Bu satırlar,yeryüzünde zulüm gören ve elimden hiçbir şey gelemeyen tüm canlılar için yazılmış olsun.
Dünyanın anası ağlıyordu ve biz elimizden bir şey gelmediğinden çoğu zaman gülüyorduk…Yok aslında, artık pek öyle gülemiyorduk. Dramatik filmlerdeki o çok eğlenilen sahnelerin ortasında acı acı çalan telefonla gelen haberler gibi birbiri ardına yağıyordu haberler.Konu sürekli değişse de haberlerin içindeki savaş, zulüm ve vicdansızlık hiç değişmiyordu.
Dünyanın anası ağlıyordu ve biz sabahları kalkıp işe gidiyorduk.İş arkadaşlarımızla olan bitenleri konuşuyor,birçoğunun hiçbir şeyden mustarip olmadığını görünce şaşırıyor,afallıyorduk.Yani sizce ters giden bir şeyler yok mu diyorduk,yok diyorlardı,muktedirler ne yapıyorsa bir bildikleri vardır diyorlardı,biz bu gidişattan gayet memnunuz diyorlardı.
Dünyanın anası ağlıyordu ve biz gerçekten ne yapacağımızı bilmiyorduk.Birbirimizi arayıp duydun mu diyorduk,yok artık daha neler diyorduk,lan o kadar da olmaz diyorduk,ama o kadar da oluyordu.Çokça susuyorduk.
Dünyanın anası ağlıyordu.Yine de daha iyi bir dünya hayal ediyorduk.Daha iyisini kazanmak için verdiğimiz mücadelenin var olanı kaybetmemeye dönmesini anlayamıyorduk.Yangınlarda can veren her canlıdan özür diliyorduk.İçimizden ağlamak geliyordu.Yutuyorduk.
Dünyanın anası ağlıyordu.Ve çok sevdiğimiz dünyaya adaletin geleceği tek bir günü görmenin hayaliyle bekliyorduk.