Gelir dağılımı ile toplanan vergiler arasında her zaman bir korelasyon vardır. Gelir dağılımı ile toplanan vergiler arasındaki bu bağ, ülkenin gelişmişlik düzeyine göre değişkenlik gösterir. Gelişmiş ülkelerde çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınırken, gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmemiş ülkelerde bu oran az gelirli aleyhine dönmektedir. Bu durumu ölçen en önemli göstergede dolaylı vergilerin vergi gelirleri içinde aldığı paydır. Vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin oranı artıkça, vergi dağılımındaki adaletsizlikte artmaktadır. Yani az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınması anlamına gelmektedir.

Ülkemizde Dolaylı Vergilerin Durumu Nedir?

Vergi de adaletin sağlandığının en önemli göstergelerinden birisi dolaylı vergi ve dolaysız vergi ayrımıdır.

Dolaylı vergiler; katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi gibi mal veya hizmet alırken yükleniciler tarafından çoğu zaman farkında olmadan ödenirken, dolaysız vergiler ise gelir ve kurumlar vergisi gibi ilgili dönemlerde beyanname ile beyan edilerek ödenen vergilerdir.

Dolaylı vergiler adaletsizdir, çünkü dolaylı vergilerde mükelleflerin ekonomik durumu dikkate alınmaz, kullanan ya da yararlananlar eşit miktarda vergi öderler. Dolaysız vergiler ise mükelleflerin ekonomik güçleri dikkate alınarak genelde artan oranlı yapıda olup dolaylı vergilere göre daha adil bir yapıya sahiptirler.

Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023 yılına ilişkin Merkezi Yönetim Bütçe İstatistiklerine göre; Merkezi yönetim bütçesinin vergi gelirleri 2023 yılında 4,5 trilyon TL’ye ulaşırken, bu vergi gelirlerinin 2,5 trilyon TL’lik kısmını KDV ve ÖTV tek başına oluşturdu. Bu dönemde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içinden aldığı pay ise yüzde 65’in üzerine çıktı. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında gelir, kazanç ve mülkiyet üzerinden alınan 1 trilyon 554 milyar TL’lik doğrudan (dolaysız) vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 34,54 seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılında bu oran yüzde 37,84’tü. Aynı dönem içerisinde dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı ise yüzde 61,84’ten yüzde 65,24’e yükseldi. 

2023 yılında dolaylı vergi gelirlerinin içerisinde en yüksek payı KDV ve ÖTV aldı. 2023 yılında 1 trilyon 454 milyar TL’ye ulaşan toplam KDV gelirleri, dolaylı vergilerin yüzde 49,55’ini oluştururken, 4,5 trilyon TL’lik toplam vergi gelirlerinin ise yüzde 32,33’lük kısmını tek başına karşıladı. Bunun yanı sıra 928 milyar 195 milyon TL’lik ÖTV geliri, dolaylı vergilerin yüzde 31,62’sini, toplam vergilerin ise yüzde 20,62’sini oluşturdu.

Avrupa birliği ve OECD ülkelerinde yüzde 45’lerde seyreden dolaylı vergi oranı ülkemizde yüzde 65’lerde seyretmektedir. Bu oran da vergi dağılımında Avrupa’nın oldukça gerisinde olduğumuzu göstermektedir. Yüksek dolaylı ver­gi oranı, vergi adaletinin sağlanamadığı anlamına gelmektedir.

Vergilerde durum bu iken gelir dağılımında nasıl bir tablo ile karşı karşıyayız, bir de ona bakalım.

Gelir Dağılımı Nedir?

Gelir dağılımı, bir ekonomide genellikle bir yılda elde edilen toplam gelirin, geliri elde edenler arasında nasıl dağıldığını gösterir. Gelir dağılımı göstergesinin bir den çok çeşidi olup en önemli gösterge, hane halkı gelir dağılımı sonuçlarıdır.

Hane halkı gelir dağılımında, nüfus en düşükten en yüksek gelir guruplarına göre sıralanır ve toplam gelir içindeki payı belirlenir, böylece toplam gelirin çeşitli guruplar içinde nasıl pay edildiği görülebilir.

TÜİK’in yayınladığı verilere göre %20'lik gruplar itibarıyla yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirinin son 3 yılda toplam gelirden aldıkları pay, aşağıdaki tablodaki gibidir.

 

2021

2022

2023

İlk %20 (En Düşük)

6,1

6,0

5,9

İkinci %20

10,8

10,4

9,8

Üçüncü %20

15,1

14,7

14,0

Dördüncü %20

21,3

20,9

20,5

Son %20 (En Yüksek)

46,7

48,0

49,8

Tablodan da görüleceği üzere; en yüksek gelir dilimi dışında, bütün gelir dilimlerinin yıllar itibariyle toplam gelirden aldığı pay azalırken, sadece en üst gelir diliminin toplam gelirden aldığı pay her yıl artmaktadır. Bu da gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve gelir dilimleri arasındaki uçurumun her yıl daha da artığı anlamına gelmektedir.

Toplumun en yüksek geliri elde eden yüzde 20'lik kesimin elde ettiği gelir, en düşük gelir elde eden yüzde 20'lik kesimin elde ettiği gelirin, 2022 yılında 7,9 katı iken, 2023 yılında bu fark 8,4 kata yükselmiştir.

En yüksek geliri elde eden yüzde 10'luk kesimin elde ettiği gelir, en düşük gelir elde eden yüzde 10’luk kesimin elde ettiği gelirin, 2022 yılında 14,2 katı iken, 2023 yılında 15,0 kata yükselmiştir.

Gelir dağılımındaki adaleti en net şekilde gösteren veri Gini katsayısıdır. Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir.

Gelir Dağılımı Adaletinde Avrupa Sonuncusuyuz,

AB İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre 2022 yılında AB’de Gini katsayısı 29,6 oldu. Türkiye’nin Gini katsayısı 43,3. Türkiye bu değerle Avrupa’da 36 ülke içinde ilk sırada yer alıyor. Bu ne demek? Gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke Türkiye.

Gerek toplanan vergi gelirlerinin türleri itibariyle ve gerekse gelir dağılımı itibariyle ülkemizde adaletli bir vergi siteminden ve gelir dağılımından bahsetmemiz mümkün değil. Bu adaletsizliğin düzeltilmesi için yapılan kayda değer bir çalışma da söz konusu değil.

Basına yansıyan bilgilerden gayrimenkul satışlarında 5 yıldan sonra tanınan istisnanın kaldırılması, vergi indirim ve istisnalarda daraltmalara gidileceği veya asgari kurumlar vergisinin uygulanacağı yönünde ki haberlere bakacak olursak, verginin tabana yayılması ya da gelir dağılımının adaletli olması yönünde yapılan bir çalışma olmadığını görüyoruz. Nüfusun yüzde 20’sinin, toplam gelirin yarısını aldığı bir ülkede nerden buldun diye sorulmamaya devam edilmesi demek, bu adaletsizliğe göz yumulmaya devam edileceği anlamına gelmektedir.