Şu anda özellikle ev kiraları sınır tanımıyor, yani bu şehirde işin sınırı filan kalmadı. İyiler ve dürüst olan ev sahiplerini tenzih ediyorum. Gerçekten vicdanlı davrananlar var, bunu inkâr edemem. Ama o fırsatçı, o çıkarcı, üstelik beş vakit namaz kılanların da içerisinde yer alan, ama asla dini imanı olmadığına inandığım, parayı mezara da öbür dünyaya da götüremeyecek olan bazı ev ve işyeri sahiplerine artık birilerinin dur demesinin gerektiğini düşünüyorum. Aslında Türkiye’de de var kiralara fahiş zam yapan vicdansızlar. Ama iddia ediyorum, Gaziantep’teki ahlaksızların eline kimse su dökemez. Yıllardır namusuyla şerefiyle yaşayıp kirasını düzgün ödeyen kiracılarını kapı dışarı etmek için her türlü yalanı söyleyen, onları çoluk çocukla sokağa atacak kadar vicdansızlık yapanların bu kadar rahat hareket etmelerini de anlayamıyorum. YOK MU KİRACILARIN HAKKINI SAVUNACAK PARTİ, BARO VEYA STK’LAR? VEYA KENT KONSEYİ? Biliyorsunuz yıllardır bu şehirde kira meselesini yazarım. Ama bu son dönemdeki vicdansızlık, ahlaksızlık geçmiş senelere rahmet okutur duruma geldi. Şaşırdığım nokta şu; bu adamlar nasıl bu kadar yasa tanımazlık edebilir? Kirasını yüzde yüzden fazla artırabilir. Dahası evimi satacağım veya oğlum kızım gelecek yalanlarına başvurarak insanları sokağa atabilir? Yok mudur bunun kanunu? Yok mudur bu şehirde kiracıların hakkını koruyan siyasi partiler veya STK’lar. Hatta Baro? Harekete geçemezler mi mağdur edilmek istenen kiracıların hakkını koruyacak bir oluşum kurmaya. Buna AK Parti dahil diğerleriyle birlikte hepsi KİRACI HAKLARINI KORUMA adına bir komite kurup ne kadar mağdur edilmek istenen kiracı varsa gelin bize hakkınızı arayalım diye çağrıda bulunamazlar mı? En çok avukata sahip CHP neden bu yönde bir adım atmaz? MHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, hatta DEVA… Niye bu inanılmaz şekilde büyüyen sorun için harekete geçmez? Ertuğrul Başkan da avukat oysa… Hepsini bir kenara koydum Kent Konseyi var ortada. Bundan önemli gündem mi olur Gaziantep’te. Yazık değil mi bu şehirde kirada oturanlara ve bütçelerine göre ev bulamayanlara. Asgari ücrete yakın, hatta geçen miktarda kira isteyen vicdansızlara, evinde oturanları tehdit edenlere, kapı dışına atmak isteyenlere yasal çerçeve kapsamında mücadele edilemez mi? Evet arkadaşlar niye seyirci kalıyorsunuz ki? NOT: KİRACI OLMAYAN, KİRA SORUNU YAŞAMAYAN, BİR DEĞİL ÇOK SAYIDA EVLERİ OLANLAR LÜTFEN EMPATİ YAPIN yeni-001.jpgTUNCAY YILDIRIM HERKESİ ŞAŞIRTTI Gaziantep Ticaret Odası genel kurulunu yaptı. Borsa da bitirdi kongresini. Tabii en çok konuşulan ve tartışılan Ticaret Odası oldu. Tuncay Yıldırım ilk geldiğinde kimse şans tanımıyordu, hatta buna ben de dahilim. Ama zaman içerisinde Mehmet Aslan’ın efsane dönemlerini aratmayacak bir başkanlık yapmaya başladı. Odanın sorumluluğu bir yana, şehrin hayati önemdeki sorunlarıyla da birebir ilgilendi. Siyasi partilerin bile çekimser kaldığı bu sorunları açık yüreklilikle ülkeyi yönetenlere aktardı kentin hakkını aradı. Ve çoğunda tuttuğunu kopardı. Böylece ben dahil çok kimseyi şaşırttı. Haliyle bizler gazete olarak kent için üstlendiğimiz misyona yeni bir ortak bulduk. Bazen aynı sorunları dile getirdik bazen Tuncay Yıldırım’ın attığı adımlara destek olduk. Tabii eleştirdiğimiz yönleri de oldu ve bunları da dile getirdik. Elbette anlayışla karşıladı ve bazı konularda ortak yaklaşım sergiledik. EKİP ÇALIŞMASI VE GERÇEKLEŞTİRİLEN BÜYÜK STRATEJİ Gelelim kongre öncesi, sırası ve sonrası için söyleyeceklerime. Tuncay Yıldırım ikinci dönem için herkesi şaşırtan bir şekilde iyi hazırlık yapmış. Ekibini oluşturmuş ve sonrada hayata geçirme adına harekete geçmiş. Önce kendini sağlama almış, sonra ekibinde yer alacak arkadaşlarının komiteden çıkması için var gücüyle çalışmış. Rakiplerini de saf dışı bırakma adına mükemmel bir strateji uygulamış. Bunlar öyle yazıldığı gibi kolay işler değil elbette. Gece gündüz mesai ister. Sayın Yıldırım’ın bunu mükemmel şekilde yaptığını alınan sonuçlarda gördük zaten. Helal olsun diyor ve ekibiyle birlikte tebrik ediyorum. KADINLARI GÖRMELİYİZ AMA KADINLAR DA KENDİNİ GÖSTERMELİ Burada bir şey söylememe müsaade edin lütfen. Ben tüm dernek, cemiyet, spor kulüpleri ve odalar dahil oluşturulacak yönetimlerde kadınların olmasını isterim. Çünkü kadınların olduğu yerde farklılık vardır. Örneğin konuşmacı olarak gittiğim etkinlik ve toplantılarda buna son derece dikkat eder, kadın az veya hiç yoksa eleştiririm. Bunun için geçmiş yıllarda hep yazmışımdır. Ticaret Odası elbette dernek veya cemiyet değil daha üst düzeyde bir kurum. Yapılacak olan seçimlerde küçüklü büyüklü tüm işletme ve firmaların sahipleri veya ortakları, genel müdürleri sektörleri temsil eder. Bu seçimde gönül isterdi ki kadınlar çok olsun, yönetimde, komitede ve komisyonlarda kadınlar olsun. Kadınlar erkeklerle seçim yarışına girsin, mücadele etsin ve temsil ettiği sektörlerde başarı sağlayıp GTO'da temsiliyet hakkı kazanılsın. İşte burada maalesef Gaziantep olarak ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Çünkü kadın olarak firmalar kurup başarılı olanlar bir yana, üst düzeyde çalışan veya işveren kadınlar, kurum veya kuruluşlarda görev alabilmek için yeterli çalışmayı göstermiyor. Çıkanların önü kesilmek istenildiğinde ise kolayca pes ediliyor. Görebildiğim kadarıyla bazıları hiç sahaya çıkmıyor, gerek sektörüyle ilgili gerekse kentle ilgili sorunları dile getirmiyor, müdahil olmuyor. Kusura bakmasınlar ama bazıları ise kendilerini üst düzey yöneticilik konusunda hiç geliştirmiyor. BİR FATMA ŞAHİN’DEN CESARET ALINAMADI. ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ DEMEKLE BU İŞLER OLUNMAZ Buna karşılık umut verici gelişmelere da şahit oluyor elbette. Her ne kadar erkek egemen bir toplum haline dönüştürülmek istenilse de Gaziantep’te şu anda ciddi sayıda kadın işveren, girişimci ve üst düzey yetkilisi olanlar var. Ben daha fazlasının olmasından yanayım elbette. Çünkü birinci derecede sanayi kentiyiz. Gastronomi şehriyiz. Kadınlar için her yol açık. Yeter ki karar versin, kendini geliştirsin, kimseden çekinilmesin, mücadele etsin. Sadece Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i örnek alsalar, bazılarının armut piş ağzıma düş diyeceklerine kapıdan olmasa bacadan, oradan olmasa pencereden girmeye çaba gösterseler inanın bazı tapular yıkılacak. Ama bir yere kadar gidiyorlar sonra sadece kendi kendilerine kalıyorlar. Şu 33 kadın olayında biz niye uyarı yaptık? "Kendinizi kullandırtmayın, bazılarına rant sağlamak için onların yalanlarına kanmayın" dedik. Başka illerden örnekler gösterdik.Ama dinletemedik hiçbirine. Bunları niye söyledik, çünkü şu andaki gelinen noktayı o zaman gördüğümüz için. Ama onlar ne yaptı, uyarıyoruz diye bize kızdı, sitem etti. Oysa içlerinde çok aklı başında tanıdıklarım var, ama iyi niyetli olmaları yüzünden hatanın içinde yer aldılar. Bu konu aslında yaz yaz bitmez. Ama burada kesiyor ve saygıdeğer kadınlarımızın Odaları, Borsaları, Dernekleri, Cemiyetleri, kurumları kuruluşları, yetişmiş, kendini geliştirmiş, iş bilen, tuttuğunu koparan kadınlardan mahrum etmeme adına düşeni yapmalarını tavsiye ediyorum. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR