Türkiye son gaz 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. İktidarından muhalefetine tüm partilerde hummalı bir çalışma, koşuşturma, aday listesi telaşı aldı başını gidiyor.Genel merkeze şirin gözükmek için elinden gelen şirinliği yapanlar mı, parti tabanlarında kulis çalışması yaptıranlar mı dersiniz, milletvekili aday adaylarımız da maşallah canla başla çalışıyorlar.Birçoğu sanki adaylığı kesinleşmiş gibi sokaklara atmış kendini… Bildiğimiz klasik seçim manzarası, çarşı pazar dolaşılıp, yanında reklam anlaşması bulunan birkaç gazeteci, haber muhabiri ile oradan oraya koşturup duruyorlar, partiye ve şahıslarına destek istiyorlar.Oldubitti anlamadığım bir nokta var…Bizim millet sevse de, sevmese de yanına gelen siyasetçiye güler yüzünü, tebessümünü eksik etmiyor. En milliyetçi adamın yanına HDP milletvekili adayı gelse dahi dükkânına, evine buyur ediyor, en hacı hoca adamın karşısına CHPli bir aday çıkıverse yine aynı keza güler yüz eksik edilmiyor. Aslında güzel bir şey bu… Demokraside her görüşten vatandaş, her görüşten siyasetçi ile tokalaşabilme, onu dinleyebilme imkânı buluyor…Bizim milletvekili aday adaylarımız da gittiği her yerde bu güzel karşılanmayı sanki tüm halk kendini destekleyecekmiş gibi arkasına rüzgârları alıp, sağında solunda bulunan yandaşlarının alkışlarıyla, büyük ümitlere kapılıp gidiyor…Ben şahsen bir milletvekili olsam veya bu görev için ilk defa aday olan birisi olsam, biraz gerçekçi düşünürüm. Sadece seçim zamanları sokak sokak dolaşıp, halka şirin görünmek, dert dinleyip, dert defterine notlar almak, seçilince de o defteri yırtıp atmak değildir milletvekilliği…Gaziantep milletvekillerinden hangilerini tanıyorsunuz diye ara ara sokak röportajlarına şahit oluyorum. En ben baba siyaset meraklısıyım diyen vatandaş 2, bilemedin 3 vekil adı sayabiliyor. O zaman neymiş efendim, milletvekilliği öyle Ankarada yan gelip yatmak değilmiş, de mi?Ben şöyle bir milletvekili hayal ediyorum…Bir işçi emeklisi, ikamet adresi İbrahimli, Kızılhisar bölgesi olmasın, mesela bir Karşıyaka, Düztepe, Hoşgörde ikamet eden birisi olsun, bir işçi emeklisi olsun veyahut işinde uzman bir serbest meslek erbabı, halkının dışında değil, içinde yaşayan bir esnaf olsun veya bir esnaf- meslek odamızın başkanı olsun, ama gerçekten halktan birisi olsun istiyorum…Okumuş da olsa, lise mezunu da olsa gözlerinin doğruyu, yanlışı görebilecek kadar iyi görüyor olması lazım. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilecek derecede mert, cesur biri olsun istiyorum. Seçimden seçime halkın elini tutup tokalaşan birisi olmasın, çıksın çarşıya pazara, halkla birlikte alışveriş yapsın, yanında koca koca cüsseli korumaları olmasın, yürekli olsun, vekili olduğu halkın içine korumasız, makam arabasız çıkabilsin istiyorum…Galiba çok şey istedim, farkındayım. Türkiye şartlarında böyle bir milletvekili görebilmek imkansız gibi bir şey olsa gerek…Bu arada her ne kadar siyasi görüşüm olmasa da CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu tebrik etmek istiyorum huzurlarınızda…Emekliye yılda iki maaş ikramiye vaadini noterden tasdik ettirerek, seçim vaadini taahhüde dönüştürüp, senede bağlayarak gerçekten halkın büyük teveccühünü kazandı. Nasıl bulacakmış o kaynağı da verecekmiş o kadar ikramiyeyi diyenlere şöyle çok basit bir hesap yapmak istiyorum. AkSARAYın 1 aylık elektrik faturası ile binlerce emeklimize ikramiye ödenebilir. Milletvekillerimizin makam araçlarının 1 aylık benzin parasıyla yüzlerce emeklimize ikramiye ödenebilir. Sorun kaynak kıtlığında filan değil, ülkeyi yöneten sığ zihniyetlerde…Gelecek hafta görüşünceye dek,hoşça kalın…