Kiminle konuşsam, ilk sözü “seçimi nasıl görüyorsun, senin değerlendirmen önemli” şeklinde oluyor.. “Çok karışık, daha doğrusu kafamız karışık” diyorum genellikle.. Gerçekten de öyle.. İlk kez karmaşık duygular içerisindeyim bu seçimde.. Aslında kimse net konuşamıyor, net yazamıyor.. Çünkü ortada net bir tablo yok.. Bu seçim yerel seçim olmaktan çıktı bir kere.. Bunun en önemli nedenlerinden önde geleni, Türkiye’deki ekonomik sıkıntının halk tabakasında tavan yapmış olması.. Her şeyde Fiyatlar almış başını gitmiş. Alım gücü düşmüş, yakıt başta olmak üzere iğneden ipliğe zam üstüne zam yapılıyor.. Bir yıl önce, hatta bir ay önce satın aldığınız ürünleri aynı fiyata alamıyorsunuz artık.. Yediklerimiz içtiklerimiz için fiyat hesabı yapamaz olduk.. Marketlere gidemez, bakkala kasaba yeterince uğrayamaz hale geldik.. Bırakın pahalılığı toplumsal yönden de ciddi bir tehlike kapımızda.. Hoşgörü kalmadı kimsede.. Bir öfke, bir kızgınlık, kendisi gibi düşünmeyenlere karşı kindarlık almış başını gidiyor.. Düşünün bana bile sataşanlar başladı. Doğru ve güzel hizmetleri, iyi bir projeyi takdir ettiğimde yandaşlık etiketini yapıştırmadan çekinmiyorlar.. Şunu çok iyi bilmeliler ki, kim Gaziantep’in yararına faydasına iyi işler yapıyorsa, siyasi yönüne bakmadan onun yanındayım elbette.. Yazıyorum zaten sürekli, ama milleti kesmiyor.. Çünkü sağduyu azaldı, tahammül diye bir şey kalmadı.. Bu sağcısında da var solcusunda da.. Onun içindir ki, insanlar gördüklerini söyleyemez gerçekleri yazamaz hale geldi.. Çünkü hoşgörü kalmadı..ERDOĞAN’IN MİTİNGİNDE HERKES HERŞEYİ GÖRÜYOR AMA SÖYLEMİYORBiliyorsunuz her mitinglerde görüşlerimi yazar, değerlendirme yaparım.. Sayın Cumhurbaşkanının bir yıl içerisinde 4. Kez geldiği Gaziantep’te en az kalabalıkla karşılandığını herkes biliyor.. Ama kimse bir şey diyemiyor, niye çünkü eyyamcılık tavan yapmış durumda.. Oysa en tehlikeli davranış bu.. Siyasilerin etrafını çevreleyenler göz göre göre yalan söylüyorlar. İşin ilginç yanı, o siyasiler böyle tiplerin yalan söylediğini biliyorlar.. Örneğin demokrasi meydanına 100 bin hatta 150 bin kişi geldi diyorlar.. Her iki tarafta bunun yalan ve abartılı olduğunu, çünkü demokrasi meydanının beton zemininde taş çatlasa 40 bin kişi sığabileceğini biliyor ama ses çıkarmıyor.. Geçen Cumhurbaşkanlığı mitinginde meydana sığmayıp Alleben deresine, vilayetin yanındaki çim alanlara, turizm müdürlüğü binasına kadar uzanan kalabalığın bu mitingde olmadığını onlar da çok iyi biliyor.. O kalabalığa 100 bin 150 bin diyenler, bu mitinge gelenler içinde aynı rakamları telaffuz ediyor, yazıp çiziyor.. Daha çok söylenecek şey var miting için.. Ama gören gözler kapatılıyor, konuşan ağızlara fermuar çekiliyor.. Oysa konuşun.. Söyleyin.. Yazın.. Bunları yaparsanız iyilik edersiniz.. Yanlışlar düzeltme, doğru adımlar atılmasını sağlayacak adımlar attırabilirsiniz.. Nedense tam tersini yaparak kötülük ediliyor, kimse farkında değil..MİTOMANİ HASTALIĞI SARMIŞ ÇOĞUNUDaha kötü olan nedir biliyormusunuz, herkes yalanı sevmeye başlamış.. Söyleyen de dinleyen de hoşlanır hale gelmiş bu yalanlardan.. İş öyle bir noktaya gitmiş ki, kendi uydurduğu yalana bir süre sonra kendisinin inandığı MİTOMANİ hastası olmaya başladıklarının farkına bile varmıyorlar..AK PARTİ’NİN İÇİNDEKİ MUHALEFETDIŞARDAKİ MUHALEFETE 10 BASAR
Şunu görmek lazım Gaziantep siyasetinde.. Sonuçlar önceki yerel seçimdeki gibi çıkmayacak.. Kimse kimseyi kandırmasın.. Çünkü; 1- AK Parti’nin kendi içindeki muhalefetin ateşini söndüremedi.. Bu öyle bir muhalefet ki, karşısındaki siyasi partilerin muhalefetine 10 basar..2- Teşkilat bilmesine görmesine karşın yok saymayı sürdürdü iç muhalefeti.. Bunun sonucu öfke patlaması getirdi..3- Ejder Demir ve Bekir Öztekin bundan en çok faydalanan adaylar olacak.. Öyle ki Celal Doğan bile bu kırgınlıktan nasibini alacak..4- Belediye başkanları o parti içi muhalefeti görüyor, biliyor ama sorun çözücü adımlar atmıyor.. Burada Sayın Abdulhamit Gül’e ciddi görevler düşüyor.. Çünkü seveni fazla..5- Milletvekilleri de bu yönde harekete geçmeli.. Ama bir sorun var, çoğunluğuyla konuştuğum için biliyorum, AK Parti’deki o muhalefetin en büyük öfkeleri milletvekillerine.. Bazılarına çok bazılarına az.. Ben söylemiş olayım..6- Kilit isim aslında Fatma Şahin.. Zaten işi en çok zor olan da Sayın Şahin.. Biliyorum ki çok çabalıyor çok uğraşıyor, Allahı var iyi işler yapıyor, ancak partisindeki birçok kesim ve şehirdeki belli kesimlerden bunun olumlu karşılığını alamıyor.. Birçok nedenleri var bunun elbette.. İyi okumak iyi görmek ve Mitomani hastalarına fazla inanmamak lazım..7- Şehitkamil’de Rıdvan Fadıloğlu’nun en büyük sıkıntısı, partideki küskünlerin oylarında olacak gibi gözüküyor.. Bekir Öztekin bunda ciddi rol oynayacak.. Seçim sonucu da gösterecek ki, Nesrin Tuncel ile birlikte Şehitkamil ilçesinde oylar özellikle meclis üyeliklerinde dengeleri değiştirebilecek.. Şimdilik tablo bu..8- Şahinbey’de Mehmet Tahmazoğlu aslında en rahat olanı.. Ama gördüğüm kadarıyla Tahmazoğlu o havaya girmiyor.. Sanki seçimde çok zorlanacakmış gibi çalışıyor.. Disiplini ve kontrolü elden kaçırmıyor.. Ancak CHP’de Sait Köse’nin beklenmeyen temposu özellikle meclis üyeliklerinde etki yaratabilir..9- Ejder Demir’in son hamlelerini başkaları gelebilir ama ben görmezden gelemem.. Puanını yükseltiyor MHP ve AK Partililerin haberi olsun..10- Son sözüm.. Celal Doğan’ın etkisini kimse yabana atmasın.. Şu anda Gaziantep için ektiklerini biçmekle uğraşıyor.. Tahmin edilenden daha fazla ilgi gördüğünü ama sessiz ve derinden gittiğini, bu politikasıyla da o sessiz ve derinlerden oldukça oy toplayacağını söylemekte sakınca görmüyorum..BANA SADECE TUNCAY YILDIRIM'I YAZDIRMAYINGaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım’ın seveni kadar sevmeyeni de vardır mutlaka.. Zaten başarılı insanların kesinlikle sevmeyeni olmalıdır. Eğer sizi herkes övüyor ve seviyor gözüküyorsa ondan korkun.. Doğrusu beklemediğim bir tempoda gidiyor Tuncay Yıldırım.. En çok sevdiğim yönü ise kentin sorunlarını yerelde, ulusalda gündeme getirmesi, çözümler üretilme yolunda takipçi olması.. Şu bizim KOSGEB işini sonuçlandıramasa da, memleket için birşeyler yapmaya çabalaması takdirimizi kazanıyor.. Özellikle hava alanı sorunu, uçak seferleri meselesi.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bile şaşırtan uçak seferleri konusunu gündeme getirip söylemesinden sonraki gelişmeleri dikkatli takip ediyoruz.. Şunu belirtmek zorundayım; Oda başkanlıkları ve sorumlu yetkili makamlardaki arkadaşlar el ele verir, kentimizin yaşadığı sorunları ülkeyi yönetenlere doğru biçimde anlatır, çözüm yönlü takipçisi olursa başımızın üstünde yerleri vardır.. Yönetici arkadaşlardan ricam, bana sadece Tuncay Yıldırım’ı yazdırmamalıdır..ANTEPLİLER YAVAŞ YAVAŞ GİDİYORYıllardır dile getiriyorum zaten.. Ama son olarak TÜİK’in verileri bizi doğrular nitelikte oldu. Buna göre, Gaziantep’ten gidenlerin sayısı 62 bin kişi olmuş.. Bunlar kent nüfusuna kayıtlı olanlar.. İçerisinde yerli Anteplilerin çoğunlukta olduğu bir göç dalgası.. Gençler zaten durmak istemiyor.. Son bölümde sizlerle paylaşacağım bilgilerde sadece Gaziantep’ten değil Türkiye’deki durum hakkında bilgi sahibi olacaksınız.. Ama söz konusu Gaziantep ise, yavaş yavaş gidiyorlar memleketten haberiniz olsun..BU ARAŞTIRMAYI İYİ OKUYUN Hiç ayrıntıya girmeyeceğim.. Çünkü KONDA’nın yapmış olduğu araştırmada çıkan sonuçlar ülkemizin geldiği noktayı ve özellikle gençlerimizin durumlarını açık biçimde ortaya koyuyor..Araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şöyle:- Gençler ülke geneline kıyasla çok daha eğitimli, çok daha modern, internetle çok daha ilişkili ve kültürel olarak çok daha aktif.- Gençlerin inanç seviyesi ve örtünme oranları da ülke geneline göre daha düşük.- Bugünün gençleri 10 yıl öncesinin gençliğine göre de daha eğitimli ve daha modern; ayrıca istihdama daha fazla katılıyor.- 10 yıl önce 29 yaş altı gençlerin sadece beşte biri öğrenciyken bu oran 2018’de 2 katına çıktı.- Bekar olan gençlerin oranı 10 yıl içinde yüzde 60’tan yüzde 75’e çıktı.- Gençlerin gelecekten beklentileri 10 yıl öncesine göre daha olumlu hale geldi.- 2008'de bekarların oranı yüzde 60 iken bu oran 2018'de yüzde 73'e yükseldi. Evlilerin oranı ise bu zaman aralığında yüzde 39'dan 19'a düştü.- Gazete okuyan gençlerin oranı 2008'de yüzde 72 iken 2018'de bu oran yüzde 22'ye düştü.- Çalışmayan gençlerin oranı öğrencilerde yüzde 22 iken, 2018'de yüzde yüzde 41 oldu. Ev kadınlarında ise bu oran yüzde 25'ten yüzde 13'e düştü.- Akıllı telefon kullananların oranı yüzde 90'dan yüzde 100'e çıkarken, bilgisayar kullananların oranı yüzde 42'den yüzde 70'e yükseldi.- 15-29 yaş aralığında çalışan işçilerin oranı yüzde 13'ten yüzde 8'e, esnafların oranı yüzde 8'den yüzde 5'e, çiftçilerin oranı yüzde 6dan yüzde 1'e düştü. Özel sektör çalışanlarının ise bu yaş aralığındaki oranı yüzde 5'ten yüzde 7'ye, devlet memurlarının da oranı yüzde3'ten yüzde 5'e artış kaydetti.- 2008'de hayat tarzını 'modern' olarak tanımlayanların oranı yüzde 34 iken bu oran 2018'de yüzde 43'e yükseldi.- 2008'de 'dindar muhafazakar' yaşam tarzına sahip olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 28 iken bu oran 2018'de yüzde 15'e geriledi.- 'Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır' diyenlerin oranı yüzde 54'ten yüzde 40'a, 'Gerektiğinde asker yönetimi ele almalıdır' diyenlerin oranı ise yüzde 51'den yüzde 22'ye düştü.- 'Düzenli olarak oruç tutarım' diyenlerin oranı yüzde 74'ten yüzde 58'e, 'Düzenli olarak namaz kılarım' diyenlerin oranı yüzde 27 iken, bu oran 2018'de yüzde 24'e düştü.HEPİNİZE İYİ HAFTALAR