Milli maç arasından dönüşte Kasımpaşa'ya konuk olan Gaziantep FK, etkisiz, amaçsız, düzensiz görüntüsüne devam ettiği bir maçı daha mağlubiyetle noktaladı. Daha da üzücü olanı, takımın oyun kültürü, oyun anlayışı ve teknik heyetin futbol zihniyetinin malesef büyük hayal kırıklığı yaşatması. Bu haliyle gelecek, deyim yerindeyse 'zifiri karanlık' görünüyor.Maça, sakatlığı olan Mustafa'nın haricinde Djilobodji, Abdulkadir ve Figueiredo'yu benchte bulundurarak farklı bir 11 ile başlayan Erol Hoca'nın talebeleri, koskoca ilk 11'de bir tane hücum aksiyonu sergileyemedi! Rakibi karşılayıp hızlı hücumlar yapılmaya çalışılsa da bu oyun için santrfor bölgesinde Pekhart'ın olması, 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu' dedirtti. Pekhart, 1,94'lük boyuyla, ağır ama pivot bir santrfor. 3. bölgeye yerleşen, set hücumu yapan, kanat ortaları olan takımlar için gerçekten etkili bir oyuncu. Fakat kontra atak deneyen bir takım için Pekhart'ın oynaması "kuştan yüzmesini, balıktan da uçmasını beklemek" gibi. Bu ve bunun gibi anlamlandıramadığımız birçok konu kırmızı siyahlı takım için ümitlerimizin tükenmesine neden oluyor. Gaziantep'in ilk yarıdaki etkisiz oyununa karşılık, Kasımpaşa'nın özellikle 14. dk'daki pozisyonlarında Günay'ın başarılı kurtarışları ve 45+3'teki, hakemin penaltı kararında, ofsaytı tespit eden VAR'ın imdada yetişmesiyle devreye eşitlikle girildi.İkinci yarıya da pozisyonla giren Kasımpaşa'da Bahoken, kaleci Günay ile karşı karşıya kaldı. Günay, yine pozisyonu çıkaran ve takımı oyunda tutan isim oldu. 58.dk'da ise, defansın ardı arkası kesilmeyen pas hatalarının sonucunda Kasımpaşa'nın golü geldiğinde, Günay için üzülmemek elde değildi. Defansta haftalardır hatta aylardır olağanüstü hatalar yapılıyor. Ertuğrul, ile ilgili görüşlerimi zaten daha önce defalarca dile getirdim. Aslına bakarsanız, Ertuğrul'un bu yetenek kısıtı ile profesyonel olamaması lazımdı ama Türk Futbolunun bazı gerçekleri var ve bunu burada yazmanın da hiçbir anlamı yok. Tosca da Ertuğrul'a ayak uydurunca, 1.bölgeden çıkarken, tehlike alanına yapılan pas hataları, rakibi golle burun buruna getirdi. Erol Hoca'dan, "stoperlerinin topu oyuna sokma zaafiyetini bilip, 2.bölgeye çıkışlarda en azından merkez oyuncular değil de, bek ve kanat oyuncuları tercih etmesini, hatta bazen direkt 3.bölgeye paslar denenmesi kararını vermesini" beklerdim. Aynen Galatasaray'da Okan Buruk'un yaptığı gibi. Onu da mı yapamıyorsunuz, "2 stoperin kendisini üst düzey oyuncu zannederek genişlik yapıp, aralarındaki mesafeyi 40 metreye çıkarmalarını engelleyin" bari. Bu bariz hamleyi bile yapamayacak bir futbol zihniyetine ne yazayım, ne diyeyim, inanın bilmiyorum.Koskoca bir maçta 1 tek isabetli şutu bulunan Gaziantep, 90+4'te bile, hala rakibine net gol fırsatı veriyor ve hala Günay, canla başla golü önlüyordu. Ne savunma yapabilen, ne hücuma çıkabilen; set oyununu da geçiş oyununu da gerçekleştiremeyen bu takıma yapılan değişiklik hamleleri bile birbirinin aynı stildeki oyuncuları ile yapılıyor. Yani, gerideyken, maçın sonunda bile risk alınmıyor. Bu kafa yapısı ile başarı imkansız. Uzun vadeli başarı için bir Anadolu takımının 'Oyun kültürü, oyun anlayışı' olmalı. Aksi takdirde asansör takım olmamızı daha önce engelleyen Günay da, Sn.Konukoğlu da olmayacak ve acı gerçekle er ya da geç yüzleşeceğiz.