Siyasette artık yavaş yavaş hesaplar yapılmaya başlanıyor.. Belediye başkanlıkları, meclis üyelikleri, daha büyükleri olan milletvekillikleri için herkes kendine göre bir yol haritası çiziyor.. Seçim denilince şimdilik ilk akla gelen elbette yerel ve Büyükşehir Belediyesi oluyor.. Ardından ilçeler geliyor tabii..

Nereye gidersek gidelim, nerede olursak olalım, herkesin ilk söylediği şey "Asım Güzelbey'in durumu ne olacak"oluyor.. Kimileri "olmayacağım dedi, artık olmaz"dese de, diğerleri "sen bakma ekmek tatlılandırıyor" yanıtını veriyor..

Tabii Güzelbey olmaz ise, bu kez ilk sıraya Fatma Şahin'i koyanlar, Bakan Faruk Çelik sözünü ediyor. Yetmedi Hüseyin Çelik diyorlar.. O da yetmezse, Ahmet Uzer başta olmak üzere Rıdvan Fadıloğlu, Mehmet Tahmazoğlu, hatta Bekir Öztekin'i bile söylüyorlar.. Eski vekiller, eski valiler, yeni valiler, Gaziantepli bürokratlar söylenti sıralamalarında kendine yer buluyorlar..

Hatta bunlardan tatmin olmayanlar, farklı bir yön değişimiyle Cemaatin adayının kim olacağını tartışıyor, üstelik belediye başkanlığının yolunun Cemaat'ten geçeceğini iddia ediyorlar..

CEMAAT GERÇEĞİ VE ROL KAPANLARIN GÜÇ GÖSTERİSİ

Sahi Cemaat derken, kim bu cemaat dedikleri kişiler, doğrusu bende merak ediyorum.. Sadece kendi iç dünyalarınca bilinen, ama kamuoyunda net ismi telaffuz edilmeyen, ne var ki her yerde konuşulan, her yerde eli ve gücü olduğu iddia edilen, siyasette, emniyette, yargıda, bürokratta, STK'larda, odalarda hatta medyada bile var denilen, hatta ve hatta Gaziantep'e şekil verdiği belirtilen Cemaat'in, büyükşehir dahil belediye başkanlıkları için kendi adaylarının olduğu iddiaları gerçekten doğrumudur..

Şu bir gerçek ki, Türkiye'de cemaat gücü olarak en etkili şehirlerden birisinin Gaziantep olduğunu söyleyenleri elbette görmemezlikten veya duymamazlıktan gelemeyiz.. Ama biraz abartılmıyor mu acaba.. Ben birçok arkadaşlarla yani cemaat dedikleri isimlerle konuşuyorum, hepsi efendi hepsi vatanını milletini seven kişiler.. Önde gelenleriyle tanışıklığım var, hatta çok kez etkinliklerine davet edilmişliğim var.. Hiçbirinde bahsedildiği gibi insanlara tepeden bakma, şımarıklık, kendince güç gösterisinde bulunma, şehre yön verme gibi bir üstünlük taslama havasını görmüyorum.. Acaba bazıları böyle bir hava mı pompalıyor.. Bu güçten rol kaparak Cemaati öcü gibi gösterip, kendi amaç ve gayelerine ulaşma adına hayali bir güç gösterisinde mi bulunuyor..

Yani anlayacağınız, bu işler kafamızı karıştırıyor.. Bir şehirde eğer bahse konu Cemaat, topluma sevgi ve saygı yerine, korku havasıyla, şehri dizayn etmede sadece kendi istediklerinin gerçekleşmesi adına siyasette, odalarda, derneklerde, bürokraside, emniyette ve belediyelerde korku ve tedirginlik yaratacak şekilde anılmaya başlanmış ise, burada bir yanlışlık olmalı diye düşünüyorum..

Bu konu gerçekten tartışılmaya değer.. Gaziantep'te Cemaat adı altında bazı kimseler kendilerince güç gösterisinde bulunuyor ise, buna kentte Fetullah Gülen Cemaatinin saygın temsilcilerinin bir el atmasının zamanının geldiğini düşünüyorum.. Korku düşüncesi Cemaatin asıl misyonunu geri plana atabilir.. Bence bu konu üzerinde titizlikle durmaları gerekir...

ANKETLER VE BAŞBAKAN

Gelelim tekrar başa.. Yani belediye seçimlerine.. İnsanlar kendi aralarında her şeyi konuşuyorda, AK Partinin genel merkezi duruyormu sanıyorsunuz... Elbette onlar da çalışıyor.. Anketlerle çalışıyorlar tabii.. Gaziantep sokakları, apartmanlar anketörlerden geçilmiyor.. Sordukları sorular belediye başkanlarının çalışmalarıyla ilgili.. Bundan kısa süre önce yapılmasına rağmen yeni bir anket daha yapılıyor şu günlerde... Son ankette belediye başkanlarımızın sıralamalarda yer değiştirmeye başlaması dikkat çekici.. Şimdi isim vermek istemiyorum ama mevcutlar içerisinde daha önce yükseklerde olanların aşağılara indiğini, aşağılarda gözükenlerin ise yükselmeye başladığını söylersem yeter bu kadarlık diyeceğim

Evet.. Gelelim son söyleyeceklerime.. Yani Belediye Başkanlıkları için... Arkadaşlar kimse kendini yormasın.. Kimse şu veya bu isim demesin.. Partinin yaptırdığı anket sonuçları Başbakanın önüne gelecek.. Kurmaylarıyla değerlendirecek ve kararını verecek.. Yani anlayacağınız şu isim, bu isim hepsini unutun... Gaziantep'te Büyükşehir için son söz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından çıkar.. Sayın Erdoğan kimi işaret ederse, o kişi Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacaktır.. Buna Asım Güzelbey dahildir... Gerisi teferruattır...

KOSGEB'İN VEBALİ BÜYÜKTÜR

Biz haftalar önce haber yaparak azıcık kapağını aralamışız meğerse KOSGEB'de yaşananların.. Meğer neler olmuş da haberimiz yokmuş KOSGEB'de.. Hemde bir yıla yaklaşan süredir..Bunu son olarak Ömer Küsbeoğlu'nun gazetemize yaptığı açıklamadan anlıyoruz.. Sadece gazetemizin bu konuyu gündeme taşımasından cesaretlenen mağdur edilen esnaf ve kobilerin arayıp bilgi vermesiyle ayrıntılarını öğreniyoruz.. Hatta milletvekilleri dostlarım ne zaman karşılaşsak "bu iş yeni değil uzun süreden beri devam ediyor"şeklinde konuşmalarıyla karşılaşıyorum..

Değerli okurlarımız.. Bu olay namusu ve şerefi olan herkesin vicdanını yaralıyor.. Görünen o ki, KOSGEB adeta soyulmuş.. Savcılıktaki dosyalar bunun belgesi niteliğinde.. İşin vahim yanı nedir biliyormusunuz, bu vurgun işini herkesin bilmesi.. Ve daha vahimi, vurgunu yapanların iktidar partisinin önde gelenlerinden bu işin üzerinin kapatılmasını istemesi... İddialara göre parti yönetimindeki olanların dosyalarının savcılıkta bulunması.. Vatandaşın ve mağdurun yanında olması gereken bazı medya kuruluşlarının KOSGEB olayında başrollerde gezmesi.. Bunları KOSGEB yetkililerinden duyuyor ve öğreniyoruz..

Şu gerçeği asla unutmayalım.. Bu konu şu anda Gaziantep'in gündeminde.. Sanayicisinin, KOBİ'nin, esnafın, müteşebbisin, yatırım yapmak isteyen küçük işletmecinin, KOSGEB'e inanıp bankalardan kredi çekip şimdi o krediyi ödeyemeyenlerin gündeminde.. Bu olayı kim kapatmak isterse, toplum vicdanında kaybedecektir... Bürokratsa bürokrat, yargı ise yargı, siyasetçi ise siyasetçi.. Kapatılır ise eğer dosyalar, bunun Allah katında vebalinin büyük olacağı bilinmelidir..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR