24/11/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7846 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ithalatta gözetim uygulaması, korunma önlemleri ve dampinge karşı vergi gibi uygulamalar kapsamında hesaplanan KDV’nin indirim hakkı kaldırıldı.Karar uyarınca;

İthalatta gözetim uygulanması hakkında ilgili mevzuat uyarınca, gözetim uygulamasına tabi tutulan mallara ilişkin gümrük beyannamelerinde beyan olunan ve tevsik edilemeyen tutarlar ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve katma değer vergisi matrahına dâhil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin,

İthalatta korunma önlemleri uygulanması hakkında ilgili mevzuat uyarınca, korunma önlemi olarak uygulanan gümrük vergisi ve/veya ek mali mükellefiyetler ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve katma değer vergisi matrahına dâhil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin,

İthalatta haksız rekabetin önlenmesi hakkında ilgili mevzuat kapsamında uygulanan dampinge karşı vergi ve telafi edici vergiler ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve katma değer vergisi matrahına dâhil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin,indirim hakkı kaldırılmıştır.Yukarıda da sayıldığı üzere; yapılan düzenleme uyarınca indirim hakkı kaldırılan KDV, ithalatta gözetim, koruma ve haksız rekabetin önlenmesi tedbirleri dolayısıyla yapılan değer artışı ve ödenmek durumunda kalınan ilave mali yüklere isabet eden KDV’dir.Cumhurbaşkanı kararına göre; ithalatta gözetim uygulaması hakkında ilgili mevzuat uyarınca, gözetim uygulamasına tabi tutulan mallara ilişkin gümrük beyannamelerinde beyan olunan ve belgelenmeyen tutarlar ile bu tutarlar nedeniyle doğan KDV matrahına dahil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen KDV indirim hakkı kaldırıldı.Korunma önlemi olarak uygulanan gümrük vergisi veya ek mali mükellefiyetler, dampinge karşı vergi ve telafi edici vergiler ile bu tutarlar nedeniyle doğan KDV matrahına dahil olan vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim hakkı da kaldırıldı. Üstelik Karar, yayınlandığı gün itibarıyla da yürürlüğe girdi.Buraya kadar her şey anlaşılabilir olduğuna göre, “İthalatta KDV Bilmecesi” başlığını kullanma nedenim, kararda belirtilen hususlar değil, belirtilmeyen hususlardır. Karar çıkmış ve çıktığı günden itibaren yürürlüğe girmiş olmasına rağmen henüz konuya açıklı getirecek bir tebliğ yayımlanmamıştır.Yangından mal kaçırır gibi konuyu aceleye getirmenin kime ne faydası var anlayabilmiş değilim. Yukarıda belirtilen hususlardan dolayı ilave alınacak KDV’nin hesabının nasıl yapılacağı, gümrük beyannamesinde ve KDV beyannamesinde nasıl gösterileceği ve daha da önemlisi uygulamanın nasıl olacağı konusunda bir tebliğ yayımlanmadan, böyle bir kararın yürürlüğe girmesi sadece karmaşaya yol açacaktır. Üstelik indirim konusu yapılamayan KDV’nin akıbeti de belli değildir. Elbette maliyete ya da gidere atılması konusunda çeşitli görüşler bulunmakla birlikte, idarenin uygulamanın nasıl olacağı konusundaki görüşü önem kazanmaktadır.Söz konusu düzenlemenin amacı; ithalatta vergi gelirini artırmak, ithalat maliyetini artırarak yerli üreticiyi korumaktır. İthalatta gözetim, koruma ve haksız rekabetin önlenmesi için uygulanan vergiler nedeniyle oluşan KDV’nin indirim hakkının kısıtlanmasının ithalatçıların maliyetini artıracağı da bir gerçektir. Bu durum, ithal ürünlerin fiyatlarının da artmasına yol açacaktır. Ama bu düzenleme de gözden kaçan asıl husus, KDV’nin indirim hakkının mükellefin elinden alınmasıdır.Konunun Anayasaya ya da yürürlükteki yasalara uygun olup olmadığını bir kenara koyalım ve bu düzenlemeyi KDV’nin temel mantığıyla değerlendirelim. KDV Kanunun da KDV’nin hangi durumlarda indirim konusu yapılamayacağı 30’uncu maddesinde belirtilmiş ve belirtilen her hususun KDV’nin temel sistematiğine uygun olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yapılan bu son düzenlemeyi KDV’nin temel sistematiğinde bir yere oturtmak maalesef mümkün değil. Düzenleme kasım ayında yürürlüğe girdiği için önümüzdeki günlerde kasım ayı KDV beyannamesi verileceğinden uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bir an önce konuyla ilgili tebliğin yayımlanarak uygulamanın nasıl yapılacağının açıklığa kavuşturulması, mükellefler ve yasanın asıl uygulayıcıları Mali Müşavirler açısından önem arz etmektedir.