Merhaba Sevgili okuyan;

Çağın teknolojik hızıyla yarışan "hayvana kötülük yapma" fiillerini durdurabilmek için mevcut 5199 sayılı hayvanları koruma kanununun biraz daha iyileştirilmesini istemiştik yetkililerden. Bütün iyi niyetimizle, reddedilmeyeceğine olan tartışmasız inancımızla. Binlerce insan bu konuda iyi bir haber beklerken yetkili bakanlık öyle bir şey hazırlamıştı ki,hepimiz önce bunun gerçek olup olmadığını anlamakta zorlanmıştık. İşkence, tecavüz, hunharca muamele, aç susuz bırakma, durmadan üretme gibi konularda hayvanları koruyacak hükümler yerine, ağırlaştırılmış "soyutlayıcı ve nihayetinde yok edeceği yüksek ihtimal" olan hükümler çıktı karşımıza.

Hukuki yorum ve terminolojiye girmeden en kısa şeklini söylemem gerekirse; "hiçbir yerde sahipsiz kedi ve köpek kalmayacak". Hepsini sahiplenip evlerimize alamayacağımıza kuşku yok. (Bıraksalar belki onu da yaparız ama o başka mevzu. Kat mülkiyeti kanunu, apartmanda hayvan beslenmesini yasaklayan yönetim planlarına dayanılarak açılan tahliye davaları vs..)

Belli bir sürede sahiplenilmeyen hayvanlar için batıda "sevgiyle öldürme" adıyla sunulan "ötanazi" işlemi de bu yeni düzenlemede bütün ihtişamıyla yer almakta. Yani "sahiplenen yoksa, sokakta çöp sayılır, öldür gitsin" der gibi.

İnsanın yüreği titriyor. Hele sokakta bir kedi paçanıza sürtündüğünde içinizin coşmuşluğu, bir köpek gözlerini gözünüze diktiğinde erimişliğiniz varsa…

Son bir ayda bu konuyla ilgili aklımda kalanları sizlerle paylaşacağım;


-Edirnekapı’da yavru kedilerin tüm patileri kesilerek öldürülmesi
-Karganın iple asılması
-Konya’da güvercinlerin atardamarlarını kesen kadın
-Kaplumbağaların kabuklarını taşla ezip büyü var diye öldürülmesi
-Bir sosyal medya uygulamasında denk geldiğim , sıpayı köpeklere parçalatan genç
-Eminönü’nde güvercinleri arabayla ezen adam
-Konya’da işkenceyle öldürülen yavru kediler
-Türkiye’de ilk defa görülen balıklı baykuşun tüfekle vurulup öldürülmesi
-Edirne’de avcıların avları yedikleri için anne tilki ve yavrusunu vurması..

-İstanbul’da komşusunun evine baskın yapıp köpeğini katleden adam..

-Sahiplendirilmiş bir köpeğin sahibi tarafından tecavüze uğraması .

Bugün bu tür cüreti sergileyen tiplerin yapısına baktığımızda canlılara ve canlılığa sahip çıkma eğilimleri alt düzeydedir. Çünkü "kazanmak", "kabul görmek", yükselmek" ;

sevmek, merhamet etmek, affetmek erdemlerinden baskındır. Yapılan bazı araştırmalar sosyolojik olarak baskın çıkarımlar yapmamızı meşru kılmasa da, makul bir fikre ulaşma imkanı veriyor . Merhameti elinden alınıp mankurtlaştırılmış topluluklar ,yasalar belirgin bir çerçeve çizse dahi canilikleriyle meydan okumak için yanıp tutuşurlar. Hayatta hiçbir şey olamamış kitlelere "bir şey olamama" düşüncesini aşılayan bir model var önümüzde..

Devleti distopik bir hapishane haline getirme fantezisi tepeden tırnağa her hücremize sızdığı için, metropollerden köylere, dağlardan derelere her yanımız çamur içinde.. Haşerelerin frekans aralığından daha düşük seviyede hareket eden kişilerin, meşhur kutlu davalarının bugün esamesi okunmadığından, hiçbir fikri derinliği olmayan, adını dahi söyleyecek kapasite taşımayan birtakım primatlar; en güçsüz, zayıf, savunmasız ve "dikkate değer olmayan" canlılar üzerinde cellatlık stajı yapıyorlar..

Bu ülkede bişeyleri düzeltebilir miyiz diye düşündüğümde çoğu zaman aşırı umutlanıyorum, bazen de parmağımı oynatasım gelmiyor. Sebebi de sorunun temeline inmeye kimsenin cesaretinin olmayışı..