “o kazan Gazianteplilerin kazanı, onlara Zebani gerekmiyor, çünkü kazandan kim kafasını kaldırıp çıkmak istese alttakiler onu ayağından içeriye çekiyor. Böylece kimse yukarı çıkamıyor” diyor… "
Şimdi gelelim 17 Kasım 2014 yılında kaleme aldığım köşeme… Büyük ihtimalle çoğunuz yeni okuyacaksınızdır, okuyanlar da belki unutmuştur… Haydi birlikte okuyalım:
DOĞULULARIN DAYANIŞMASI
Son yıllarda hem dikkatimi çekiyor, hemde takdirimi ve saygımı kazanıyorlar. Çok net şekilde ifade etmem gerekirse, yıllar önce Doğu illerinden şehrimize gelmiş olanların dayanışması hakikaten takdir edilecek cinsten. Gaziantep'te varlıklarını hissettirme adına emin adımlarla ilerleyen Doğulu iş adamları ve sanayicilerin, her geçen gün kentte etkili isimler haline gelmeleri elbette tesadüf olamaz.
Gerek iş dünyasında gerek siyasette, dernekleşme ve STK olma yolundaki politikaları oldukça dikkatimi çekiyor. Siyasette herkesin yaptığı gibi güç kimde ise onun yanında oluyorlar. Meclislerde koltuk kapmasını biliyorlar. Odalarda ve derneklerde, tepelerle oynayıp hedef olma yerine, altlarda olmayı tercih ediyor ve kendilerine yer buluyorlar. Her şeyi zamana bırakıp sürekli kendilerini geliştiriyorlar. Bu anlayışla Gaziantep'e varlıklarını artık her platformda hissettiriyorlar. Dahası ve en önemlisi Bayramlarda BEYAZ ANTEPLİLERDEN oluşan STK ve Dernekler tatillere çıkarken, onlar şehrimizde kalıyor. Onun içindir ki, siyasiler onları dikkate alıyor ve bulundukları mekanlara gidip bayramlaşıyor. Önde gelen isimler hazır ve nazır bekliyor saygıyla. Yakınları, çalışanları, çocukları hepsi gelen ziyaretçileri saygıyla karşılıyor.
En çok beğendiğim yönleri ise, işleri kötüye giden, yardıma muhtaç olan hemşerilerine sahip çıkmaları. Bunun tersi büyümek isteyenler için de girişimlerde bulunuyorlar. Hemen el ele veriyorlar, toplantılar düzenliyorlar, işi kötüye giden veya zora giren hemşerilerine maddi destek sağlayıp ortam yaratıyorlar. Onların tekrar toparlanmasına katkıda bulunuyorlar. Büyümek isteyenlere ise yol gösterip önünü açıyorlar.
ANTEPLİLER DE TAM TERSİ HAKİM
Bunları gören ve yaşayan birisi olarak, Gaziantep'in yerlilerinin, yani şimdi moda tabirle BEYAZ ANTEPLİLER 'den... Bir iş adamının zor duruma düştüğünde, onun başına neler geleceğini de çok iyi görenlerden birisiyim. Çok acı ama tamamen gerçek olan şey, Antepli bir iş adamı sıkıntıya girdiğinde etrafında kimsenin kalmayışıdır. O iş adamına destek verip ayağa kalkmasını sağlamak yerine, yine bazı Antepli ağa - babalar ve Tuzu kuruların ilk iş olarak hemen zor durumdakinin fabrikasını veya işyerini ele geçirme planları yapmalarıdır. Hemen senaryolar yazılır, haberler salınır, güya destek görüntüsü adı altında, adları belli malum isimlerle pazarlığa girişilir ve belki de birkaç sanayicinin desteğiyle ayağa kalkabilecek o firmalar ucuz fiyatlarla ele geçirilir. Örnekleri çok, en azından 5-6 tanesini bizzat biliyorum. Hep sanayici değil söyleyeceklerim. Küçük orta boy işletmeler, firmalar, hatta esnaflar bile dahildir bu anlayışa. Azıcık sallantıya gir, azıcık ödemelerde sıkıntı yaşa, hemen yok edilmeye hazırsın demektir.
BU GAZİANTEP ARTIK İFLAH OLURMU ?
Onun içindir ki, Doğulular el ele vererek güçlenirken, yardımlaşıp hemşerilerini ayağa kaldırırken, Gaziantepliler dediğimiz şehrin önde gelenleri veya işleri düzgün olanlar, böyle şeyleri tersine uygulamaya geçerler. Bu nedenledir ki, Doğulular güçlenip siyasette, ekonomide, sosyal faaliyetlerde söz sahibi olurken, kendilerini Antepli sayanlar her geçen gün Anteplilik'ten uzaklaşıyorlar. Oysa gerçek Anteplilik, dayanışma ruhuyla beden bulmuştur. Yardımlaşma, fakirlere, kimsesizlere el uzatma, destek olma beraberinde gelir. Kent Milliyetçiliği vazgeçilmez bir inanç abidesi gibi tarih boyunca iliklerimize kadar işlemiştir. Ne var ki, artık o duygulardan eser kalmamıştır. Bencil'leşilmiştir. Bir zamanlar gören gözler, görmez'leşmiştir... Duyan kulaklar duymazlaşmıştır. Gaziantep şehir olarak artık kimsenin umurunda değildir. Varsa yoksa BEN EGOsudur. Vahşi Kapitalizm her yanımızı sarmıştır. BİZ kavramı önemini yitirmiştir. Şehrin sorunlarıyla ilgilenilmez, kültürüyle, tarihiyle, gelenek ve görenekleriyle bırakın kendilerinin ilgilenmesini, çocuklarına bile aşılamaz olmuşlardır. Yaptıkları en büyük beceri, bol bol şikayet etmek, kapalı alanlarda dedikodu yapmak, dışarda seslerini çıkarmamaktır. Sıkıntıya hiç girmezler. Girenleri de güya babacan bir tavırla 'karışma öyle şeylere, sana mı kaldı memleketi düşünmek' diyerek, herkesi kendileri gibi yapmak için çaba göstermektedirler. Biraz burunları kötü koku alsa, temelinde KAÇMA olan B planlarını harekete geçirirler. Onların gözlüğüyle baktığınızda Antep kurtuluş savaşından beri maalesef böyle devam ettiğini rahatlıkla görürsünüz. Sıkıştımı kaçarlar veya ortalıkta gözükmezler, işler durulup düzelince hemen ön plana çıkarlar. Onun içindir ki, bunları söyleyip yazmak ve KÖTÜ OLMAK yine bana düşer.
BİŞEY İTİRAF EDEYİM Mİ?
İşin doğrusunu söylemem gerekirse, 2014 yılının sonlarına geldiğimde gördüğüm tek şey nedir biliyor musunuz; Bu Gaziantep artık iflah olmaz.
NOT: Bu değerlendirme sadece Doğu illerinden gelen ve şehrimize yerleşen kardeşlerimiz için yapılmıştır. Sırada Suriye' den gelenler vardır. Onlar da aynı Doğulu vatandaşlarımız gibi el ele verme eğilimi göstermekte, işyerleri açmakta, dayanışma içine girmektedirler. Yakında Suriyeliler için de bir değerlendirme yapacağım.
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR