Süper Ligin ilk 6 haftasında 6 gol yiyip, 0 gol, 0 puan ve -6 averajla ligin dibinde yer alan Gaziantep FK, radikal bir kararla henüz 2.hafta sonunda İsmet Taşdemir ile yolları ayırıp takımı Burak Yılmaz'a emanet etti. O Burak Yılmaz, daha ilk haftadan istatiski verilere de yansıyan bir heyecan katarak, kendi evinde oynadığı ilk maç olan Gençlerbirliği müsabakasından 3 puan çıkarmayı başardı. Aslında Burak Hoca'nın kendi şahsında da yıllarca gördüğümüz winner kafası , mentalite farkı, maçı aldı desek yanlış olmaz.
Maça önde oynamaya çalışarak başlayan Gaziantep'te, Burak Yılmaz daha ilk dakikadan itibaren stoperlerine topla çıkmaları yönünde uyarılar yaptı. Gaziantep topa hakim bir görüntü sergilerken Gençlerbirliği kendi alanını kapatıp, hızlı hücumlarla gol aradı. Henüz 6.dakikada bu ataklardan birini Mustafa Burak çıkardı. Hemen akabinde, kornerden Zuzek ile golü buldu G.birligi.
Tam bu noktada bir dip not düşmek boynumun borcu: Ogün bu takıma lazım, evet, ama ;
Rodrigues, Ogün, Sorescu, Ndiaye,Maxim olduğunda hava topu zaafiyeti ortaya çıkıyor. Bu oyuncuların hava hakimiyeti çok düşük. Boateng de kısa ama hava hakimiyeti var. Transfer komitesinin bu sorunu bir şekilde çözmesi, transferde buna dikkat etmesi lazım.Bu sorun, kadroya girecek 2 oyuncunun bu anlamdaki olumlu profili ile çözülebilir.
Oyuna dönecek olursak Gaziantep topa hakim olmaya, denemeye, teşebbüs etmeye devam etti. 22.dakikada bu denemelerden birinde olağanüstü bir gol kaçtı. Maxim ile başlayan pozisyonun devamında öyle bir karambol oldu ki, Kozlowski, Boateng, Lungoyi topu içeri sokamadı.
Devre böyle bitecek derken aslında çalışıldığını tahmin ettiğim bir gol attı Gaziantep. 44.dakikada defansın arkasına atılan uzun topta Sorescu kaleci ile karşı karşıya kaldı ve beraberlik golünü attı. Aslında bunu dönem dönem Ogün ve Lungoyi ile de denediler ve Sorescu ile başarılı oldular.
45 ve 45+1'de de 2 pozisyon yakaladı Gaziantep. Ama golü bulamayınca devreye 1-1 beraberlikle girildi.
İlk yarıda akıllarda kalan belki de en önemli konu; Burak Hoca'nın defanstaki sertlik, konsantrasyon ve agresiflikten şikayetçi olmasıydı. Hava toplarında, duran toplarda topa sürekli Gençlerbirliği oyuncuları vuruyor, böylelikle de Burak Hoca sürekli kızıyordu.
İkinci yarıda Gaziantep oyuna iyice ağırlığını koydu. Topa hakim olan, rakip ceza sahasında topla daha fazla buluşan, daha fazla deneyen taraf Şahinlerdi.
Bu kadar iştahlı gelen Gaziantep karşısında Gençlerbirliği teknik direktörü, Hüseyin Eroğlu 69.dakikada 5'li savunmaya dönmek zorunda kaldı. Gençlerbirliği, 3 stoperli bir sistemle 5-4-1 dizilişi ile sahaya konumlandı.
Burak Hoca ise, Bacuna'dan sonra Perez'i de oyuna alarak iyice ofansif bir kadro tercih etmiş oldu.
Oyun 2.golü bas bas bağırıyordu. Öyle ki topla oynama oranı, bizim bu statta hiç alışık olmadığımız bir seviyeye %71'e kadar çıkmıştı. Burak Yılmaz'ın talebeleri %71 ile topla oynarken tam 34 kez de rakip ceza sahasında topla buluşmuştu. Ve beklenen gol, geç de olsa Maxim'in ayağından penaltı ile gelince, Gaziantep hakettiği bir galibiyeti almış oldu.
Bu galibiyetle çok pozitif bir psikoloji yakalayan Gaziantep FK, eksik mevkilere yapacağı takviyelerle çok daha iyi yerlere gelecektir.