Yaya geçitlerinin çok fazla yoğun olmadığı, olan noktalarda ise araçların durmaya tenezzül etmediği güzel Gaziantep’im…
Geçtiğimiz yıl oturduğum evdeki bina görevlisi geçirdiği kaza sonrası hayatını kaybetti. Bir araç çarptı ve bina görevlimiz 3 çocuğunu geride bırakarak hayata veda etti. Görevlimiz ölümüyle ilgili kusurlu bulundu.
Neden mi?
Evimizin 500 metre ilerisindeki yaya geçidini kullanmadığı için... Eğer yaya geçidini kullanmış olsa imiş kusurlu olmayacakmış. Maalesef o yaya geçidinden geçmediği için hiçbir hak iddia edilemedi. Ne yargı süreci başladı ne de hak arayışı... Oysa yaya geçidi olmasa bile bir aracın insanı öldürecek kadar hızlı olması hesaba katılmamış. Çünkü o caddedeki hız sınırına uyulsa ister yaya geçidi ister yolun her bölümünde insana çarpsa asla öyle büyük darbe almaz, havaya fırlamaz ve vücudunun büyük bölümü kırılıp parçalanmaz... Ve o zavallı adam ölüp gitti, kimse de şu yazdığım gibi olaya bakmadı.
Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz ?
Yaya geçitlerinin gerçekten az olduğunu düşündüğüm, olanın da yayalar tarafından kullanılmaya çalışmasına rağmen araçların saygı göstermeden yola devam ettiği Gaziantep’imde bunların tabeladan ibaret olduğunu bilmeniz için..
Dönemin Valisi Sayın Davut Gül, bu konuda ciddi çalışma ve etkinlikler yapmış, özellikle belirli noktalardaki yaya geçitlerinde uygulamaya katılmıştı. Yaya geçitlerinde yayalara yol vermeyen araçlarla ceza uygulandığını üstüne basa basa söylemiş ve uyarıda bulunmuştu.
Bunda da Sankopark ve Gazimuhtar Paşa Bulvarı’ndaki yaya geçidini örnek olarak göstermişti. Ama maalesef tabeladan ibaret olan yaya geçidini şimdi ne takan var ne de uyan veya uyaran. Üstelik cezaya bile aldırış etmeyen sürücülerin sayısı inanılmaz boyutta.
KIRMIZI IŞIKTA KORNAYA BASIYOR
Gelelim acı gerçeğimize... Bu şehirde trafik kurallarına uyan sürücü sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Nasıl ehliyet alıyorlar, nasıl eğitim veriliyor orası muamma.
Cadde üzerinde boş buldukları yere hoppp park ediyor, yasağa aldırış etmiyor, yasak tabelalarını da okuyamıyor.
Kırmızı ışıkta kornaya basıp, yeşilde duruyor.
Sola ya da sağa dönülmesi yasak olan kavşaklarda ‘inatla’ dönüyor... Tüm küfürlerini kornaya basarak yapıyor… Kendisine bir laf söyleyen diğer başka sürücülerle ilgili ise hiç erinmeden arabadan iniyor (trafik durmuş umurunda olmuyor) sövüyor, sayıyor, kavga ediyor, rahatlayıp, yoluna gidiyor.. Eğer iş büyürse soluğu polis merkezinde alıyor.
Zaten Gaziantep trafiğinde sakin kalmak zor, birde böyle magandalar olunca iş zıvanadan çıkıyor.
Ama bütün bu gelişmeler ışığında olan yine yayalara oluyor.
Tabeladan ibaret olan ‘yaya geçidi’lerinde durmayan araçlar yüzünden yolun karşısına geçemiyor.
Çünkü ölürse eğer suçlu kendisi oluyor. Hayatta kalırsa ise şanslı.
Ben bu şehirde göstermelik olarak yerleştirilen ve araçların ti’ye bile almadığı yaya geçidi tabelalarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyorum.
Ya kaldırın, ya da sürücülere ‘yaya hakkını’ öğretin derim.