Seçimden bir hafta önce ile bir hafta sonrayı şöyle film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirin isterseniz. Bizler vatandaş olarak, onlar adaylar olarak sonuçların böyle tecelli edeceğini akıllarının ucundan geçirebilirmiydi?

Ben sanmıyorum, çünkü iktidar partisinde iç sıkıntılar oluyordu ama büyük bir kesim, yine de tüm öfkeli tepkiye rağmen oyların AK Parti’ye verileceğini sanıyordu. Allah var ben sadece ilçelerde sürprizler olabileceğini tahmin ediyordum. Çünkü ilçelerden gelen haberler sanki seçim sonrası gördüğümüz tablonun görüntülerinin işaretini veriyordu. Ama merkez ilçelerde AK Parti’nin devam edeceğini düşünüyorduk. Zaten bunun içindir ki, ana muhalefet partisi CHP, Büyükşehir ve iki ilçede aday bulmakta sıkıntı yaşadı. Özellikle Büyükşehir için. Sonunda Dr.Muzaffer Ertürk ikna edilmişti. Sonradan bu doktorumuz adaylıktan çekilmiş ama rica minnet devam ettirilmişti. Bu partide meclis üyeleri tespiti konusunda birçok iddialar üzerine genel merkez ile il ve ilçe teşkilatları arasında soğuk harp yaşanmış, istifalar gelmiş ama sonra Ankara’da karşılıklı anlaşma sağlanarak il ve şehitkamil ilçe başkanının devam kararı alınmıştı. Yani anlayacağınız aslında muhalefet kazanmaya odaklanmamıştı. İhtimal de vermemişti. Ne var ki seçim sonuçlarını görünce ne kadar yanlış yaptıklarını görmüş oldular.

OĞUZELİ’NDEKİ YANLIŞ TERCİH BEKİR HOCANIN İŞİNE YARADI

Cumhur İttifakının anlaşma gereği MHP’ye bırakılan Oğuzeli’nde Mevcut belediye başkanının devam kararı alınınca, Bekir Öztekin’in Yeniden Refah Partisine kaymalar olabileceği biliniyordu. Bekir hocanın daha önce bu ilçede başkanlık yaptığı için iyi bir kitlesi vardı ve onlarla birlikte büyük bir çalışma içine girildi. Sait Kılıç’ın ilk yıllarındaki performansının sonraki yıllarda düşmesi, Oğuzeli’nin büyükşehir’in sağladığı büyük imkanları yeterince değerlendiremeyişi, burasının hala köy görüntüsünden kurtarılamayışı, Sait başkanın nasıl olsa kazanırım havasına girmesi sonucu, Cumhur ittifakı oldukça fazla oy kaybına uğradı. Şimdi Bekir hoca bu güzel ilçeyi özellikle merkezini elden geçirmeli ve o yolları, çevre düzenini, ciddi bir imar planlaması yaparak Oğuzeli’ne yaraşır hale dönüştürmesi gerekiyor.

NİZİP’TE VATANDAŞIN SESİNE KULAK VERİLMEDİ

Nizip için aslında görünen köy kılavız istemiyordu. Bu ilçemiz nedense yıllardır, özellikle merkezde gerek imar planlaması, gerek ulaşım ve gerekse birbirine girmiş binalar ile dükkanların düzensizliğinden ve çarpık yerleşimden kurtarılamadı. Ne zaman gitsem değişen fazla bir şey olmadığını gözlediğim bu şirin ilçemiz maalasef yaşanılabilir hale dönüştürülemedi. Siyasetin ve iş dünyasının çok güçlü merkezi olan Nizip, idari yönden o gücü ilçenin daha yaşanılabilir hale dönüştürülmesini sağlayamadı.  Yıllardır hep aynı isimlerin hep aynı profillerin sanki babalarından miras kalmış gibi belediyeden çıkmayışları, hizmet ağırlığından çok siyasi bağların daha güçlü olması yolunda sarfedilen enerji, sonunda bir yerde bitecekti. Ve böylece birçok yerde olduğu gibi Nizip halkının önemli kısmı, kendilerini anlamayan sadece siyasete odaklanan Bakanlar ve Milletvekilleri çıkarmasına rağmen bu gücün yaşanılabilir kent olması yolunda hiç çaba sarfetmeyenleri adeta cezalandırdı. Hele son aday tercihi aslında filmin sonunu getirmiş oldu. Nedense AK Partinin vekilleri, başkanları ve  genel merkez, ilçedeki vatandaşların sesine kulak vermedi. Sadece partili çevrelerin etkisinde kaldılar. Mehmet Sarı aslında niyetli idi ama ortamı görünce sesini çıkarmadı ve kenara çekildi. İşte bu ilişkilerin tek taraflı şekillendiği daha çok ahbap çavuş ilişkisi ve ailelerin etkili konuma sokulması, AK Parti’nin doğru karar almasının önüne geçti. Yaşanan bu gelişmeler Nizip halkının önemli kesiminin tepkisi özellikle Yeniden Refah’a çok ciddi bir kayma sağladı. Böylece AK Parti’nin kaybetmesi kaçınılmaz oldu. Eğer AK Parti bu ilçedeki kaybın nedenleri iyi sorgulamaz ise eski gücünden daha fazla kayba uğrayacak bunu da belirtmiş olayın.  Öbür tarafta CHP’nin adayı Ali Doğan, Nizip’te kente ve vatandaşlara fazla yansımayan hizmetleri ciddi bir şekilde programlar, projeler üretirse bu ilçemiz hakettiği gerçek değerine kavuşmuş olacaktır.

ŞEHİTKAMİL’DEKİ KAYBIN TEMELİNE İYİ BAKMAK LAZIM

Gelelim Şehitkamil’e. Rıdvan Fadıloğlu kim ne derse desin bu ilçeye çok şeyler kazandırdı. Elbette eleştirilecek yönleri de vardı ama her zaman artıları fazlaydı. Yalnız seçim öncesi öyle bir rüzgar estirildi ki, kendi partisi içinde bazı kesimler tarafından adeta istenmeyen adam ilan edildi. Yeniden Refah’ın da harekete geçmesiyle AK Parti’den Şehitkamil için ciddi kopmalar başladı. Tekrar Fadıloğlu tercihi bu kesimleri daha da öfkelendirdi tabii.. Oysa Rıdvan bey artık son diye kendisini hazırlamıştı. Ama genel merkezin 3 dönemlik kararının Şahinbey ve Şehitkamil’de uygulanmayacağı ortaya çıkınca, o zaman düzen bozulmadı ve bu ilçede Rıdvan başkanla devam kararı alındı. Doğru veya yanlış, sonuçta önce parti içindeki tepkiler büyüdü ve bunların geri dönüş yolları kapandı. Konuştuğum çok sayıda AK Partili bu kararın sıkıntı yaratabileceğini söylemişti. Aslında AK Parti’de sadece Gaziantep ve ilçeleri değil, Türkiye için de karar vericileri yanıltan düşünce “nasıl olsa kazanacağız” saplantısıydı. Her zaman ince eleyip sık dokuyan genel merkez anlayışı bu kez yanılmıştı. Diğer ilçeler içinde aynı şöyleri söyleyebilirim.

UMUT YILMAZ’IN TARZI ÇOK İLGİ GÖRDÜ

Son bölümde CHP’ye geçen Şehitkamil Belediyesini yazayım bari. Çok erken tabi daha yazmam için. Ama şimdiden kayıtlara geçsin diye birkaç kelam etmek istiyorum. Umut Yılmaz Şehitkamil’de gerek partililerine gerekse de iktidar partileriyle muhalefetin diğer partililerine çok iyi dokundu. Birebir temas etti. Beyaz Antepli kesimle arayı iyi buldu. Kürt seçmenlerle diyaloğu iyi kurdu. Konuşma tarzı insanları etkiledi. Abi dedi, amca dedi, abla dedi, ağresif ve sertlik yerine yumuşak bir lisanla, hitap şekliyle insanların duygularına hitap etti ve kendisine sempati duyulmasını sağladı. Bu bir siyasetçi için farklı bir yaklaşımdı. Mesela Rıdvan Fadıloğlu’nu bile eleştirirken “Rıdvan abi” diyerek daha yumuşak bir üslup ile yaklaşım sergiledi. Yani bir nevi barışçıl bir hava yarattı. Ve tüm bu çabaları karşılıksız kalmadı. Yine de eski AK Parti olsaydı kesinlikle başkan seçilemezdi. Ama milletin ekonomik sıkıntısı, yeter artık deyişi, emeklilerin göz göre göre ikinci sınıf vatandaş yerine konulması, pahalılıktan bezdiği, iktidar partisini temsil edenlerin çoğunun kibirli görüntüleri, çifte aylıklar vs. herkesin canına tak etmişti. Sonuçta vatandaş tepkisini koydu ve oylarını CHP’ye verdi.

BELEDİYEDEKİ KADROLAŞMAYA DİKKAT

Gelelim bundan sonrasına. Umut Yılmaz’ı zor günlerin beklediğini söylemeliyim. Çünkü CHP, Baba Yılmaz’dan sonra tekrar belediye başkanlığını oğul Yılmaz ile kazandı. Umut Yılmaz aslında kurulu bir düzeni devraldı diyebilirim. Şehitkamil’de sistem fena değil çünkü. Birde liyakatlı insanlar var belediyede. Elbette kadrolar değişecek ki, bazı birimlerde mutlaka değişmeli. Ama şunu unutmamak lazım Gaziantep eski Gaziantep değil. Siyasette eski siyaset değil tabii. Birden bire temizlik yapılma düşüncesi, kadroların boşaltılması, yerlerine tecrübeli adamlar yerine hatır gönül kadroları oluşturulması Umut Yılmaz’a sıkıntı yaşatabilir. Elbette değişim olacak ama acele edilmeden nitelikli ve liyakatlı insanlar, ince elenip sık dokunulmadan, AK Parti gibi bizim partili değil veya bizden değil diye gözden çıkarılırsa şimdiden söyleyeyim sıkıntı yaşanabilir. Çok iyi biliyoruz ki, AK Parti’de liyakatli insanlar teker teker uzaklaştırıldı. Türkiye’de tüm kurumlar sadakatlı insanlarla dolduruldu ve sonuç verimli olamadı. Umarım Umut Yılmaz acele etmez, çevresine akıllı insanları alır, çıkarcı ve fırsatçılara meydanı bırakmaz. Kaldı ki CHP’de geçmiş dönemlerde çok başarılı insanlar vardı. Onların tespit edilmesi görüşlerinin alınması Umut Yılmaz’a çok şeyler kazandırabilir. Şimdilik bu kadar…

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR