Bilip bilmeyenler beni kesin fıstık üreticisi filan sanacak. Çünkü her yıl mutlaka fıstık konusunu işliyor, üretici ağırlıklı haksızlık yapıldığını dile getiriyorum. Bunun için de çok dua aldığımı söylemeliyim. Ama çok öfkelenen olduğunu da biliyorum. Bir kere vicdanen rahatım. Çünkü tane bile fıstık ağacım yok… Ama fıstık canım isterse gider paramla çerezcilerden alırım. Maalesef birçok çerezci kaliteyi bozduğu, en önemlisi fiyatları abarttığı için bir süre fıstık yemedim almaktan vazgeçtim. Zaten Gaziantep Çerezciden geçilmez halde. Şimdi canım isterse aldığım yer bir arkadaşımın tavsiyesiyle gittiğim Duisburg Bulvarında Habbe diye çerezci. Adını veriyorum çünkü temizler kaliteli ürün satıyorlar. Onun için bazıları benim fıstıkçılardan menfaatlendiği mi düşünecek olursa yüzlerine şamar gibi tokadı indireyim. Ama bir fıstık üreticisi arkadaşım var, o geçen sene sağ olsun taze ben getirmişti, birde sonradan galiba özel Siirt fıstığı yetiştirmişti onun da tadına bakmamı istemişti. Doğrusu çok lezzetliydi. Bu sene yok yılı olduğu için sanırım ağaçlar ürün vermemiştir.
MARKA BAKLAVACILAR BOZ FISTIKTAN ŞAŞMIYOR
Neyse gelelim konumuza. Biliyorsunuz bu sene fıstığın yok yılı… Geçen sene var yılıydı, bu sene yok. İşte bu yok yılında işler karıştı. Çünkü Fıstıkla ilintili bunda baklavalar için özellikle boz fıstık, (buna Antepli olarak Kuş boku) deniyor. Tabii değinmeden geçemeyeceğim, baklavacı, katmerci ve kadayıfçıların içinde marka olan firmalar kesinlikle boz fıstıktan şaşmıyor. Onun için de fiyatlar yüksek oluyor. Boz fıstık dışında içerisinde azıcık fıstık olan ama fıstıktan ayırt edilmeyen maddeler katanlar haliyle ucuza veriyor.
ÇEREZCİLER DE İŞİN HİLESİNE KAÇIYOR
Bu olay nereden patladı? Özellikle Boz fıstığın toptancılar tarafından aniden fiyatının yükseltilmesiyle tepki gördü. Sadece boz fıstık değil tabii, normal çerez olarak yediğimiz fıstık ta pahalanıyor haliyle. Bizlerde bazen atıştırmalık niyetine filan alıyoruz. Tabii bunu yazarken hiç alamayanların olduğunu ve özellikle çocukların büyük kısmının fıstık memleketinde fıstık yiyemediğini belirtmeliyim. Bir ara bir okurum yazmıştı, çocuğuyla aylığını aldığı gün fıstık anlaşması yaptığını. Sonra fiyatlar pahalanmaya başlayınca ucuz diye bir yerden fıstık alıp gittiğini, çocuğunun “baba bu fıstık öncekiler gibi değil. Çoğu çürük bozuk çıkıyor” dediğinde kahrolduğunu söylemişti. Birde bu var tabii. Şimdi bazı çerezciler sağlam fıstıkların içine çürük de katarak satıyorlar. 10 sağlam varsa 5 tanesi çürük çıkıyor. Gözlerini para bürümüş olanlara ne diyeyim ki…
FISTIK BARONCULARINA DUR DENİLMELİ
İşte o gözlerini para bürümüş kişiler, komisyonculuk yapıyor, zor durumdaki üreticiden ucuza aldıkları tonlarca fıstığı depolarda bekletiyor. Bu sene tatlıcı baklavacı kesimin “yeter artık” dedikleri isyan nitelikli tepki, sonunda bakanlığa kadar uzanıyor ve tek çare olarak İTHAL kararı alınıyor. Bir kere şunu net söylemeliyim, İTHALİN HER TÜRLÜSÜNE kesin karşıyım. Bu ülkede özellikle tarım ve hayvancılıktaki geri kalışın tek nedeni ithal baronlarının aç gözlülüğüdür. Ama bazı durumlar oluyor ki, bu Gaziantep’tekiler (acaba onlara da FISTIK BARONCULARI MI DEMELİYİM?) Fıstığı depolara dolduruyorlar, bin bir türlü hile ile para kazanıyorlar. Sonra da ithal lafı olunca memleket sever olup ezdikleri üreticilere sahip çıkarmış gibi gözüküyorlar…
DEVLETİMİZ NİYE O DEPOLARA EL ATMIYOR?
Sonrasında tepki üstüne tepki… Bakınız İthale karşıyız diyenlerin açıklamalarını okuduğumda birisinin de Komisyoncu ve fıstık stokçuları için tek kelime ettiklerini göremedim. Benim her gün yaptığım yorumlarda bu incelikten bahsedince sesleri kesildi nedense. Aslında tepki gösterenler asıl fiyatları onların keyfi olarak yükselttiğini görmüyorlar, olayı üreticinin mağduriyeti olarak ele alıyorlar. Ne var ki nihayetinde birisi de “bu Devlet niye Gaziantep’te ve çevre il ve ilçelerde depolarda saklanan binlerce ton fıstığı görmüyor. Bunların piyasanın fıstığa ihtiyaç duymaya başladığı anda fiyat yükseltip satmalarına, benim devletim niye seyirci kalıyor?” demiyor…
İŞTE ŞİMDİ ŞOK OLACAĞINIZ BİLGİLER
Bakın çok net, ama ÇOK NET söylüyorum, Gaziantep’te bu sene FISTIĞIN YOK YILI değil mi? Yemin ediyorum depolarda saklanan bekletilen fıstıklar Gaziantep’e 5 sene yeter… İşte bu noktadan ele alarak, gelin sizlere içi yanan, yüreği dayanamayan bu dünyanın içinde olan bir okurumun gönderdiği ibret dolu bilgileri paylaşayım… Okuyun ki ne hileler yapıldığını ne fırıldaklar çevrildiğini gözlerinizle görün… İsim vermeyeceğim ama gerektiğinde kararlı olan bir yetkili hatta bakanlıklar öğrenmeye gerek duyarlarsa, bu okurumla konuşmalarını sağlarım. Hadi gelin kanımızı donduran bu olayı birlikte okuyalım:
Ökkeş abi selamlar, Nasılsın? Bir iki kelam edeyim istedim fıstıkla ilgili. Ben 10 yıl boyunca profesyonel olarak fıstık ticareti yaptım, odağım da katma değerli üretip ihracat etmekti. Ama en sonunda pes ettim ve bu stokçular yüzünden bıraktım 2 yıldır.
1-Olay şurada patlıyor; sezonda çiftçi fıstığını üretim maliyetini karşılamak için piyasaya (hal’e en büyüğü Nizip Fıstık hali, sonra Gatem, sonra Birecik) getiriyor ve kayıtsız, şartsız ve kuralsız bir şekilde Hal’deki 4-5 büyük stokçu (isim de verebilirim) tarafından belirlenen fiyat ile kayıt dışı paraların da bulunduğu, tamamı nakit olarak satın alınıp, tamamına yakını kayıtsız bir şekilde kurutma tesislerinde kurutulup kavlatılıp hallerdeki dükkanların arkasında stoklanıyor.
2-Hal’deki esnafların çoğu ürün yok satamıyoruz derken aslında dükkanların arkası minimum 50 ton 100 ton bazen 200 ton kadar kavlaklarla dolu. Bu süreçte ki vergi kaybı inanılmaz. Göstermelik olarak yapılan müstahsiller yapılan ticaretin %5 i bile değildir.
3-Bu bir yolu. İkinci yolu ise biraz daha uyanık olan stokçular, Lisanslı depoları kullanarak yolsuzluk yapmaktalar (isim isim de söylerim gerekirse). Burada ki yolsuzluk ise, ÇKS si olan stokçular piyasadan elde ettikleri fıstığı buralara park edip %70 oranında 0 faizli kredi kullanıp, (oyun burada başlıyor) çoğu ÇKS si olan ve ufak ufak fıstık ticareti yapan ve Lisanslı depo ile ilgisi olmayanlardan kiraladıkları tarlalarla üretmedikleri fıstığı kendilerininmiş gibi tekrar piyasadan ucuza aldıkları fıstıkları (düşünün finansmanı da beleşe getirdiler) tekrar lisanslı depoya park ediyorlar.
4- Satmak istediklerinde de ufak bir sözleşme tadilatı ile kendi deposuna çekip yine kayıtsız vergisiz faturasız satıyorlar. İşte bu durumda da piyasa bozuluyor. Halde 500 dükkân varsa Nizip'te özellikle, 5000 tane de ayakta fıstık alıp satan ve 1 lira vergi vermeyen 1 işçi çalıştırmayan kaçak ve her türlü kirli para ile ticaretini yapan insan var.
5-Bu durumda tabi ki fıstık fiyatları buralara gelir. Burada yatırım yapıp tesis kurup yıllık plan yapıp bu plana göre stok yapan işletmeleri de ayrı tutmak lazım. Bunlar da stok yapıyor ama onlar satış rakamlarını göz önüne alarak, NAKİT ödeme yapmadan, faturasız mal satmadan, odağı ihracat olanlar ayrı tutuyorum. Onun dışındaki herkes suçlu ama Herkes tabii. Abi benim hiç çekincem yok. Gerekirse sen beni kaynak da gösterebilirsin.
6- Sayın Özekşi, benim öz abim de fıstıkçı, fabrikasını da ben kurdum ama hepsi gibi o da dahil bu konuda. Seni takdir ediyorum, mağdur edilen üreticilerin haklarını arıyorsun. Bende senin gibi düşündüğüm için senin yanındayım. Bu konuda, her türlü bilgi de belge de veririm. Gerekirse benim firmam da ceza alsın umurumda değil yani. Sizinle çok yazıştık daha önce başka konularda. Belki bilmiyorsundur ben doktoralı ekonomistim. Hiç korkmadan git üstlerine abi, kim aksini iddia ederse hepsi vız gelir bana. Bende bütün bilgiler de işleyiş de var. SAYGILARIMLA
Evet sevgili okurlarımız, artık siz ne düşünürseniz düşünün ama var olan gerçek budur…
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR