Bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık, hayvancılığın yoğun yapıldığı bölgelerden biri olan memleketim Sivas'ta ve Yıldızeli Kurban pazarlarında eski yoğunluk ve heyecanı göremedim.Bayram alışverişi için insanların birbirini ezdiği pazarlarlar bana denk gelmediyse bomboştu.İçerisinde olduğumuz ve her kesimin derinden etkilendiği ekonomik kriz insanların alım gücünü iyice bitirmişEskiden toplum fakirler, orta direk ve zenginler olarak tanımlanırdı.Şimdi zenginler ve diğerleri var, orta direk sizlere ömür, zengin dedim ya Türkiye'nin Milyarder sayısı Japonya'dan fazla, canım ülkemde 36 tane dolar milyarderi var, milyonerler saymakla bitmez sanırım.Kriz belkide en çok yıllardır parayı gömdüğümüz beton ve demir yani inşaat sektörünü vurmuş durumda , korkarım 3-5 yıl inşaat emekçileri alternatif bir yol bulmak durumunda.Sivas'ta gördüğüm tablo durumun dahada vahim olduğunu söylese de umarım önlem alınır insanlarımız mağdur olmaz.Kapitalizm bizi kıskacına almış, her şeyimizle sömürüyor, varsa şayet pençesine düşmeyene ne mutlu...İnsanların kredi kartından çektiği parayla kurban aldığı , bankadan çektiği para ile hacca gittiği bir dönemde, hepimizin kapitalizme hizmet ettiğini kabul etmemiz gerekiyor.Ne kadar hoşumuza gitmiyor gibi görünse de doğum günleri, anneler , babalar günü olmadı sevgililer günü sistemin kendisini korumak adına bize yutturduğu sömürü tezgahları. Tüm bu kafamdan geçenleri toparlamaya, bunca dezenfarmasyona rağmen insanımız nasıl da bayram ediyor, nasıl sorumluluklarını yerine getiriyor diye düşünüp taşınırken bir hocamın paylaşımında, Yazar Sermin YAŞAR'ın "işte bu yüzden, hep nerede o eski bayramlar diye hayıflandığımızı anlatıyor" dediğim yazısını okudum.Sizlerle bir kısmını paylaşmasam ayıp olurdu. "Kim dedi "bayramlarda el öpmeyin, el öpmek geriliktir, tokalaşın" diye? Ve ilk kim inandı? İlk kim "aman hastalık bulaşıyor, dikkat çok sarılmayın bayramlarda" dedi ve ilk kim buna itibar etti?İlk kim "bayramlar tatildir, güneye inelim" dedi, ilk hangi araba yolunu memleketten sahile çevirdi?İlk hangi evde kalkılmadı bayram namazına, erkenden uyanmadı ev halkı, ilk hangi evde bayramlaşılmadı ? Hangi hain bayramda kapısına gelen çocukları kaçırdı ilk kez? Annelerin gönlüne şüphe, korku tohumları ekti. Onun yüzünden kapılar kapandı ve çalınmaz oldu. Çocuklar bir film geri sarıyormuş gibi anlamsızca uzaklaştılar kapı önlerinden. Şekerler, mendiller, kolonyalar kapının arkasında kaldı.İlk kim kucak kucak kıyafet, ayakkabı taşıdı eve, bayramlık denen o güzelim heyecanın bir önemi kalmadı... İlk kim yatağımızın başından bayramlıklarımızı, kalbimizden bayram heyecanını alıp kaçtı? Kim yırtıp attı kartpostalları? İlk SMS'i kim gönderdi? İlk kim "dur yaa boşuna arıyoruz milleti, yazıverelim facebook'tan olsun bitsin" dedi?Kenarı işli mendilleri kim kaldırıp yerine kağıt mendil koydu? Yahu el kadar mendilden, içindeki 5 liradan ne istedin?Ne istedin sen benim en güzel günlerimden, çocukluğumdan, bayramımdan?Alan daraldı, daraldı, daraldı, küçücük köylere, beldelere sıkışıp kaldı bayram. Bir avuç insanın yaşatma telaşı var bugün. Kolonyanın, baklavanın, sarmanın, kahvenin belki de son demleri. Kim yaptı bunu?Modernizm mi ? Şehirleşme mi ? Bireysel mutluluğun toplumsal mutluluğa tercih edilmesi mi? Her neyse, biri yaptı, biz de alkış tuttuk. Başlı başına bir mutluluk vesilesi olan bayramları el birliğiyle geride bıraktık. Şimdi "nerde o eski bayramlar" demek kolayımıza gidiyor. Bayramlar burada, her yıl iki kez, düzenli olarak geliyor. Kapıyı açmayan biziz...Açalım ve tutalım ellerinden. Çünkü bayramlarda kapımıza gelen çocuklar poşetlerinde ağır yükler taşır. Biz onlara şeker veririz, onlar bize çocukluğumuzu..."Nice güzel bayramlara inşallah Hayırlı Cumalar.