GAZİANTEPSPOR İÇİN ÇOK CİDDİ İDDİALAR VAR



Bu şehir haftalardır, ama özellikle son günlerde Gaziantepspor ile yatıp Gaziantepspor ile kalkıyor.. Öyleki, Gaziantepspor adeta Türkiye'nin hızla değişen gündemiyle yarış ediyor.. Bir gün yabancı oyuncuların paraları ödenmediği için Avrupa lisansı iptal ediliyor.. Ertesinde kulüp tesislerine ve başkanın şirketine operasyon düzenleniyor.. Daha ne oluyor demeden bu kez de Kamil Ocak stadının 4 yıldan beri ödenmeyen borçları yüzünden elektrikleri kesiliyor..

Peki bu işin ayrıntısı nedir, neler oluyor ? Gerçekten bu konuyu herkes merak ediyor..

Çok kısa şekilde anlatayım:

1- Avrupa lisansının iptal edilmesi, Gaziantepspor'un yabancı futbolculara ve kulüplerine ait ödemekle yükümlü oldukları parayı zamanında yapmayışı..Haliyle önce uyarı sonra şikayet ve sonuç iptal..

2-Kamil Ocak Stadının elektriklerinin kesilmesinin nedeni; tam 4 yıl boyunca TEDAŞ'a ödeme yapılmayışı.. Sonra uyarı ve şikayete binaen kesilmesi..(Ki bu tartışılması gereken bir konu, ben dahil vatandaşın 1 gün bile gecikmesine fırsat vermeden elektriklerimizin kesilmesine karşılık 4 yıl göz yummak, vicdanları yaralıyor)

3-Hem Gaziantepspor'a hemde Kızıl Şirketler grubuna yapılan baskın veya operasyonun niçin yapıldığı.. İşte burası çok derin.. Çünkü yapılan iddialar ve şikayete göre, hem Emniyet Müdürlüğü kaçakçılık ve mali suçlar bürosu ekiplerinin, hemde Ankara'dan gelen Mali Suçlar Araştırma Kurulu MASAK gelmiş ise, olay küçümsenmemeli..

BU HESAPLAR KAFA KARIŞTIRIYOR

Bu konuda edindiğimiz bilgiler şöyle:

A-Gaziantepspor mali genel kurulunda sadece 1 yıl içerisinde 10 trilyon faiz ödemesi gösterilmiş. Sanayiciler ve bankalardan öğrendiğim, bu 10 trilyon için bankalardan ancak 100 trilyon para çekilmesi lazımmış.. Bu faiz yöntemi her sene farklı rakamlarla gider gösterilmiş.. 5 trilyon, 3 trilyon, 6 trilyon gibi.. Yani 4 yıla bakıldığında toplam 24 trilyonluk faiz gideri gösterildiği iddiaları var..

B-Yine mali genel kurulda bir yıl içerisinde 'transfer faaliyet giderleri'diyerek yıllara göre, 5 trilyon, 4 trilyon, 15 trilyon ve son olarak 30 trilyon masraf gösterildiği iddiaları.. Hemen belirteyim, bu rakam futbolcu transferini kapsamıyor. Bunlar sadece yurt içi ve dışı futbolcu izlemek için uçak otel vs giderlerin harcaması olarak biliniyor. Futbolcu transferleri mali genel kuruldaki rakamlara göre 4 yıllığı sırasıyla şöyle biliniyor: 23 trilyon, 22 trilyon, 35 trilyon ve son olarak 38 trilyon..

C- Tabata ve İsmail Köybaşı için Beşiktaş'tan gelmesi ve kayıtlara geçmesi beklenen 14 milyon Euro'nun akibeti araştırılıyor.

D- Futbol Federasyonundan kulüp adına gelen paraların kulüp resmi hesabına değildi, şahıs veya şirket hesaplarına transfer edildiği iddiaları araştırılıyor.

F-Yapıldığı belirtilen harcamaların karşılığında gösterilen f aturaların özellikle (menejerlik giderleri) (Transfer faaliyet giderlerine) yapılan masrafların faturalarının ne şekilde kesildiği ve bunun gerçek olup olmadığı yönündeki iddialara bakılıyor..

NOT: Çok önemli bir iddia daha var, onu da yazmak durumundayım. Kızıl Grup'ta yapılan aramalar sırasında, hem grubun hemde Gaziantepspor'un gizli dosyaları, bu şirketin Atatürk bulvarındaki ofisinin hemen yanıbaşındaki Kafkas Cafe'nin zemin katında ele geçmiştir..Kafkas Cafe'de ele geçirilen Gaziantepspor'a ait 14 klasör için yapılan iddialar eğer doğru ise durum son derece vahimdir..

İNCELEMEDEN SONRA KIZIL AKLANIRSA SAYGI DUYARIZ

EVET..Bu yönde yapılan resmi bir şikayet sonucu hem Gaziantepspor hemde Kızıl Şirketler grubundaki evraklar ve bilgisayarlara el konulmuş durumda..Bu yöndeki araştırma ve incelemeler devam ediyor..

Şimdi gelelim söyleyeceklerime..Bu olay ve iddialar son derece ciddi..Konu artık kişileri aşmıştır.. Elbette herşey incelendikten sonra netliğe kavuşacak.. Eğer herhangi bir suç teşkil edecek durum çıkmaz ise, Kızıl kardeşlere bundan sonra ben dahil kimsenin söz söyleyecek durumu olamaz.. Çünkü nihayetinde onlar bu şehrin süper ligdeki tek takımını takımını yönetiyorlar..

ŞEHİRDE HERKES BU SÖYLENTİYİ KONUŞUYOR

Ama ya tersi ise.. Yani yapılan incelemeler sonrası yukarıda açıkladığım eylem ve uygulamalar suç teşkil ediyorsa.. İşte o zaman kimse, buna siyasilerimiz dahil, kapatmaya çalışmasın derim..

Bu yönde şehirde yayılmaya çalışılan söylentiler mide bulandıracak nitelikte..Ama bunların hayali olarak bilinçli biçimde yayılma ihtimalini yüksek tutuyorum.. En Başta Aile ve Sosyal işler Bakanı Fatma Şahin, AK Parti genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik, İl Başkanı Ahmet Uzer ve milletvekillerinden Halil Mazıcıoğlu ile Mehmet Erdoğan'ın bu olaya müdahil olarak kapatılması yönünde harekete geçtikleri söylentileri can sıkıyor..Bunları kim yayıyor bilemem.. Ama bildiğim ve inandığım şu ki; yukarıda bahsettiğim isimler sadece mağdur olanların yanında yer alırlar.. Çünkü ortada kamu vicdanı vardır.. Ne Şahin'in ne Çelik'in, ne Uzer, nede Mazıcıoğlu ve Erdoğan'ın görevini layıkı ile yapanlara müdahele etme gibi bir düşüncesi olacağını sanmıyoruz.. Ancak eğer haksızlığa uğramış, mağdur edilmiş birisi var ise, bu kez onları göreve çağırmak vatandaş adına bizlere düşer..

MEHMET KIZIL HABERİN YAYINLANMAMASINI NİYE İSTEDİ

Aslında böyle şeyleri yazmam, çünkü tarzım değildir.. Ama Mehmet Kızıl, yaptığı talihsiz açıklamalar ile beni mecbur bıraktı.. Onun için operasyon günü ve gecesi ile ilgili gelişmeleri sizlerle paylaşmak zorunda kaldım..

Biliyorsunuz hayatımda bana en ağır iftirayı atan kişi Mehmet Kızıl'dır.. Kendisini o ağır sözlerinden ve iftiralarından dolayı mahkemeye vermiştim, şu anda davamız sürüyor. İşte O Mehmet Kızıl, operasyonun olduğu akşam saat 19.20'de, beraberinde şoför Mustafa olduğu halde gazetemize geldi.. Eğer birisi düşmanınız dahi olsa kapınızı çalıp içeriye giriyorsa bizim anlayışımızda ona Tanrı misafiri muammelesi yapılır.. Bende öyle yaptım.. Kahve istedi ikram ettik.. Daha sonra Gaziantepspor ve Kızıl gruba yapılan operasyonu yazmamamız için ricada bulundu. Kendisine 'hala beni anlayamamışsınız, bu bir haberdir yazmak zorundayım, ben olayları saklayamam'dedim. Çok ısrar etti, 'hayır'dedim. Ama açıklama yaptığı takdirde bunu yazabileceğimi belirttim. Bu kez 'tamam Gaziantepspor'u yaz ama Kızıl şirketler grubuna baskın yapıldığını yazma çünkü çok zor durumda kalırız'diyerek nedenlerini anlattı. Daha sonra kendisinin söylediği şekilde ve ifadesiyle, gazetede Kızıl şirketler grubuna baskın olmadığı, sadece orada bulunan Gaziantepspor'a ait dosyalara el konulduğunu bunun da rutin bir arama olduğu haberleştirildi..

'BURASI CUMHURİYET'DİYOR, DIŞARI

ÇIKIP ALEYHİMİZDE KONUŞUYOR

Mehmet Kızıl, kayıtlara geçen bu konuşmasından sonra kalktı ve gazetede bulunan herkesle tokalaştı. Ve daha iki yıl önce 15 bin dolara satılık kalem dediği benim boynuma sarılarak 'burası bir Cumhuriyet, 27 cumhuriyeti.. Biz herşeyi kenara bırakıp diyalog içinde olmalıyız'dedi. Bende kendisine 'teşekkür ederim, ancak seninle maçımız devam ediyor, sahada rakibiz'diye karşılık verdim, gülüşüp ve ayrıldık..

Durum bundan ibaret oldu.. Ertesi gün ve sonraki günlerde bir baktım o Mehmet Kızıl, benim ve gazetemiz aleyhimde yine saygısızca hakaretler ve iftiralarda bulunmuş.. Şahsen üzülmedim.. Çünkü artık Mehmet Kızıl'ı iyi tanıyorum.. Hemen belirtmeliyim, İbrahim Kızıl ile kayıslayacak olursam, asla kendisi gibi değil demek zorundayım..

KIZIL'A TAVSİYEM; ARTIK HABERLER

SAKLANMIYOR, BOŞUNA MASRAF ETME

Bu konuda son bir sözüm olacak;

Artık sosyal medya var..Twitter var..Facebook ve daha benzeri ulaşım ve haberleşme araçları var..Gazetelerin internet siteleri hariç internet medyası var..Yani buraya giren haberler veya mesajlar, anında Türkiye'ye, hatta dünyanın en ucundaki ülkeye bile yayılıyor..

Gazetemiz ve ben, sosyal medya vasıtasıyla takip ediliyoruz.. Haberlerimiz zincirleme yöntemiyle, buna Twitter'de retweet'leme diyorlar, farklı kesimlere gönderiliyor. Ne yazıyor isek, anında duyuluyor..Ulusal gazeteler, televizyonlar, ajanslar Gaziantep27'yi artık favorilerine almış durumdalar. Twitter ve Facebook'da yazmış olduğum her mesaj anında muhatap buluyor..

Bunu şunun için yazıyorum..Sayın Mehmet Kızıl, gazetemize geldiğinde bir işaret daha verdi ve bu haberi yerel gazeteler dahil ajansların yayınlamayacağını ifade etmeye çalıştı. Bunu ertesi gün gördük zaten..Bir haftadır yerelde Hakimiyet dışında kalan diğer basın kuruluşları sadece tek taraflı haberler veriyor.. Hele Abdullah Sabri Kocaman'ın yazıları bu şehirde önemli kesim tarafından ilgiyle okunuyor..

Yani yerelde de ulusalda da artık haberler gizlenemiyor.. Nitekim bu yazmama veya yazdırmama yönteminin bir işe yaramadığını Mehmet Kızıl da görmüştür..

Çünkü 'Burası bir Cumhuriyet'dediği Gaziantep27'deki çıkan haberler, hemen ulusal basın tarafından alınmış ve yayınlanmıştır. Her ne kadar Mehmet Kızıl'ı yanlış yönlendirenler 'Gaziantepspor'daki bilgiler ulusal medyaya servis ediliyor' diyerek onu kandırmaya çalışsalar da, Kızıl bu işlerin öyle olmadığını artık görmek zorundadır..

Yani işin özeti, haber niteliğindeki tüm gelişmeleri artık yerel basına yazdırmamakla iş bitmiş sayılmıyor.. Üstelik bunun yüzünden oldukça fazla bütçe açığı çıkıyor.. Bence Sayın Kızıl bu yöntemin işe yaramadığını artık görmeli ve yaşanan gelişmeleri haber yazdırmamak için vermiş olduğu maddi manevi uğraştan vazgeçmelidir..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR