Şahinbey Belediyesi (2-10 Ekim) tarihleri arasında “Kitap Günleri” adı altında bir etkinlik düzenlenmiş, Şahinbey Kongre Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan etkinliğe birçok yazar ve akademisyen davet edilmiş.Cevabını bekleyen soru işaretleriyle yaman çelişkilerin şimdiden gölge düşürdüğü bu etkinlikle Tahmazoğlu ve kurmayları neleri hedefliyor bilemiyoruz doğrusu.Bir tarafta İlber Ortaylı gibi aydınlanmacı, rasyonel düşüncenin öncü ve önder kadrolarından biri sayabileceğimiz seçkin bir isim. Diğer tarafta boynuna astığı tarihçi yaftasının arkasına sığınarak toplumun şuur altına nokta atışları yapan, yalanla yanlışı, sapla samanı harmanlayarak asıl amacına malzeme yapan Mustafa Armağan adlı Şam şeytanı.Bir tarafta Milli Kurtuluş Savaşı’nın ezeli ve ebedi önderi Bey Mahallesi nüfusuna kayıtlı hemşehrimiz, büyük kurtarıcı M. Kemal Atatürk ve onun şehri Gaziantep.Diğer tarafta Fransız emperyalizmine ve Ermeni mezalimine karşı mücadelenin simge kahramanı Şahinbey ve onun adını taşıyan Belediye’nin yediği herze.Bu etkinliğe davet edilen yazar, düşünce adamı, akademisyen ve stratejist, yakından tanıdığım ya da isimleriyle pek aşina olmadığım katılımcılarda var.Ancak bunlardan biri var ki, ismi ne Gazi şehrimize nede Şahinbey’in adını taşıyan Belediyemize hiç yakışmaz. Atatürk düşmanlığı ayyuka çıkmış, Fethullah Gülen seviciliği sempati ve kandırılma sınırlarını çoktan aşmış, hedef ve amaç birliğine dönüşmüş, PKK’lılara af dileme cüretini kendinde bulan Cumhuriyet yıkıcısı, sabıkalı mürteci Mustafa Armağan.Rize’de yıkılan Atatürk heykeli için histeri nöbetiyle, salyalarını gizlemeyen “Bu Şan'da bize yeter” naralarıyla sevinç gösterilerinde bulunan bu adam müsveddesi, bu emsalsiz cesareti nereden alıyor? Hadsizlik zurnasının bu son deliği, hangi amaç ve gayeye hizmet için Gaziantep gibi Türklüğün kıblesinde arz-ı endam ediyor.AKP iktidarının 19 yılı Atatürk ve onun silah arkadaşlarına küfür yarışına girenlerin parlatıldığı karanlık bir dönem olarak anılacak.Atatürk düşmanlığının en bariz özellikleri olarak; Dinden beslenen, gerici ve mürteci tayfası ile Arap muhipliği(1) Irkçı ve faşist Kürtçülük (2) Türk düşmanlığı ile Türk’ten arındırılmış bir Anadolu planını uygulama sahasına sokmak isteyen Doğu ve Batı Emperyalizmi ile onların basın-yayın alanındaki etki ajanlarını (3) sayabiliriz.Mustafa Armağan gibi Batılı Başkentlerin gözüne girmek için yanıp tutuşan, “Ne olur bizi de kullanın, beni de fark edin” diyen aynı familyaya mensup sayısız kalemşör ve medyatik isim var.Bunlar kuklacının perde arkasından verdiği role biat eden, sufle yapan sesin akorduna göre gerdan kıran, bel büken zavallılar. Bir de hainin bol olduğu bir coğrafyanın mahsulleriyseniz ne diyeyim. Kaderinize ve genetiğinize hayıflanın oturun.Ellerinde CIA’nın Ortadoğu masasına ait yol haritalarıyla algı mühendisliğine soyunan bu hiç’lik abidelerine kızamıyorum. Ne diyordu Cenap Şahabettin “Dalkavuklar ne kadar yükselirse, yükselsinler. Kıçlarındaki tekme izlerini silemezler.”Tarih onları da yazacak, bizleri de. Toplumsal vicdan kimleri beraat ettirecek, kimleri mahkûm, onu da zaman gösterecek.