Bugüne kadar yazmadıklarımı ama hepimizin sağlığı açısından hazine değerindeki meyve-sebze bilgilerini bu hafta da paylaşmaya devam ediyorum. Biraz da yazar olarak sağlığınızı düşünmek zorundayım. Çünkü bugüne kadar okuduklarınızda böyle güzellikler yoktu. Hep karamsarlık, hep üzüntü, hep endişe, hep olumsuzluklar hakimdi. 28 yıldan beri bu köşeyi okuyanlar ara sıra böyle faydalı bilgilere rastlamıştır mutlaka. Zaten öbür türlü, yani kentin sorunları, Suriyeli ve sığınmacı meseleleri başta olmak üzere ne kadar mesele varsa son 3 hafta önceye kadar yazıp durdum. Şehrimiz adına, sorunları dile getirme adına uyarıysa uyarıda, tavsiyeyse tavsiyede, öngörüyse öngörüde bulunma adına ne varsa yazdım… Bunun karşılığı olarak “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” kılıfıyla terörle mücadeleye kadar gidip ifade verdirildim. Sonra savcı ifademizi aldı, yetmedi basın ilan kurumu gazetemize ceza vermeye kalkıştı… Mahkeme mahkeme dolaştırıldım. Yani ne hırsızlıktan ne uyuşturucu işlerinden ne dolandırıcılıktan ne sahtecilikten ne vurma kırma veya öldürmeye azmettirmekten sorgulanıyordum. Tek kabahatim yaşanan gelişmelere karşın olası durumlar konusunda uyarı yapmaktı. Gaziantep’in bulunduğu ortam ve konum itibarıyla sınır kenti olması hasebiyle tehlike içine girebilir, bunun için tedbirler alınması gerektiğini dile getiriyordum… Biliyordum ki yazılarımda bir suç unsuru yok. Ama mesele farklıydı bunu hepiniz tahmin edebiliyorsunuz. Sonunda suçsuz bulunduk ve verdiğimiz mücadeleden kazanarak çıktık. Ama çektiklerimizi ve yaşadıklarımızı bize kimse unutturamaz. AMAN DİKKAT DİYE YAZMANIN SUÇU OLUR MU? Ve daha önemlisi ve acı olanı nedir biliyor musunuz; O yıllardır yazdıklarım ve hiç uzağa gitmeye gerek yok, 3 hafta önce yazdıklarım en basitinden Cuma-cumartesi günü sınır kapımızda yaşananların olabilecek işaretleriydi. Bir öngörüde bulunuyor ve “aman dikkat” diyordum… Neyse olanlar oluyor zaten adamlar bayrağımızı bile yakmaya başladı, hep birlikte izleyip görüyorsunuz. Onun için artık bu konuda fazla bir şey yazmanın anlamı yok. Benim yazdığım kadar biraz da başkalarının yazıp söylemesi lazım bu şehirde. Sahi Gaziantep’te bu tür sorunları dile getiren niye yok. Bıraktık STK’ları, siyasi partiler niye pasif kalır. Özellikle muhalefet… Özellikle CHP ve İYİ Parti… En iyisi ben daha fazla ileri gitmeyeyim ve Balcan ve biber’den sonra sizlere temetos ve hıyarın faydalarını anlatayım… SOF TEMETOSU (DOMATES) SADECE GAZİANTEP’E ÖZGÜDÜR Gaziantepli olanlar ve yaşayanlar için domates çeşitleri bir yana Antep tabiriyle SOF TEMETOSU’nun yeri bambaşkadır. Kolay kolay ele geçmiyor artık. Eskiden her bakkala gittiğinizde bulurdunuz, şimdi bulamazsınız. Yani böyle giderse hiç bulamayacağız. Çünkü memlekette tarıma yönelik toprak bırakılmayacak bu gidişle. Tarife göre, erkenci oturak domates çeşididir. Meyveler iri ve dilimlidir. Meyve koyu kırmızı, yumuşak, sulu ve lezzetlidir. Aroma oranı yüksek ve ortalama 250-300gr ağırlığındadır. Şöyle tazeyken mis kokusu ve ağzınıza alıp ısırdığınızdaki tadı dünyalara bedeldir. Yani gerçekten yiyenler başka domates çeşidine dönüp bile bakmaz… HIYAR (SALATALIK) ÇOK KEYİFLİ BİR YİYECEK AMA AYNI ZAMANDA ÇOK FAYDALIDIR Hıyarın, sarılgan özellikteki ince yapılı ve boğumlu gövdesi, beş köşeli ya da 3-5 loplu tüylü yaprakları ve yaprakların koltuğundan çıkan tek eşeyli sarı çiçekleri vardır. Kimi zaman dikenli, parlak yeşil renkli bir kabukla örtülü ince uzun ve silindirimsi meyvelerinin içinde çok sayıda tohum bulunur. Salatalık hangi hastalığa iyi gelir? Su ve lif açısından zengin olduğundan dolayı kabızlık vb. Problemlerin oluşumunu engellerler. - İdrar söktürücüdür. - Diyabetik durumlar için oldukça yararlıdır. Şeker hastalığına iyi gelir. Peki çok salatalık yersek ne olur? 1-Potasyum oranı yüksek besinlerden biri olan salatalık çok tüketildiğinde böbreklerin hızlı çalışmasına neden olur. Bu da ishal ve karın ağrısı gibi rahatsızlıkların riskini arttırabilir. - Salatalık vücuttaki sıvı oranını yükselttiğinde diğer organlara olduğu gibi kalbe de zarar verebilir. HIYAR KELİMESİ NE DEMEK? HIYAR KELİMESİ TDK ANLAMI Hıyar kelimesi dilimizde sıklıkla karşımıza çıkan sözcükler arasındadır.
Hıyar, Farsça dilinden Türkçe'mize geçmiştir.
TDK’ye göre hıyar kelimesi ise şu anlama gelmektedir: - Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki (Cucumis sativus)
- Bu bitkinin iri, yeşil ürünü, salatalık
- Kaba saba, görgüsüz, budala
- Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük HIYAR KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK KELİMELER hıyarağa, hıyarağası, hıyaroğluhıyar, hıyarşembe, acı hıyar, denizhıyarı, eşek hıyarı, Hint hıyarı, it hıyarı, denizhıyarları. SİZE BİR DE BİLGİ KIYAĞI GEÇEYİM BARİ Bir dostum yollamış. Enteresan bir bilgi yumağı. Değerli gördüm ve sizinle paylaşmak istedim. 1) Kahvaltı yapmadığında mide korkar. (2) 24 saatte 10 bardak su içmeyince böbrekler korkar. (3) Safra kesesi gece 23'ten sonra uyumadığında ve gün doğarken uyanmadığında korkar. (4) Soğuk, zamanı geçmiş yemek yediğinde ince bağırsaklar korkar (5) Daha fazla kızarmış ve baharatlı yemek yediğinde kolon korkar (6) Duman, kirli hava ve sigara dumanı içine çekince ciğerler korkar (7) Ağır kızartılmış yiyecekler, çeşitli abur cubur ve fast food yediğinde, alkol içtiğinde karaciğer (?? Bol tuzlu kolesterollü yemek yediğinde kalp korkar. (9) Pankreas çok şeker ve tatlı yediğinde korkar. (10) Karanlıkta telefon ve bilgisayar başında çok oturunca gözler korkar. (11) Negatif düşüncelere sahip olmaya başladığında beyin korkar. Farklı vücut bölgelerine dikkat et ve onları korkutma. Tüm bu organlar piyasada yok. Pahalılar ve büyük olasılıkla zamanında değiştirmeyi karşılayamazlar. Yani organlarınızı sağlıklı tutun. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR