Değerli okurlarım yeni köşe yazımla sizlere merhaba, nerede kalmıştık diyorum, sağlık, mutluluk, huzurlu ve başarılı günler diliyorum.Hayat herkesi yorar, bazılarını daha çok. İnsan bilerek yaşar, bazen de bilmeyerek. Yokuşu çoktur ömrün, tepede evler vardır. Orada oturanlar, dizlerine kara sular indikçe pişman olur giderek. Onu bunu yoranlar vardır acımayarak. Kişi kendini yorar, bunu fark etmeyerek. Bazen de fark etse de, eli mahkûm olmuştur. Fazla taviz vermiştir, bunu hak etmeyerek.Merhametsiz olanlar, hassasları ezerler. Üstelik utanmadan, dostmuş gibi gezerler. Gün gelir bu dünyadan, suçlu gibi göçerler. Cezasını ahirette, cehennemde çekerler. İnsanları hak etmedikleri yorgunluklara itmek, adeta onların hayatını yok saymak, günahtır. Her gün yokuş çıkılmaz, çukur hendek aşılmaz. Sınırsız sorunlara, asla çare bulunmaz. Sözün bittiği yerde, bence herkes susmalı. Sevgisiz biten işler, fedakârlık sayılmaz.Yarım ağız davette, “gelme istersen” gizli sözü vardır. Vazgeçip gelmeyende, onurlu bir ar vardır. Nedense birçok insan, mert değildir çok yazık. Gönülsüz her ilgide, gizli art niyet vardır. Kalan ömür ağaçta, kırılmayan son daldır.Sabahları bal kaymak, nehirdeki son saldır. O dalı uygun sanıp, salıncaklar kurulmaz. Varsa yük olan şeyi, hemen ortadan kaldır.Yorar yaşlı insanı, lüzumsuz her konuşma. Dostu üzen insanla, neye yarar buluşma. Her tanışma mutlaka, isabetli sayılmaz. Buna cevap sayılır, yüzlerdeki buruşma. Tükenirken ömürler, vazgeçişler artıyor. Bir küçük söz, bir sitem, bıçak gibi batıyor. Ne kadar can acıtır, küçümseyen bakışlar. Nankörler hassasların, derdine dert katıyor. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım.