Covit 19 Virüsü denilen ölümcül can alan vaka ,Çin'in Wuhan kentinde ilk ortaya çıktığında,bu virüsünde geçmişte yaşadığımız ''KUŞ GRİBİ,DOMUZ GRİBİ''gibi aynı karakterde olduğunu zannederek pek ciddiye alınmadı.Çünkü bu virüslerin insanlara pek zarar vermediği için sadece hayvanlara zarar verdiği için olsa gerek .Hatta ,ABD ve İngiltere baş olmak üzere tüm Avrupa Devletleri gerekli önlemleri almayı gereksiz gördüler. MASKE ,MESAFE VE HİJYEN önlemlerine dahi karşı eylemler bile yapıldı.
Corona Virüs pandemisinin bulaşma hızı ve öldürme gücü kendini ağır bir biçimde gösterince panik halinde tedbirlere başvurdular.ABD ve Avrupa ülkeleri de insanla daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat standardına sahip oldukları için gerek devlet gerekse özel sektör sağlık alanına ciddi yatırımlar yapmadıkları için salgının yayılması ile tibbi malzeme ve hastane sıkıntıları yaşadılar. Hazırlıksız yakaladıklarını kabul ettiler.
Türkiye ise Covid-19 virüsüyle geç tanıştı. İlk başlarda gerek iktidar gerekse sağlık bakanlığı virüs için yeterli tedbirleri almadı. Nitekim virüsün başlamasına rağmen ''HACI''adaylarının Suudi Arabistan'a Umre için gönderilmesine sessiz kaldı.Bu hacı adaylarının geri dönüşlerinde de karantina ve test uygulanmadı .
Fakat işin ciddiyetini kavrayan iktidar ve sağlık bakanlığı hemen uzmanlardan oluşan bir ''BİLİM KURULU''oluşturup tedbirleri sıralamaya başladı.Ayrıca ,Türkiye'de gerek devlet gerekse özel sektör sağlık alanında geniş bir hastane ağına sahipti.
Virüs tablosunda fazla yüksek de değildi. Bu yüzden rahatlık vardı .Sağlık personelimiz ,doktorlarımız yeterli ve yetkindi.
Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca rahat ve kendinden emin ve şeffaf açıklamalar yapıyordu. Vatandaşta bakanın bu tavrını takdire ediyor ve güveniyordu .Ancak her geçen gün vaka sayılarında ve ölümlerde artışlar olmasına rağmen sayın bakan bunları kısıtlayarak vermeye başlayınca gerek TTB olsun gerekse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olsun sadece İstanbul'daki vaka ve ölümlerdeki oranları vatandaşla paylaşınca ister istemez vatandaşında kafaları salgın başında yaptığı açıklamalarla vatandaşın sevgi ve güvenini alan sayın sağlık bakanına vatandaşın birdenbire güveni ve inancı kalmadı.Haksızda değillerdi tabi .
İktidar ''SAĞLIK ALT YAPIMIZ GÜÇLÜDÜR ''diye vatandaşta ''nasıl olsa kronik hastalığı olan 65 yaş üzerini öldürüyor ''diye virüsü ciddiye almadılar .Ama hepsinden önemlisi iki haftalık ciddi kapanma tedbirleriydi.Bu tedbire tam olarak başvurmadı. Kısa sürelerle kapanmalara başvuruldu .Bir ara ''MASKE'' sıkıntısı yaşandı ve virüs yavaş yavaş yükselmeye kendini daha etkili hissettirmeye başladı.
İktidarın kapanmaları uzun süreli yapması durumunda esnafa, işçiye, memura karşılıksız yardım etmesi gerekiyordu. İşverenlerin kiraları, vatandaşın ev kiraları elektrik, su, doğalgaz ,telefon, İnternet faturaları devlet tarafından karşılanması gerekiyordu. Özel hastaneler pandemi de ücretsiz hizmet vermeli ve testler ücretsiz yapılmalıydı.
Atama bekleyen sağlık personelleri bu zor günde derhal atamaları yapılarak sağlık çalışanlarının yükleri biraz olsun hafifletilmeli idi.Bunların hiçbiri yapılmadı. Sadece dar gelirli vatandaşa belli bir miktarda yardım yapıldı .
Kapalı olan esnafa ise gerekli destek hiç verilmedi. Bankalardan uzun vadeli krediler alma imkanı tanındı .Birçok esnaf daha önceleri ödemelerinde gecikmeler yaptıkları için sicillerinin bir çoğunu bozuk oldukları için bu kredileri bankalar vermedi.
Aslında esnafa yönelik düşük ve uzun vadeli kredi almaları için öncelikle esnafa sicil affı çıkarılabiliyor.
Bütün fedakarlık vatandaştan beklendi.''MASKE'ni tak "Mesafeni koru ,Evinde yaşa, Evinden çıkma'' denildi. Tavsiyeler doğruydu. Maske ve mesafeye uymadılar.Mecbur olmadıkça evden çıkılmamalıydı.İyi ama dükkanın vergisi geliyor, kira çalışıyor, elektrik, su faturası gelmeye devam ediyor, işçiler yevmiye istiyor, çocuk eğitim için bilgisayar istiyor,internet erişim firmaları fatura ödenmiyor diye erişimi engelliyor. Bu durumda esnaf EVE SIĞAR MI?Tabi ki sığmadı ve perişan. Binlere işyeri kapandı, milyonlarcası icralık oldu. Bugün esnaf kan ağlıyor.''Eve ekmek getiremiyoruz''diye feryat ediyor.
Bu sese kulak verip anlamak lazım. Bu cümlenin anlamı''Ben zor durumdayım, geçinemiyorum,perişanım demek istiyor. Tabiki bir ekmek nasıl olsa bulunur. Buradaki ekmek''anlayana saz anlamayana davul, zurna az''dır.
Gelelim bugüne; son 3 gündür sağlık bakanı vaka sayısıyla hasta sayısının rakamlarını birlikte verdi. Ve vaka sayısı 30 binlere çıktı. Bu işin uzmanı doktorlar ve Türk Tabipler Birliği işin başından beri gerek vaka sayılarının gerek vefat sayılarının düşük açıklandığını söylüyordu. Ama iktidar ve sağlık bakanı sayıları düşük göstermede ısrar etti.
Ama mızrak çuvala sığmaz. Hepimiz görüyor ve yaşıyoruz ki bu virüs ülkemizde,ilimizde ve yakın çevremizde çok yaygın. Her gün ölüm haberleriyle uyanıyoruz. Her sokakta bir evin kapısına İl Hıfzıssıhha Kurulunca yazı asıldığını görüyoruz. İlimizde devlet hastaneleri yoğun bakımları dolu. Test için kuyruk var. Daha düne kadar özel hastaneler 500 ile 750 TL test ücreti alıyordu. Bu ücreti 250 TL ile sınırlandırdılar.Başka rahatsızlığı olan vatandaş hastaneye gidip muayene olabilmesi için bir hafta önceden sıra alması gerekiyor.
Uzun lafın kısası hem Türkiye'de hem şehrimiz Gaziantep'te tıkandık. Geçmişte gerek iktidarın gerekse vatandaşın eksik ve hatalarını sürekli dillendirmenin bir yararı yok.Bugün yapılması gerekenleri sizlerle ve yetkili kurumlarla paylaşmak istiyorum:
1)Kovid-19'un siyasi kimliği yok.Yani öldürürken siyasi ayrım yapmıyor. Bu yüzden bu konuda siyasi siyasi davranışı abesle iştigal olarak niteliyor.
2)Var olan bilim kurulu içinde, TTB başkanını, üniversite temsilcileri ve eczacıları temsilen uzmanlardan oluşması. Bu kurulun bağımsız olması kurulun sözcüsünün kendi içinden seçilmesi.
3 Kurul verileri ve önlemleri açıklanırken şeffaf olması.
4 Kurulun her ilde yine uzmanlardan oluşan temsilciliğin bulunması.
5)Sağlık ,İçişleri,Çevre ve Şehircilik,Milli Eğitim ve Çalışma Bakanlığının temsilcilerinden oluşan bir kurum oluşmalı. Bu kurum bilim kurulu ile irtibat halinde olmalı. Alınacak tedbirleri hayata geçirilmeli
6 Her ilde vali, kaymakam,belediye başkanı,emniyet müdürü,sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri ile il sağlık müdürlüğü temsilcilerinden oluşan bir kurul oluşturuldu ı.Bu kurul hem ildeki pandemi ile ilgili bilgileri, şikayetleri,talepleri toplamalı ve çözüm önerisi geliştirilmeli hem de elindeki bilgileri üst bilim kuruluna ve iktidarın ilgili icra kuruluna gönderilir.
7 Mahalle de günü birlik vatandaşla iç içe olan onları en iyi bilen ve tanıyan ,karantinede onların Evde kalmalarını sürekli kontrol eden ,ihtiyaçlarını gidermek için Vatandaşlarla sürekli görüşen Muhtarlardan da mutlaka bu kurumun içinde görev almaları sağlanmalıdır .
İKTİDARDAN BEKLENTİLER
Salgın başında Devletin ve Hükümetin kararlarına saygı duyarak hiç itiraz etmeden uyan esnaf her geçen gün işini aşını kayıp eden esnaf. Hükümetten ve devletten beklediğini bulamayınca halıyla Sesini yükseltmeye , sokaga çıkmaya mecbur kaldı .Olan oldu bir kere bu sesleniş ve sokaklar her geçen gün daha da bu seslenişler ve direnişler giderek artacak gibi gözüküyor.
Yoğunlaşan salgın nedeniyle Devlet ve Hükümet ister istemez bir diz yasaklar yine uygulamaya koyma kararı aldı .Yasaklar ve kurallar uygulansın .yeter ki bu salgının bir an önüne geçmesin .Sayın Cumhurbaşkanımız kapalı olan işyerlerinin 2021 yılının başında açılabileceğini söylüyor .İnşallah bu kez yine geçmişte olduğu gibi sadece bir kesim esnafı kapsamaz tüm esnafı kapsar ve her yer normale döner .Tabi o sürece kadar Aşılamada bir an önce başlar diye düşünülüyor ..
bunlar rağmen Esnafında haklı olarak İktidardan beklentileri yok değil elbette Bu beklentilerde olmayacak da değil .
Çünkü ,Hükümet iktidar Esnafın durumunu çok iyi yakinen biliyor artık .
Esnafın Beklentilerine gelince, bu beklentilerden bahsetmek istiyorum.
1)Esnafın kredi borçları ertelenmeli.
2)Sicil affıyla her esnafın krediye ulaşma imkanı sağlanmalı.
3)Esnafın işyerleri, fabrikalar, AVM'ler, camiler, eğlence yerleri kapanmalı. Yani temel ihtiyaçların temini dışında herkes eve kapanmalı. Bunun süresini bilim kurulu belirlenmeli.
4)İşçilere işe gitmedikleri süre zarfında asgari ücret ödenmeli.
5)Sağlık, emniyet ve benzeri aksamaya karşı hizmetlerde çalışanlara teşvik primi ödenmeli.
6)Belediyeler vatandaştan su parası almamalı.
7)Elektrik ve doğalgaz faturaları iki ay devletçe ödenmeli. Gelen bu faturalar gerekiyorsa zamlanmadan ileri bir tarihe ertelenmeli.
8 Bu salgın sürecinde hiç olmaz ise Mazota ve Benzine de zam yapılmamalı.
9 Bilgisayarı olmayan çocuklara tablet imkanıyla ve internet ulaşımı ücretsiz olmalı.
10)Test ücreti, özel hastaneler de dahil ücretsiz olmalı.
11)Özel hastaneler pandemi hastalarına ücretsiz hizmet vermeli. Bunların giderleri devletçe karşılanması.
12)En az 15 gün tam kapanma sağlanmalı.
13)Aşıya ulaşım hızlandırılmalı ve mutlaka ücretsiz olmalı.
Bu arzu ve istekle umutlu bekleyiş içindeyiz.