Artık elektriğe dokunulması lüks hale geldi. Bu gidişle elektriğin adını telaffuz etmek bile paralı olacak. Yani elektrik deyince günümüz Türkiye’sinde insanlar cin çarpmışa dönecek hale dönüşüyor. Hali vakti yerinde olanlar bu yazdıklarımı belki okumayacak, belki de okusa bile ciddiye almayacak, hatta çok abartılı bulacak. Ama inanın öyle değil. 2022 Türkiye’si artık en önemli ihtiyaçlarından birisi olan elektriği korkarak kullananların Türkiye’si oldu. Aydınlatmasından tutun buzdolabı ve ısınmaya yönelik tüm elektrikle çalışan aletler keyif değil korku veriyor. Dokunmaya korkuyorsunuz adeta. Azaltmak da çare değil. Ne kadar azaltırsanız azaltın, bir ay önce rahatlıkla kullandığınız elektriğin o zamanki faturasından yine fazlasını ödemek durumunda kalıyorsunuz. Doğalgaz zaten facia. Geçen hafta yazdığım gibi daha şubat ayında gelecek faturaları bekleyelim de dünyanın kaç bucak olduğunu görelim. AK PARTİLİLER BİLE ŞİKAYETÇİ Şu çok acı da olsa bir gerçek. Bir ülkeyi yönetenler, ekonomik olarak kendi halkını en hassas noktasından hatta can evinden vuracak kadar etkileyen elektrik zammını uygulamaya koyuyorsa, o yönetenler artık o halkı anlamıyor demektir. Gerçekten de bir zamanlar halkı en iyi anlayan bir parti olarak iktidara gelen herkesin desteğini alan AK Parti, artık vatandaşını anlamıyor. Tanımıyor doğrusu. Özellikle en büyük desteğini aldığı esnaf ve çiftçi başta olmak üzere ülkenin orta direk dediğimiz tüm kesimini yok edecek noktaya getirdi. Yani artık orta direk diye bir şeyi kalmadı ülkenin. İnsanlar mutsuz, insanlar parasız, insanlar geçim sıkıntısı çekiyor. Alışverişlerini kilo ile değil tane tane yapmaya başladı. Çünkü her gün zam üstüne zam gelen tüm gıda maddelerine artık uzaktan bakıyorlar. Yani akıl alır gibi değil ama gerçek. Yemesi içmesi ateşten pahalı olmuşken, birde elektriğe yüzde yüze yakın zam bindirilmesi, insana “bir milletin üzerine bu kadar da gidilmez” dedirtiyor. Bu gelişmeden AK Partililer de şikayetçi. Kiminle konuşsak dert yanıyor. Ama haliyle seslerini çıkaramıyorlar. Oysa bu sessizlik yarınlarda kendilerine çok sıkıntı yaratacağı gibi, asıl sıkıntı faturalara boğulan vatandaşların "yeter artık" diyecek noktaya geldiğinde olacak. Çünkü gerçekten ortalık çok kötü, adeta yangın yeri gibi. Alım gücü iyice düşürülen bir millet mutfağında boğulacak noktaya getiriliyor, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt gibi günlük yaşamının en önemli unsurlarıyla baş başa bırakılıyorsa, bunun faturası gerçekten ağır olabilir.KÜSGET NİYE ÜVEY EVLAT Yıllardır gider gelirim. Sanırım Gaziantep’te özellikle yolları düzelmeyen, doğru dürüst kaldırımı olmayan, birçok bölgesi adeta mezbelelik görüntüsünde olan tek yer Gaziantep Küçük sanayi Sitesidir...Kurulduğu 1967 yılından itibaren büyüyen, 300’e yakın sosyal tesisleri, bankaları, karakolu, itfaiyesi, Türk Telekom’u, bakkalı, lokantası, büfeleri, eczaneleri ve fırınları bulunan, 1,5 milyon metrekarelik alanda 4 bine yakın atölye ve dükkân ve 25 binden fazla çalışan sayısı var..A-B-C ve D olarak adlandırılan dört bölgeden oluşan KÜSGET’in şimdiki durumu resmen içler acısıdır. Çünkü üretken ve müteşebbis ruha sahip Gaziantep’e bu kadar ihmal edilen, bu kadar umursanmayan bir bölgeyi başka illerde göremezsiniz. Her gün yüzlerce aracın girip çıktığı tamircisiyle, lastikçisi ve esnafıyla büyük bir bölge olan bu yere geldiğinizde resmen şok olursunuz. Esnafı ayrı perişan, müşterileri daha perişan. Ne doğru dürüst park alanı var, ne de yollar. KENDİNİ YENİLEMEYEN YÖNETİMLER HİZMET ÜRETEMEZOysa Gaziantep’in başka bölgesi olan Organize Sanayi Bölgesine gidiyorsunuz bambaşka bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. Yolları düzgün, sosyal tesisleri ve çok sayıda faaliyetlerin yapıldığı mükemmel bir bölge. İdari yapısı oturmuş, sistem kurulmuş her şey tıkır tıkır işliyor. Peki niye KÜSGET öyle değil. İşte asıl sorun burada. Yaz gelir toz toprak çukur, kış gelir yollar çamurdan geçilmez. Doğru dürüst kaldırım yok, düzgün bir yol yok. İşin gerçeği Küçük Sanayi Sitesini yönetenler kendi esnafına yeterli ortamı sağlama konusunda yeterli değil. Eğer yeterli olunsaydı ben şimdi bunları yazmaz, esnaf da perişanlık çekmez olurdu. Lütfen alınganlık göstermesinler, eğer bu esnaf bahse konu sorunlarla baş başa bırakılıyorsa, ana yollar ile sokak aralarında düzen sağlanmıyor ve dağınıklık dahil pislikten geçilmiyorsa, o zaman şapkalarını önlerine alıp özeleştiri yapmalıdırlar. Tekrar ediyorum, Gaziantep Küçük Sanayi Bölgesinde çok dağınık çok başıboş bir görüntü var. Yolları berbat, her taraf kirlilik içinde, çöpler, park sorunları hepsi akıl almaz derecede berbat. Belediyelerimiz bu yönde mutlaka katkıda bulunuyorlar. Ama asıl sorumluluk adına Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatif dediğimiz oluşumun düşünce olarak kendini yenilemesi şart olmuştur. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR