Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle yaşanan pahalılık ve işsizlik toplumun her kesimini etkilemekte. Ama Gaziantep'te, özellikle gecekondularda yaşayan vatandaşlarımızı daha da derinden etkilemektedir.
Bugün ilimizdeki işsizlik ve yoksulluğa pandeminin yıkıcı etkisini de dahil edersek, hayat çekilmez ve içinden çıkılmaz durumdadır. Vatandaşın her kesimi açlıkla yoklukla fakirlikle karşı karşıya kaldı.
Aile içi sorunlar, boşanmalar, intiharlar, en can alıcısında ''UYUŞTURUCU'' bağımlılığı'' HIRSIZLIK'' ve ''FUHUŞ'' her geçen gün artmaktadır.
Devletin verdiği yardımlar yeterli olmuyor. Sosyal yardımlaşma vakıflarının, Belediyelerin verdiği yardımlar elbette oluyor ancak yine de yetersiz kalıyor . Zira yardıma muhtaçların sayıları pandemi dolayısıyla hızla artıyor.
Eksik olan hali vakti yerinde olan işverenlerimizin sosyal yardımlar konusunda yeterli duyarlılığı göstermelidir. Aslında ilimizde çok sayıda zengin iş insanlarımız var ama yeterli duyarlılığı göstermiyorlar. Büyük çoğunluk bu konuda duyarsız .
Ayrıca yoksul vatandaşa yardımlar sadece 'Ramazan'da olmamalı. Biz Müslüman bir toplumuz ''KOMŞUMUZ AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR'' diye İslami hüküm var. Yokluklardan en çok etkilenen ''VAROŞ denilen Gecekondularda yaşamakta, kenar semtlerdeki tüm mahalle her geçen gün yaşanmaz hale geliyor.
Yokluğun ve fakirliğin getirdiği yıkımla mekanlarda her geçen gün harabe hale geliyor. Vatandaş yıkılmaya yüz tutmuş evlerini yaptırmak istediğinde belediyelerin uygulamaya koyduğu ''KENTSEL DÖNÜŞÜM ''projesi vatandaşın evini yıkıp yeniden yapmasına müsaade etmiyor.
Durum böyle olunca da eski evlerin, yani artık yıkılmaya yüz tutmuş evlerin sahipleri evlerini terk ederek başka yerlere gidiyor. Asıl sorun orada başlıyor. Evden gidenlerin evlerinin kapıları pencereleri madde bağımlıları tarafında sökülüyor. Boş kalan yerlerde ise uyuşturucu bağımlıları kalıyor. Bu durum ister istemez diğer komşuları da korkutuyor ve rahatsız ediyor .
Sokaklara da geceleri hatta gündüzleri dahi uyuşturucu bağımlılar hâkim oluyor. Duyarlı vatandaş bu durum karşısında belaya bulaşmamak adına sesini çıkarmıyor .
Güvenlik güçlerimiz çalışmıyor değil elbette. Özellikle İl Emniyet Müdürümüz sayın Cengiz Zeybek uyuşturucuyla mücadelede çok azimli ve kararlı çalışmalar yapıyor buna hepimiz şahit oluyoruz .
Ancak yeterli olmuyor. Çünkü; Yasalarımız yeterli değil. Uyuşturucu içen de, satan da yakalandığında ağır cezalar alsalar, diğerleri de bundan etkilenir ve suça bulaşmaz diye düşünüyorum .
Her zaman dile getiriyoruz, Belediyelerimizin son 20 yılda yaptıkları hizmetleri takdir ediyoruz. Ama GECEKONDULARIN acilen kentsel dönüşüm çerçevesinde alt yapılarının inşa edilmesi zaruri bir hal almıştır. Gecekonduların hemen hemen tamamında Doğalgaz bağlantıları, İnternet bağlantıları, Tedaş bağlantı sorunları, eğitim sorunları ,bir türlü çözülmüyor.
Kentsel dönüşüm mutlaka yapılmalı
Şunu iyi görmek lazım. Kentsel dönüşüm yaparken vatandaş mağdur edilmeden yapılmalı. Doğduğu, yaşadığı mahallesinden sokağından komşusundan ayrılmadan vatandaşa daha güzel bir mekânda yaşama hakkı tanınmalı . Bu konuyla ilgili olarak, gerek Sayın Valimize ve Sayın Kaymakamlarımıza, gerekse sayın Büyükşehir Belediye başkanımıza ve İlçe belediye başkanlarımıza taleplerimiz oldu.
Hele özellikle bu zor dönemin atlatılması için sosyal yardımlar genişletilmesi ve artırılmalı.
Kentsel dönüşüm projeleri ,Gecekonduların bulunduğu mahallenin yaşanabilir hale getirilmesi için çalışmaların başlatılması, Emniyetimizin uyuşturucu ile özellikle mahallelerde güvenliğin sağlanmaları herkesin malumudur.
Yine tekrar ediyorum kanunlarımızın caydırıcı gücü olmadığı için uyuşturucu ile mücadelede etkili sonuçlar alınamamaktadır. Caydırıcı ağır cezalar şart.
Devletin vatandaş içerisindeki tek temsilcisi mahalle muhtarlarıdır. Muhtar gece gündüz vatandaşla, vatandaşların sorunlarıyla yakından ilgilenen ve bilen kişidir. Kurumlarımız her ne yapacaksa bunun içinde sosyal yardımlarda dahil mutlaka muhtarla birlikte yapmalıdır .
Mahalledeki fakiri yoksulu iyiyi kötüyü en iyi bilen elbette olanlarla yaşayan muhtarlardır. Geçmişten bu yana yardımlar konusunda vatandaşın ilk müracaatı Muhtarlara olduğundan vatandaş yine Muhtara geliyor. Muhtar, ''Biz yardım için bir şey yapamıyoruz '' diyerek vatandaşa her ne kadar SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFINI söylese de ''Bizi başından savıyorsun'' diyerek Muhtarlarla kavga dahi ediyorlar. Biliniz ki, tüm Muhtarlar bu konudan çok rahatsız. Hele şu zor pandemi sürecinde vatandaşa en yakın olan muhtarlar mutlaka sahada olmalıdır.
Söylenecek ve yazılacak daha çoooooook şey var...