Merhaba Gaziantep 27 okurları, sizlerden bir önceki yazımı okumanızı istiyorum, önceki yazımda Çaykur Rize ve Samsun karşılaşmalarında yapılan yanlışların yapılmaması gerektiğini vurgulamıştım. Ancak Eyüp karşılaşmasında da aynı yanlışlar yapılınca kendi evimizde hiç hoş olmayacak biçimde yenildik.

Karşılaşmada hakem yanlışları olabilir, hakemin yanlışlarını da düşünerek gereken önlemleri almalıydı Burak hoca ve ekibi.

Burak hoca ve ekibi her işten önce rakibi iyi gözlemlememişler, eğer rakip iyi gözlenseydi, karşılaşma boyunca çok rahat biçimde üzerimize gelemezlerdi, üstelik kontra atakla gelemezlerdi. Rakibe bu kadar rahat oynama fırsatı verilmemeliydi, bu kadar rahat kontra fırsatı verilmemeliydi. Haydi rakibi iyi gözlemleyemediniz devre arasında neden gereken önlemler alınmadı, oyunculara gereken uyarılar yapılmadı. Eyüp karşısında Burak hoca ve ekibi gerekeni yapamadılar, Rize karşısındaki gibi, Samsun karşısındaki gibi ve Fenerbahçe karşısındaki gibi yanlış yaptılar.

Ne tür yanlışlar yapıldı irdeleyelim; rakibimiz alt sıralarda olmasına rağmen hiç yabana atılır kadrosu yok, iyi oyunculardan kurulmuş bir ekip, böylesine iyi oyunculardan kurulu ekibe karşı oynarken öncelikle savunma önlemleri iyi alınmalıydı, savunma bölgesi aynı son Kayseri karşılaşmasında olduğu gibi üç savunmacıdan oluşturulmalıydı (Abena-Semih-Talha), üçlü savunmanın önünde iyi bir ön libero oynatılmalıydı (daha hazır ve deneyimli olan Ndiaye oynatılmalıydı, geçen hafta takımdan uzak kalan Melih yedekte tutulmalıydı), savunmanın sağında Peres veya Sorescu solunda ise Rodrigues olarak oynatılmalı (öyle yapıldı zaten), bunların önünde soldan sağa doğru Camara-Maxim-Kozlowski üçlüsü ve ileride de Bayo olarak takım kurulmalıydı. Takım bu biçimde oluşturulduktan sonra oyun anlayışı olarak savunmada kalma, rakibi tartma ve kontra ataklarla gol aramalıydık, aynı Kayseri karşısında olduğu gibi. Eğer savunmada iki stoperle oynatılmak isteniyorsa savunmanın önünde çift ön libero oynatılması da rakip kontra ataklarına karşı diğer bir seçenek olarak düşünülmeli ve uygulanmalıydı. Ancak Burak hoca takımı savunma oynatmayıp açık oynatmaya kalkışınca, bizim yapmamız gerekeni rakip yaptı, daha karşılaşmanın başından itibaren geride çok boşluk buldular ve ani ataklarla kalemize geldiler, yetersiz kalan ikili savunmaya yardıma gelen Maxim’in hafif dokunuşu hakem tarafından penaltı olarak verilmiş oldu. Bizim oyuncularda rakibin sıkı savunması arasında bocalayıp durdular. Oysa zorda olan biz değildik, puan almak için çabalaması gereken rakibimizdi, topu onlara bırakıp onların bocalamalarını beklemeliydik, fırsat bulunca da gol aramalıydık. Geride bekleseydik puan alması gereken rakip zaten üzerimize gelecek ve açık verecekti.

Rakip hocalar bizim takımı iyi gözlemlemişler, etkili oyuncularımıza adım attırmadılar, böylesine iyi savunma yaparak oyuncularımızı etkisiz duruma getiren rakiplere karşı atak oynamanın hiç gereği yok. Sumudica’nın dediği gibi; BIRAKIN TOPU RAKİP OYNASIN, NE YAPACAĞIZ TOPU, BİZE GOL GEREK, rakip oynayıp durmalıydı, biz de gol için fırsat bulmaya çalışmalıydık.

Eyüp takımı bizim takımdan zayıf değil, hatta bizim takımdan daha etkili oyunculardan kurulu bir takım, daha istekliydiler, daha hırslıydılar ve kazandılar. Bizim teknik ekip ve oyuncular ise tam tersine isteksiz ve hırs yoksunuydular. Oysa geçen hafta Kayseri karşısında istekli ve hırslıydılar. Kayseri’ye ne kastınız vardı? Keşke Kayseri yerine bir İstanbul takımı olan Eyüp takımını yenseydik, yazık oldu Kayseri’ye.

Eyüp karşısında Maxim ve Rodrigues önceki karşılaşmalara göre etkisiz ve yetersiz kaldılar. Rodrigues karşısında oynayan Draguş’a engel olamadı, çok kaçırdı, ilk kez böle etkisiz kaldığını gördük. Maxim ise bu karşılaşmada şanssızdı, yediğimiz her iki golde de hatası vardı. Bu oyuncuların yerine alternatif( değişik yapabilecek) oyuncu gerekliliğini gözlemledik, keşke Furkan takımda tutulsaydı, Maxim’le değişik oynatılabilirdi.

Burak hoca ve ekibi bu karşılaşmadan gereken dersi çıkarmalılar; bizim takım öyle açık top oynatılacak kadar güçlü bir takım değil, Sakıp hocanın dediği gibi HADDİMİZİ BİLEREK OYNAMALIYIZ, her takıma karşı böyle bastırmaya ve yüklenmeye çalışmamalıyız, iyi savunma yaparak kontra (ani karşı) ataklarla gol aramalıyız.

Geçmiş olsun diyelim, umarım haftaya Beşiktaş karşısında da böyle yanlışlar yapmayız ve yenilmeden döneriz. Oyuncu değerlendirmesi yapacaktım, yenilgi nedeniyle üzüldüm, yapamadım, başka bir yazımda yapmaya çalışacağım. Herkese mutlu günler, takımımıza da başarılar diliyorum.