Biliyorsunuz Bodrum Gaziantepli’ler için çok önemli. Yıllardır buraya Gaziantep’ten direkt uçak istenir durulur, ama bir türlü gerçekleşmez. Geçenlerde Türk Hava Yollarının genel müdürü dahil tüm yönetim kurulu Gaziantep’e gelmişti. Burada sanırım 4 gün kaldılar ve basın toplantısına bende katılmıştım. Orada yine Bodrum için direkt uçak konusu olmuştu. Sayın Fatma Şahin ve GTO Başkanı Tuncay Yıldırım bu işin öncülüğünü yapmışlardı. THY Genel Müdürü Ahmet Bolat bu konuda imkanları zorlayacaklarını söylemiş ve uçakların doluluk garantisi verildiğinde direkt sefer yapabileceklerini söylemişti. Sonunda karar verilmiş ve Gaziantep-Bodrum direkt uçak seferlerinin 2026 Haziran 28 tarihinde başlanacağı açıklanmış. Bu aynı zamanda sadece Bodrum için değil çevre il ve ilçelere gidecekler içinde çok sevindirici. Birde Gaziantep’ten Bodrum’a gidecek sayı oldukça fazla. Emeği geçenlere ama öncelikle Fatma Şahin ve Tuncay Yıldırım’a, teşekkür ediyoruz.

AĞALAR PARA KAZANMA UĞRUNA ŞEHRİN İMAJINA DARBE VURUYOR

Biliyorsunuz geçen hafta “Gastronomiye ihanet edenler” başlığıyla, Gaziantep’in bu Gastronomi işini fırsat bilen açıkgöz esnaflarının şehre nasıl bir kötülük ettiklerini yazmıştık. Bu değerlendirme ve yazarımız Hüseyin Altınel’in tespitleri inanılmaz bir ilgi gördü. Gelen mesajlardan çıkardığımız şey, “demek ki, bu şehre artık böyle zihniyete sahip olan esnaflar büyük zarar veriyor. İnsanları çileden çıkarmışlar”oldu.

ADAMLAR KENDİ FİYATINI BÜYÜK RESTORANTLARLA EŞİT TUTUYOR

Şimdi bize gelen mesajları sizlerle paylaşacağım ama ondan önce esasında dikkatinizi çekecek bir gözlemimi yazacağım.

  1. Gaziantep’te belirli yani kentin marka isimleri olan restoran, lokanta, kebapçı, cafeler ve baklavacılardan niye hijyen şikayetleri gelmiyor dersiniz? Belki fiyatlar yüksek olduğu için bazı şikayetler oluyor diye söyleyebiliriz. Ama o işletmelerde temizlik ve hijyen hakim olduğu için vatandaşlar o yönde şikayet etmiyor.

2-İşte asıl mesele şehir merkezine ve tarihi ve kültürel bölgelere yanaşmış, orada işyeri açan ama hijyen namına, kalite adına hiç titiz olmayan, üstleri başları kirli, yaptıkları kebaplar, çorba ve paça ile beyranların kalitesiz olduğu şehrin adına leke sürecek kadar sorumsuz olanların istedikleri gibi at koşturmaları var bu şehirde.

3-Daha vahimi nedir biliyormusunuz? Bunların fiyatları da oldukça yüksek. Adamın iki adım atacak dükkanı var, işçisi 1-2 kişiyi geçmez, hadi bazıları daha büyüktür personeli de vardır ama fiyatta Gaziantep’in en büyük lokantası restoranıyla yarışıyor. Oysa o büyük işletmeler onlarca kişi çalıştırır, işyerlerine girildiğinde pırıl pırıl tertemiz bir ortam yaratır, ama kenar semtler dahil bu Kale altı çevresi dahil birçok yerde fiyatlar o büyük firmalarla eşit tutulur. Yani az söyleyeyim çok anlayın…

Şimdi gelelim vatandaşlardan bize gelen mesajlara.

1-Hocam yine çok güzel, o kadar da ciddi bir konuya değinmişsiniz. Eşim de benimle aynı düşünüyor ve hiçbir lokanta veya kebapçıya gitmek içimize sinmiyor.Geçen hafta perşembe günü Büyükşehirde bir toplantı yapıldı, yemek tescilinde emek veren kurumlara plaket verildi. Biz ilk tescil alan kurumduk. Bahsettiğiniz konular o toplantıda da en öne çıkan husustu. Türkiye’de 108 yemeğe tescil almak ve Türkiye şampiyonu olmak iyi fakat yetmezdi. Temizlik ve tescile uygun hazırlama şarttı. Hatta hijyen her şeyden önde geliyor fikri tam benimsendi. Kim nasıl yapacak Büyüşehrin ellerine emanet edildi. Kalemine sağlık, seninle hemfikiriz.

2-Merhaba, Yazıcıkta Beyrancı M. var. Saat 08:50 dedin mi biter beyranı. Orayı tek geçerim beyranda mesela. Onun Karşısında da bir ciğerci var, baktım ciğer 180 tl yazıyor. Abime dedim ucuzmuş hele bir gün gelekte yiyek dedim. Neyse yanıldık yazıldık gittik bir gün. Tamam ciğeri ucuz gramacı iyi. Yeşillik tezgahı çeşitli, çayı falanda var. Ustaya birer ciğer at bize dedim. Amma adam kendini bir övüyor şöyle böyle değil…. Abimde biraz dik sözlüdür. Ciğerleri getirmesi ile abim aniden durdu ve “ben bu ciğeri yemem usta” dedi…. Niye yav dedi adam. Abim de kendisine “bir ciğeri ekmeğin arasına koyana kadar elli sefer parmağını yaladın. Dürümde her yer senin tükürüğünle dolu ve ben yemiyorum”diyerek oradan çıktı.

3-Kasap S. Usta diye bir yer var. Yine tam bir fenomen. Bir gün çocukları aldım orya gittim. Yemeğimizi yedik. Çay self servis. Çocuklara hanıma birer çay getirdim. Ben dışardayım çayınızı içinde gelin dedim. Şef garson ne dese beğenirsiniz, “Lütfen çayınızı hızlı içermisiniz dışarıda müşteriler ayakta bekliyor” Valla ne yapacağımızı şaşırdık ve hemen eşim ve çocuklarla çayları içmeden çıktık.

4-Son olarak Bakırcılar çarşısının içinde M. diye bir kebapçı var. Ne zaman gitsem tıklım tıklım. Dürümler dışarının hemen hemen yarı fiyatına ancak gramaj olarak dışardakinin yarısı bile değil. Tahmazoğluda gitmiş bir video çekmiş ve teşekkür etmiş. Bende yazdım herif ucuz vermiyor başkan Gramaji düşük yazdım. Birgünde oraya gittim. Bir dürüm söyledim. Abi dürümleri bizmi alıyoruz sizmi getiriyorsunuz dedim. 110 tl’ye dürüm veriyoruz daha birde ayağınızamı getirelim dedi. İyide sen ucuz vermiyorsunki malzemeden kısıyırsun dedim. Hele şu paramı geri ver ağam dürüm falan yemiyom ben senden deyip oradan çıkıp gittim.

5-Bide şu kelleci E. var . Acayip takipçisi var sosyal medyada. Abime dedim hele bir günde orayı deneyelim. Gittik beyran söyledik. Beyran geldi etler pişmemiş. Ve et suyu değil kelle suyuyla beyran yapmış adam. Bir iki kaşık aldık hele şu ustayı çağırsana dedim garsona. E. usta geldi. Dedim ki, “usta bu beyran etinin liğme liğme olması lazım. Etler pişmemiş buyur bak. Üstelik kelle suyuyla yapmışsın bunu” dedim. Bana “He yav bugün aceleye geldi” diyor. Birde kapıyıa bir yazı asmış. Yazı aynen şu şekilde. Lütfen ücreti ödemeden dışarı çıkmayın…

6- Kale altında E. diye bir lokanta var. Sosyal medyada reklam üzerine reklam yapıyor. Kardeşimi alıp “hele buranım beyranını bir deneyelim”dedim. Gittik birer kaşık aldık. Kardeşim “bırak yemeyi, hadi kalkalım”dedi. Bıraktık kasaya geldik. Kasada biz bu yemeğe para vermeyeceğiz, bildiğin pis pis kokuyor, sen ne sattığını bilmiyormusun” dedik. Hiç sesini çıkarmadı sadece “tamam” dedi.

7-Antepte Beyranıyla meşhur M. lokantası var mesela. Bir beyrana 300-320 arası fiyat yazıyor. Hadi buna eyvallah dedik. E adam zaten beyrana gereken ücreti fazlasıyla bindirmişsin. Bir suya 30 lira yazmak nedir…

8-Müşterinin geri dönüşü önemli değil Antepte. Sürekli kazıklanacak yeni birileri geliyor demek ki. Bende bu intibayı uyandırdı antep son 3-4 senedir böyle maalesef.

9- Yazınızı okudum ve aynen size katılıyorum. Özellikle Suriyeliler geldikten sonra gıda hijyeni çok kötüleşti. Tabiki sorumluların sorumsuzluğu ve insanlarımızın bilinçsizligi ve temizliği gözardı etmesidir. Gerektiginde böyle yerlerin uyarılması, şikayet edilmesi ve vatandaş olarak oraya bir daha gitmeyerek cezalandırılması gerekir. Geçenlerde kalealtında yeni açılan bir lahmacun ve kebap yapılan bir yer gördüm.Tabakhanenin tarihi ekmegiyle meşhur bir pide fırınının ismi yazıyordu. Girdim 2 tane lahmacun söyledim.Tam lahmacunları bitirdim, dükkanın önünde maraş plakalı bir pikap durdu ve içinden kanlı bir çuvalı yerde sürükleyerek dükkana soktular. Sorduğumda et dediler. Şehrin göbeginde hemde turistlerin en yoğun olduğu yerde ismi marka olmuş bir esnaf bunu yaparsa gerisini neler yapar.Sonuç olarak yazdığınız her şeye katılıyorum. Ama elimizden birşey gelmiyor. Çünkü maalesef sistem kokuşmuş.

10-Sadece temizlik değil İşletmecilik te sıfır antepte. Çoğu işletmeye girince otagarda simsarların bağırıştığı gibi bağırışmalar mı dersin, müşteriyi bir velinimet saymayan kazıklamaya odaklanmış bir yapımı dersin, eğitimsiz elemanlar mı dersin, olumsuz ne ararsan var. Ev yemekleri konusunda bişey diyemem, ancak kebapçılık, restaurantçılık kısmında bir gastronomi başkenti olmayı haketmiyor bence… Gaziantep gibi bir şehirde işini düzgün yapan işletme sayısı bir elin 10 parmağını geçmez bence….Onun için nohut dürümünü yiyip keyfine bakacaksın. Anası belli babası belli . 😀Saygılar dayı…

11- Geçen bir kebapçıya gittim bizimkilerle . Fiyatların biraz abartı olduğunu biliyordum dedim maksat değişiklik olsun . Hesap geldi işte 1400 tl . Kasaya gittim hesapta bir yanlışlık olmasın abi tekrar bakarmısın dedim . Saydı işte şu gelmiş bu gelmiş evet dedim. Çiğköfte bırakalımmı masaya dediler bende ikram sandım bırakın dedim. 160 tl ona yazmış. 5-6 sıkım sadece. Ona da tamam dedim. Topladı topladı 1360 tl. İşte abi sen 1400 belle dedi… Bende abi dedim sen 1360 ı 1350 ye mi yuvarlarsın 1400 e mi diye konuşunca ne diyeceğini şaşırdı…

Evet… Gelen mesajlar içerisinde bunları eleyerek sizlerle paylaştım. Tekrer söylüyorum, bu şehirde Gastronomi’yi fırsat bilen ama temelinde ihanet edenleri kendi keyiflerine bıraktığımız takdirde, Sayın Fatma Şahin Avrupa, Ortadoğu, Amerika dahil o ülkelere gidip Gaziantep’i ne kadar anlatırsa anlatsın. Nihayetinde yerli veya yabancı turistler, Gaziantep’in tarihi ve kültürel mekanlarına gidip kebap veya yemek benzeri şeyleri yediğinde, buralardaki pisliği, kalitesizliği ve fiyatları gördüğünde Gaziantep’e tekrar dönmeyi düşünmezler. NOKTA

Hepinize iyi haftalar