Sinema salonlarında, film başlamadan ve film aralarında yayınlanan reklamlara oldubitti gıcık olmuşumdur. Bitmek bilmeyen, dakikalarca zoraki izlediğimiz reklamlar arasında geçtiğimiz gün AKPnin nevruz dolayısıyla hazırlattığı, film kalitesinde, yapımı ve yayını için milyonların harcandığına emin olduğum ve bayağı uzunca bir reklamı da parasını vererek film izlemeye gittiğim salonda güzelce izledik…

Kısa ve öz yorumum tek kelimeyle, kendi paramızla rezil oluyoruz. Kendi paramızla reklam izlemeye gidiyoruz. Bu durum sadece Türkiyede mi vardır bilemiyorum ama, insanın sinemaya gideceği kalmıyor. Biz zoraki parti reklamı izlemek istemiyoruz kardeşim, bari sinemalara siyaseti karıştırmayın…

Geçtiğimiz hafta sadece Türkiyede yaşanabilecek bir dizi olaya bizzat şahit olmanın şaşkınlığıyla aldım kalemi elime, siz değerli okurlarımla da paylaşayım dedim. Haydi bakalım, 2 dakikada Türkiye turu başlıyor…

Sayın ve çok çok muhterem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Gaziantepi ziyaretinden önceki gece alelacele Gazimuhtarpaşa Bulvarı birden asfaltlanıverdi. Hey maşallah, ne çabuk bitti işleri, bir günde yolu kaymak gibi asfaltladılar, bunu da Cumhurbaşkanına göstermek için biraz da acele ederek, şipşak asfalt işini bitirdiler. Maşallah diyorum, başka da bir şey demiyorum…

Gelip görelim ki, 22 Mart Pazar günü akşam saatlerinde Gazimuhtarpaşa Bulvarından geçtiğim esnada o kaymak gibi asfaltın delik deşik edildiğine, kesici cihazlarla yolun orasını burasını, yeniden kestiklerine, o kaymak gibi asfalttan eser kalmadığına şahit oldum. Hey maşallah…

Fatma Şahine lafın yok ama, belediye personellerinin, çalışmaya izin veren müdürlüklerinin veya o çalışmayı yapan özel şirket yetkililerinin zekasına hayran kalmamak elde değil. 2 Hafta önce yeni yapılan asfaltı delik deşik etmek, her belediyeye, her kula nasip olmazmış…

Yine aynı akşam sanki hepsi bir senaryo ürünüymüş gibi Gazimuhtarpaşa Bulvarından Çetinkaya Kavşağından yukarıya giderken, 50 metre ilerideki ışıklardan u dönüşü yapmak yerine tren yoluna giren bir polis arabamızı da görünce hey maşallah demeye devam ettim. Aynı şeyi bir vatandaş yapsa, hiç garibime gitmez ama, o vatandaşa ceza kesen polisin aynı şeyi yaptığına şahit olmak, beni bu ülke namına az da olsa içimde kalan umutları bitirmeye yetti de arttı bile. Emniyet müdürlüğümüz bu konularda hassastır. Bunu belgeleriyle,o bölgede tren hattını çeken kameraların kayıtlarıyla ispatlayabilirim. Sayın emniyet müdürlüğü, basın ve halka ilişkiler birimindeki görevli memur ağabeylerim, Gazetemize tekzip göndermenize gerek yok, bu sefer olay aynen anlattığım gibi. 22 Mart Pazar günü saat 21.42de o mevkideki kameraların kayıtlarını inceleyebilirsiniz.

Bu olaya da kısaca tek bir cümle ile yorumumu yazmak istiyorum. İmam bir şey yaparsa, cemaat ne yapar, hepimiz biliyoruz…

Geçtiğimiz hafta Ökkeş Özekşi Ağabeyimin haftaya bakışında kaleme aldığı milletvekili adayı veya aday adayı olabilmenin bu kadar kolay, bu kadar basit olduğunu, vekil olabilecek veya olamayacak herkesin hurra partilere akın etmesinden duyduğu kaygıları kaleme aldı. Aynı gün Gaziantep AKP milletvekili aday adayı olan Sayın Meryem Yıldız sosyal medyadan öyle bir tepki mesajı attı ki, mutlaka görmeliydiniz. Ökkeş Özekşinin bizim gazete ile alakası olamayacak bir gazetede köşe yazarlığı yaptığını iddia ederek, vekilliğin diploma ile olmayacağını yazmışlar. Bir de gazetemizin adını doğru yazabilseydi keşke,eleştiridir deyip geçecektim. Gaziantepten milletvekili aday olan,eğitim seviyesi,kültür seviyesi,donanımı her ne olursa olsun herkese saygımız sonsuzdur. Ama ve lakin Gaziantepte 7den 77sine Ökkeş Özekşi ismi duyulduğunda akıllara ilk Gaziantep27 Gazetesi gelir.Ama maalesef Meryem Hanım,Ökkeş Ağabeyimi başka bir gazetenin yazarı biliyormuş.

Ökkeş Özekşi Gaziantepe mal olmuş birisidir. Koltuk sahipleri gelip geçicidir ama o hep dürüst gazeteciliğiyle bu şehrin gözbebeği ender şahsiyetlerden birisidir. Gaziantep kamuoyunu böyle yakından takip eden milletvekili aday adaylarımızı gördüğümde gerçekten, ama gerçekten gülüyorum, başka da bir şey demiyorum.

Şimdi bu yazdıklarımın ardından bana tehditler savurmak, susturmak, sindirmek isteyenler olacaktır,eminim. Siz beni fazla aramayın, yedim yurdum belli, ha bir de telefon numaramı vereyim, bana çabuk ulaşırsınız… 0.532 203 96 38 Hiç çekinmeyin, her zaman arayabilirsiniz… : )

Adalet,demokrasi ve özgürlük dolu nice güzel günler görebilmek ümidiyle hoşça kalın…