Gaziantep adına yapılan her hizmete, her yatırıma ve esere, toplum yararına olabilecek her projeye alkış tutarız.. Topluma faydalı işleri kim yaptıysa onlara minnet duygularımızı belirtmeyi kendimize görev addederiz.. Bizim işimiz ve üstlendiğimiz misyon, Gaziantep’in menfaatleri içindir.. Şahsım olarak, 1977 yılında Kurtuluş gazetesinde başladığım mesleki yolculuğumun bu yıl 41’incisine ayak bastığım gazeteciliğim boyunca yaptığım tek şeyin, sadece Gaziantep’in çıkarlarını gözetmek olduğunu dile getirmek bile, şu anda benim için abes teşkil ediyor.. Bu duygu içerisinde kim ne zaman kent yararına bir şeyler yapsa, hemen o heyecana kendimi kaptırırım.. Sanki o eser benim olacakmış gibi sevinirim.. Son heyecanımı bazen eleştiri hakkımı kullandığım ve bundan sonra da gerektiğinde devam edeceğim Şehitkamil Belediye Başkanı Sayın Rıdvan Fadıloğlu’nun, “müsaitsen seninle bir gezelim” teklifinde yaşadım.. Yaklaşık 3.5 saate sığdırdığımız bu gezimizde gördüklerimi, SİSTEM belediyeciliğinin sessizce her katmanda nasıl hayata geçirildiğini, burada bölüm bölüm sizlerle paylaşacağım.. Ama öncelikle bunları daha erkenden bilmem gerektiğini belirterek, görmediğim ve duymadığımdan ötürü ilk eleştiriyi kendime yaptığımı itiraf etmeliyim.. FADILOĞLU DEĞİL, GAZİANTEP KAZANIYORBu yazımda sadece, hassasiyetlerimin başını çeken ve beni oldukça heyecanlandıran projeden bahsedeceğim.. Sayın Fadıloğlu ile birlikte ilk adımı Büyükşehir belediye binasının bitişiğindeki altı otopark olan yerin üstüne yapılacak Sanat Merkezine attık.. İşte orada kentlilik damarım kabardı.. Kentte ve özellikle merkezde büyük bir eksikliği giderecek olan bu sanat merkezinin bitiş halini hayal ettim birden bire.. Cıvıl cıvıl olacak bu merkezde, sosyal ve kültürel odaklı bir yaşama şahit olacağız. Çok amaçlı salon zaten başlıbaşına bir kazanç. Sergi, söyleşiler, açık hava sineması ki, burada bir merdiven olayı var, inanılmaz bir hava katmış merkeze.. Diğer yandan Gaziantepli sanatçılara resmen piyango vurmuş, yer sıkıntısı çekenlerin derdine ilaç olmuş.. Atölyeler yapılıyor bölüm bölüm.. Müzik dersleri verilecek buralarda.. Çocuklar için inanılmaz bir hediye, hele gençler için vazgeçilmez bir adres olacak burası.. Kadınlar için ise, tam anlamıyla yaşam merkezi tarifini yapmam gerekiyor..BU HİZMETLER BAŞKA HİZMETLERE BENZEMEZÖyle bir mekan oluşturulmuş ki, bitimini iple çekiyorum desem yalan olmaz.. Hani filmlerde görürsünüz veya yurt dışına gidenler canlı canlı yaşar ya bu mekanları, işte aynısını bizlere Sayın Rıdvan Fadıloğlu ve ekibi yaşatacak.. Toplam 5 bin 550 metrekare büyüklüğündeki Sanat Merkezi’nin içerisinde 400 kişilik çok amaçlı salon, sergi salonu, açık amfi alanı, VIP salonu, prova salonları, telli çalgılar, vurmalı çalgılar, ses ve piyano atölyeleri, fotoğraf, ebru, resim, hat atölyeleri, yönetim ofisleri ile kafeterya olacak. Zaten kendisi de bunu belirtiyor ve “burası Gaziantep'in çok katmanlı sosyal ve kültürel yapısına, çok katmanlı bir mekânsal kurgu ile cevap vermektedir. Toplumu ve özellikle kadını yücelten anlayışın somut mekânsal kurgusu tasarımın omurgasını oluşturmaktadır” diyor.. Yıllar önce ŞKM yapılırken yine inşaat halinde gezdirdiğinde, ardından Dülükbaba’daki gölet çalışmasına gittiğimizdeki heyecanımı, bu sanat merkezinde kontrol edemediğimi belirtmek zorundayım.. Yaşanabilir bir kent adına yapılacak bu sanat merkezinin, Gaziantep’in kazanımları arasına girerek baş köşeye oturacak olmasından gurur duyuyoruz.. Bir bilgi ve müjde daha elbette.. Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nin bir küçüğü de Merveşehir Mahallesinde yapılıyor.. Galiba ikisi de bu yılın Eylül ayına kadar hizmete açılacak.. Ben bir Gaziantepli olarak tebrik hakkımı erken kullanıyor ve Sayın Fadıloğlu'na teşekkür ediyorum..BİR ŞEHRİN DEĞERLERİ VE TALAT ÖZKARSLIKentlerin özellikle yetişmiş insan yönlü değerleri vardır. Bu unutulmayacak bir eser gibidir.. Toplumun hafızasında yer etmeden öte, onların yaptıklarını ilelebet yaşatmak için kalıcı olarak yapılan her eser, o kentin vefa duygusunun belgesi olacaktır.. Gaziantep olarak bu yönde çok iyi olduğumuzu söyleyemem.. Bilim adamı, siyasetçi, eğitimci, tarihçi, sanatçı, edebiyatçı, sağlık, sanat kültür, mimar, çevreci, yazar ve tüm branşlarıyla spor adamları ilk aklıma gelenler.. Şehrimizin bu yönde maalesef yeterli zenginliği yoktur.. Bunu ülke ve dünya genelinde araştırmaya kalkıştığınızda net olarak görebileceksiniz.. Olabilenler ise kendi gayretleriyle birşeyler yapabilenlerdir.. Onları da yeri geldiğinde analarından doğduğuna pişman etmek için yarışa girenler olduğunu unutmamak gerekir.. Tıpkı cehennem zebanisi hikayesinde olduğu gibi.. Neyse bu konu derin, uzatmaya gerek görmüyorum.. Bu bağlamda, işe konumuz olan spor yönünden baktığımızda, hatta futbol olarak değerlendirdiğimizde, bir Talat Özkarslı abimizin bu çıtayı zorluklarla da olsa aştığını söyleyebiliriz.. Ne varki, yıllar boyu kent yönetimleri nezdinde değil, sadece spor camiası olarak değer bulmuştur. Yeterince kıymeti bilinmemiştir.. Kendi adına küçücük bir sokağa bile adı verilmemiştir.. Bu şehirde yaşamayanların isimlerinin donatıldığı cadde, sokak ve bulvarlar her gün yüzümüze çarparcasına dururken, Talat abimizin bunu dert edinmesi, üzülmesi, haklılık noktasında zirve yapıyordu.. Bu yönde birkaç teşebbüsümüz oldu tavsiye niteliğinde ama yerine getirilmedi maalesef.ÖLDÜKTEN SONRA KABUL ETMEYİN VASİYETİBirde trajikomik gerçeği vardı tabii memleketimizin.. Çünkü isim verebilmek için yeni spor alanları yapılmıyor, olanlar da yıllardır gözle kaş arasında yok ediliyordu.. Bu çerçeveden bakıldığında, Talat abinin adını koyabilecek yeni spor alanları yoktu memlekette.. Bir gün hiç unutmam Talat abi, ailesine vasiyetinde ve yakın çevresine söylediğinde “ben öldükten sonra adımı bir yerlere koyarlarsa sakın kabul etmeyin” demişti. Elbette insanoğlu yaşarken görmek ve yaşamak ister bu duyguları.. Ki doğru olan da budur.. Bir şey daha var elbette trajikomik olan.. Daha yakın tarihte hemde.. Biliyorsunuz bu kente büyük hizmetleri olan devlet bakanlığı yapmış aynı zamanda bir spor adamı olan rahmetli Kamil Ocak’ın adı bile yeni stada taşınmadı. Vefasızlığın daniskası tabir ettiğimiz bu davranışın arkasındaki tek amaç paraya dayalı bir düşünceydi. Oysa paradan daha önemli değerleri olmalı bu şehrin.. Maalesef kimse oralı olmadı..Böylece Kamil Ocak ismi, bu şehrin evlatları olarak hafızamıza bırakıldı.. VALİ ALİ YERLİKAYA VE FATMA ŞAHİN'E TEŞEKKÜR EDİYORUZİşte böyle bir halet-i ruhiye içinde iken, kent olarak burukluğumuzu Sayın Fatma Şahin, kısmende olsa gidermiş oldu.. Şehreküstü'deki İtfaiye yanındaki bir alana spor salonu yaptırdı ve adının Talat Özkarslı konulmasına karar verdi. Hasta olan Talat abi bu karara çok sevindi elbette. Geçtiğimiz gün açılışı yapıldı salonun. Çok heyecanlıydı törende.. Ne konuşayım dedi bana sessizce, “teşekkür et abi sadece. Ama eğer söyleyebilirsen aklında kalırsa Gaziantep’e spor alanları yapın, böylece kentin geleceğini ve gençlerini kurtarabiliriz de” diye bilgi verdim. Son söylediğimi diyemedi elbette, çünkü Alzheimer denilen illete yakalanmış ve unutkanlık başlamıştı.. Bu törene Gaziantep Valisi Sayın Ali Yerlikaya da katıldı. Ve çok güzel bir jest yaparak, yeni yapılacak olan SPOR LİSESİ’ne Talat Özkarslı adını vereceğini açıkladı.. Orada bulunan herkesin duygulandığı ve takdir ettiği bu karar için bir Gaziantepli olarak Sayın Vali Ali Yerlikaya’ya teşekkür ediyoruz.. Sayın Fatma Şahin’e bu vefa duygusu ve kent halkının burukluğunu gideren kararı için minnetarlığımızı belirtiyoruz.. NOT: Bu arada her ne kadar törende dile getirilmese ve hakkı yense de, o görevi biz üstlenelim.. Talat abimiz için her fedakarlığı yapan, gecesini gündüzüne katan TÜFAD Gaziantep Şube Başkanı İsmet Savcılığıoğlu’na teşekkür ediyoruz.. Organizeyi yapanların mutlaka aklına gelmemiştir.. Yoksa başta İsmet Savcılıoğlu'na iki satırlık konuşma yaptırtılır, ayrıca İstanbul'dan bu tören için gelen milli takım arkadaşı Tınaz Tırpan hocadan Talat Özkarslı için iki söz etmesi istenirdi.. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR