Çarşamba gününden beri Balıkesir'deyim, Kent Konseyleri Birliğinin kitap yazımı için bir süre daha kalacağım. Burası biraz daha sakin, daha düzenli, sanki daha da huzurlu... En başta gürültü yok. Öyle herkes kornayla konuşmuyor, çünkü kornaya fazla basan yok. Her gün araçla gidip geldiğim noktalarda trafik konusunda sıkıntı yaşanmıyor. Genelde öyleymiş zaten. Yani Gaziantep gibi çileden çıkmıyorsunuz. Lokantaları sordum fiyatlar pahalı değil. Bir şiş kıyma dürümü Antep’teki gibi 30-35 lira değil en azından. (Aman duymasınlar) Burada nohut dürümü yok, ciğer kebabı da yok ama olsa bile sanırım Antep’teki gibi uçuk fiyatta satılmazdı. Elektrik kesintileri de yokmuş. Ben daha yaşamadım. Ciddi arızalarda bile Gaziantep gibi 10-15 saat kesinti olmuyormuş. Anlayacağınız Gaziantep’teki gibi zıvanadan çıkmıyorsunuz. ZAMLARDAN BAŞIMIZ DÖNDÜ ARTIK, HELE TRT PAYI RESMEN ÇILDIRTIYORNeyse dönelim Gaziantep’e. Bu kadar elektrik kesintisi gerçekten can sıkıyor, hatta kesintiyle kalmıyor hepimizin cebini yakıyor. Zaten fiyatlar çok çok yüksek. Sizlerden gelen yoğun şikayetlerin yanısıra kendimden biliyorum zaten. Pandemi nedeniyle kapalı kalan ofisimize gelen elektrik parası sizler kadar bizi de şok etti. Yani işin doğrusu artık tahammül gücümüzü aştı. Evimizde iş yerimizde elektrikle ilgili neyimiz varsa dokunmaya korkar hale geldik. Şaka gibi dokunmasak yine geliyor elektrik parası. Üstelik ZAM ZAM ZAM… Bakıyorsunuz faturalara kullandığınız kadarından fazlası vergisiymiş cartu curtuymuş habire sıralıyorlar. Başımız dönüyor artık. Bir de TRT işi var. Yani oraya torpille gönderilen çoğu iş bilmez çalışanların da maaşlarını bizden çıkarıyorlar. Birçok bölgede kaçak elektrik kullananların parasını da bizler ödüyoruz. GÜNDE 10-15 SAAT KESİNTİ Mİ OLUR SEVGİLİ YETKİLİLERTüm bu kazıkları yiye yiye geldiğimiz günlerde, özellikle Gaziantep’te sık sık yapılan kesintiler işin artık tahammül sınırlarını çoktan aştı. Bu nasıl bakımdır nasıl arıza gidermedir kimse anlamıyor artık. Salt bunun için sabahtan akşama kadar kesinti mi olur Allah aşkına… İnanın bu kentte yaşayan insanlar artık çareyi özellikle sosyal medyada bulacak noktaya gelmişler. Sadece bana her gün 10-15 civarında Gaziantep’in her bölgesinden elektrik kesintisi haberleri geliyor. Evlerde, binalarda, işyerlerinde herkes perişan. Enerjisa güya ilgileniyor, ama o sabitlenmiş yanıtlar çözüm olmadığı için sizi daha da öfkelendiriyor. Bizi arayanlara mümkün mertebe yardımcı oluyoruz. Yetkilileri arayıp sorunun daha erken bitmesi için katkıda bulunuyoruz. Ama bu nereye kadar sürer ki sevgili arkadaşlar. Evet şehir büyüdü, nüfus almış başını gidiyor ve Gaziantep yerlisiyle, yabancısıyla 3 milyona dayanan bir büyükşehir olmuş durumda. Bu kadar yükün yetersiz altyapı ile üstesinden gelmek elbette çok zor. Trafolar yetersiz, her tarafa binalar konduruluyor, daha alt yapılar oluşturulmadan, ruhsat iskan demeden evlere yerleşiliyor ve hemen elektrik bağlanması isteniyor. Sadece Enerjisa olarak söyleyeyim, bunların hepsine yetişmek elbette çok zor. Zaten elektrik bağlanmasının şartları var. Bunların hepsini biliyoruz. Ama bir bakıyorsunuz gelen telefonlar torpili olanlara bu şartların uygulanmadığını söylüyor. İnşaat firmalarının bir binanın her şeyi tamamlanmadan evlere yerleşmesine izin vermesi de işin daha vahim tarafı. Gaziantep’te böyle binlerce ev ve daire olduğunu hepimiz biliyoruz. NE İSTİYORSUNUZ GAZİANTEP'TENŞimdi gelelim başka konuya. Gaziantep bazen sahipsiz dediğimde kızanlar oluyor. Ama bir bakıyorsunuz herhangi bir bakanlığın veya bir müdürlüğün, bürokratın bu şehrin tarihini hafızasını yok sayma, değerlerini alt üst etme konusunda tamamen söz sahibi olmasına ses çıkarılmayışı beni çok öfkelendiriyor. Daha geçenlerde YESEMEK meselesini yazdım. Biliyorsunuz İslahiye ilçesinde Gaziantep’in UNESCO Dünya Geçici Mirası Listesi’nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi gibi bir hazinesi var. Burası Göbeklitepe’den 2 bin 500 yıl daha eski bir geçmişi bulunan Hitit dönemine ait antik bir kent. Bu bölgenin topraklarından tarihi heykeller fışkırıyor. İnanılmaz bir görüntü var SİT alanı olan bu yerde. Yanı başında Yesemek köyü var ve burası 1. Derece Deprem Bölgesi üstelik. İşte buraya bir sulama göleti yapılıyor. Bunun için de tarihi eserlerin bulunduğu alan ağır araçlar tarafından kazılıp duruyor. Çıkan heykeller kepçelerle kenara atılıyor. Tam bir cinayet işleniyor burada. Herkes çırpınıp duruyor durdurup önüne geçebilmek için. Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yazılı olarak çalışmaların kurul kararına kadar durdurulması uyarısı yapıyor ama kimse tınlamıyor bile. Bunun için Kent Konseyi olarak. Sıtkı Severoğlu, Tarık Aytekin,Aslı Tezel, Gökhan Çeliktürk,Özgür Girişken, Hasan Yelken, Dinçer Uğurluer, Sibel Gürsel ve Erkan Özsavaş’tan oluşan komisyon çırpınıp duruyor ama gölet inşaatını durduramıyor. Yani göz göre göre Gaziantep’e değer katacak çok önemli bir miras ve hazine, üç-beş kişi para kazansın diye adeta yok ediliyor. Geçenlerde Sayın Fatma Şahin’e de anlattım Aslı Tezel ile birlikte otururken bu vahim durumu. Ama değişen bir şey yok. GAR LOKANTASINDAN SONRA SIRA KİMLERE GELECEKBir sıkıntı daha yaşandı geçtiğimiz günlerde. Tarihi Gar binasında faaliyet gösteren, yerli yabancı turistlerin uğrak yeri olan, üstelik şehirde yaşayanların büyük bölümünün gittiği Gar Lokantasının kapatılması için harekete geçilmiş. Burasını yüce DDY yöneticileri ve gelen büyük misafirler için VIP salonu yapacaklarmış. Şimdi burada duralım ve daha önce yazdığım gibi bir kez daha tekrar edeyim. Bizler Gaziantep’e yerli yabancı turist gelsin, bu şehirde konaklasın, yesin içsin diye çırpınıp duruyoruz. Bunun için de tarihi ve Nostaljik binalar ve yerler korunsun ki, buralarda konaklansın diye çabalıyoruz. Ama bazıları bu şehrin sosyallikten uzaklaşmasını istiyor resmen. Şunun şurasında Gaziantep’te alkol veren yerler olarak elimizde kala kala bir Bayazhan, bir Anadoluhan, bir Hışvahan, bir Şırahan, bir Kale evi, bir de Gar restoran kaldı. Bunlara Kavaklıktaki tarihi binası olan Hukukçular Lokalini de ekleyelim. Antep dışından arayan insanlar bu restoranlara giderek hem kebap ve meze, hem de içkisini alıp müzik dinlemek istiyor. Bir Joll Jokerimiz vardı, herkes buraya giderek gelen ünlü sanatçıları dinliyordu. Nasıl güzel bir ortam yaratılmıştı oysa. Sadece burası için Gaziantep’e çevre illerden dünyanın adamı geliyordu. Ne yazık ki onu bile keyfi olarak kapattılar. Böylece bu şehirde sosyal yaşama ve eğlence dünyasına büyük darbe indirdiler. Kaldı ki Gaziantep Gastronomi şehri. Tarihi ve kültürel bir konuma sahip. Böyle yerleri daha çoğaltıp koruyacağımıza, tam tersi yok edilmesi keyfiyetini üç-beş bürokrata bırakırsak, kimse kusura bakmasın bu şehre ihanet etmiş sayacağız. Aslında bu konuya Sanayi Odası dahil diğer odalar ve STK’lar niye ses çıkarmaz onu da anlamış değilim. İş yine Ticaret Odasına kaldı her zamanki gibi. Bir de niye bu konularda Milletvekili arkadaşlarımız sesini çıkarmıyor bunu da anlamış değilim. Mesele sadece bizim derdimiz değil ki arkadaşlar. Mesele hepimizin, Gaziantep'imizin. Bakın işte Yesemek dedik sizlerden yine ses çıkmadı. NOT; Acaba çok mu ileri gidiyorum bunları yazarak… HEPİNİZE İYİ HAFTALAR