Dün 1.bölümü yayınlanan kanunen kabul edilmeyen giderleri konu alan yazı dizimin 2.bölümüyle kaldığımız yerden devam edelim. Dünkü yazımızda Gelir Vergisi Kanununa göre şahıs vergi mükelleflerinin hangi giderlerinin kanun önünde kabul edilmediğini ele almış idik. Bugün ise Kurumlar Vergisine tabi tüzel kişi mükelleflerin hangi giderlerin kanunen kabul edilmeyen gider olduğunu işleyeceğiz.

Kurumlar Vergisi Kanununun 11.maddesine göre kurum kazançlarının tespiti sırasında indirilmesine izin verilmeyen giderler;

-Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler. Tüzel kişiliğin öz sermayesi, yani şirketin ortakları tarafından verilen sermaye üzerinden ödenecek veya hesaplanıp tahakkuk ettirilecek olan faizler, tüzel kişi mükellefin gideri olarak kabul edilmemektedir.

-Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları vb. giderler. Örtülü sermaye, kurumların, sıkı ilişkiler içinde bulundukları kişi ve kurumlardan sağladığı, sürekli olarak işletmede kullanılmasıyla sermaye işlevi gören borçlardır. Yani kurumun ortakları veya ortakları ile ilişkili kişilerle gerçekleştirdikleri alışverişlerden doğan borçlar örtülü sermaye olarak değerlendirilir. Yine bu borçlar üzerinden yürütülecek faiz ve kur farkları da tüzel kişiliklerin gideri olarak kabul edilmemektedir.

-Transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü olarak dağıtılan kazançlar. Tüzel kişiliklerin ortakları veya ortakları ile ilişkili kişilerle gerçekleştirdikleri her türlü alışveriş tutarlarından, emsal bedelin altında ortak ve ilişkili kişilerle alım-satım yapılması halinde, emsal bedel altındaki tutarlar tüzel kişiliğin gideri olarak kabul edilmeyecektir.

-Kurumlar Vergisine göre tüzel kişiliğin elde ettiği karlar üzerinden ayrılması zorunlu olan yedek akçeler, kurumların gideri olarak kabul edilmemektedir.

-Her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler kanunen kabul edilmeyen giderlerdir.

-Borsada işlem gören şirketlerin hisse senetlerinin veya diğer menkul kıymetlerinin itibari değerlerinin altında ihraç edilmesinden doğan zararlar, gider olarak kabul edilmemektedir.

-Kiralama yolu ile edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, tekne gibi motorlu deniz taşıtları ve uçak gibi hava taşıtlarının işletmenin esas iştigal konusu ile ilgili olmayanların gider ve amortismanları kabul edilmeyen giderler arasındadır.

-Bir sözleşmede ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortak ve yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi tazminatlar gider olarak kabul edilmemektedir. Yine basın yoluyla işlenen fiiller ve radyo ile televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi tazminatlar da aynı şekilde değerlendirilmektedir.

-Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin %50si gider olarak kabul edilmemektedir. Yani alkol veya tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteriyorsanız, bu ürünlerin reklam giderlerinin ancak yarısını işletmenizin gideri olarak gösterebileceksiniz.

Yukarıda saydığım tüm giderler için ödenen KDVler de aynı zamanda kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınır. Cep telefonu gibi iletişim ile ilgili tüm giderlerde, fatura üzerinde tahsil edilen özel iletişim vergisi tutarları da kanunen kabul edilmeyen giderler arasındadır. Ayrıca işletmenin esas iştigali ile ilgili olmayan (örneğin otobüs işletmesindeki otobüsün, nakliyat işletmesindeki kamyonun MTVsi hariç olmak üzere) araçlara ait motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri gider olarak kabul edilmemektedir. Buna ek olarak işletmenin gideri olmamasına rağmen, gider olarak gösterilmek üzere tüzel kişilik adına düzenlenen her türlü fatura vb. belgelerin mali müşaviriniz tarafından resmi defter kayıtlarına gider olarak kaydedilmesini talep etmeyiniz. Olası vergi incelemelerinde durumun tespiti halinde cezai müeyyidelere maruz kalabilirsiniz. Gelecek hafta görüşmek üzere, hoşça kalın…