1. Dünya Savaşı boyunca günde 6 bin, toplamda 16 milyon asker sivil insan öldü.

2.dünya savaşında 60 milyondan fazla asker sivil hayatını kaybetti.

Vietnam da 1 milyon civarında insan öldü.

Irak İşgalinde 1 milyon,

Suriyede 400 Bin civarında insan hayatını kaybetti.

Rakamlar çok yüksek çünkü adı üstünde savaş, zor olsada ölmek meşru sayılır ama içinde bulunduğumuz durumun bir adı yok.

İster kimyasal psikolojik savaş, isterse bir salgın diyelim.

Dünyada hergün binlerce insan savaş ve terör olaylarında hayatını kaybediyorken adı konmamış bir düşman dünyayı insanoğluna dar ediyor.

Evet hiçbir şey insan hayatından daha değerli değil, can tatlı her olayın korkusu, telaşı ayrı, ancak kabul edelim hiçbir savaş, hiçbir sosyal vaka 100 gün içinde Corona Virüsü Covit19 un insanoğlu üzerinde yaratmış olduğu tahribat kadar ürkütücü olmadı.

Virüs şuana kadar 192 ülkede 550 bin kişi üzerinde etkili oldu, 24.300 kişi hayatını kaybetti şuan itibariyle dünyada 3 milyar kişi evlerine kapandı.

Maalesef rakamlar anlık artarak devam ediyor, dünyayı yöneten liderler ofislerine kapandı.

Ülkemizde gün itibariyle 92 insanımız bu illetten hayatını kaybetti vaka sayısı 5698 olurken sayının artmaması için gayretler devam ediyor.

Avrupa geçte olsa olayın vahametini kavradı, sokaklarda in-cin top oynuyor düşünsenize futbol yok, festival yok, eğlence yasak, kimse dışarı çıkmadınız diye birşey demiyor iş toplantısı yok düğün yok, Dernek yok tüm STK'lar faaliyetlerini askıya aldı, siyaset ilk defa rafa kalktı meşru olan tek şey eve kapanıp dışarı çıkmamak.

Kimin aklına gelirdi Paris te Şanzelizenin lüks mağazaların, Lonra da restoranların, New-york ta ışıklı sokakların, dünyayı yöneten iş merkezlerinin, Lasvegas ta, Monte Carlo da kumarhanelerin, Hollywoodda film setlerinin boş kalacağı.

Ulaşım başta olmak üzere tüm dünyada hayat durdu.

Uçaklar, trenler boş, şehirlerarası otobüs seferleri durduruldu.

Evet karşınızda ordu yok, tank, tüfek, uçak yok füze yok ama korku endişe tahmin edilemeyecek kadar çok.

İnsanoğlu güçlü, zayıf, zengin fakir demeden adsız bir düşmana karşı çaresizce birşeyler yapmaya çalışıyor. İnşallah biran önce enaz tahribatla atlatmış oluruz.

Şuan en çok Avrupanın etkilendiği bu olayla Türkiye Cumhuriyeti Devleti Devlet ciddiyetine yakışır uygun tedbirler alırken, vatandaşın yani bizlerin aynı ciddiyeti göstermediğini üzülerek görüyor izliyoruz.

Tüm olumsuzluklara rağmen kendimiz ve geleceğimiz çocuklarımız için şahsi tedbirlerimizi almalıyız.

Ülkemiz de belki sokağa çıkma yasağı şartları oluşmadı, şuan virüsün en çabuk sirayet ettiği 65 Yaş üstü insanımız için kısıtlamak yeterli görülüyor.

Belki devlet bu konuda biraz daha esnek davranıyor ama bizim ciddiyeti elden bırakmamamız gerekiyor.

Yapmamız gereken Evde Kalmak oldukça az yada en az kişi ile temasta bulunmak.

Bunca devlet savaşlarda ölen insan sayısının yanına dahi yaklaşmayan bu ölüm ve vaka sayısına rağmen bunca tedbir alma gereği duyarken bizlerin duyarsız kalması kabul edilebilir mi?

İlla yanı başımızda çevremizde binlerce insan mı ölmeli?

Olayı ciddiye almamız için illa sevdiklerimizi, sevenlerimizi mi kaybetmeliyiz?

Artık sağlıklı bir şekilde hayatta kalabildiğimiz taktirde yeni bir dünyada yaşıyor olacağız, bu işin şakası yok, lütfen uyarılara kulak verelim en azından EVDE KALALIM...