Kendime geldiğimde hemen beni kapalı psikiyatri bölümüne yatırdılar. Burada 23 gün ilaç tedavisi görmüştüm ve bunun sonucunda yıllar önce konulan teşhisin aynısını koymuşlardı. Anti sosyal kişilik bozukluğu ve anksiyete bozukluğu teşhisi konulmuştu. Yine ilaç yazarak 45 gün hava değişimi vermişlerdi. Ben semtime geri gelmiştim ve çıktığım gibi yine uyuşturucu madde içmeye başlamıştım.45 günüde böyle geçirdikten sonra hastanede geçirdiğim günleri de askerlikten saydıkları için çok az bir süre askerliğim kalmıştı ve ben bunu Üsküdar askerlik şubesine imza vererek tamamlayıp teskere belgemi almıştım. Mahkemeler devam ediyordu. Askerliğim bittikten sonrada hayatımda hiç bir şey değişmemişti ben hala aynı şekilde yaşantıma devam ediyordum orada burada kalıyordum.

Sürekli uyuşturucu madde kullanıyordum hep günlerim böyle geçti. Bir gün gerçekten ne olacağını düşünüyordum. Nereye kadar böyle gidecekti. Semtimizde uyuşturucudan ölümler çok artmıştı ve bu beni de ürkütüyordu. Bırakmak istiyordum ama bırakamıyordum. Bir gün eve gidip annemle konuştum. Bırakmak istediğimi ama bırakamadığımı ona da söyledim ve bana sarılıp ağlamaya başladığında bunu gerçekten bırakmam gerek diye düşündüm. Annem de bana bir öneride bulundu yardım alalım dedi. Bende bunu kabul ettim ama içmediğim zaman uyuşturucunun yoksunluğunu yaşıyordum. Annem ertesi gün Üsküdar belediyesine gittiğinde yaşam ve gençlik merkezi adı altında uyuşturucuyla mücadele eden bir birim olduğunu öğrenmiş ve oranın numarasını alıp gelmişti. Evde telefonla konuştuktan sonra yarın beni beklediklerini ve oraya gitmemi istemişti. Ben ilk başta biraz tereddüt ettikten sonra oraya gitmeye karar vermiştim.

Ertesi gün sabah kalkıp oraya doğru yola çıkmıştım gittiğimde üzerimde uyuşturucunun vermiş olduğu korku vardı. Gittiğimde yoksunluk yaşıyordum çünkü o gün uyuşturucu içmemiştim oraya vardığımda aşırı derecede terliyordum ve içeri girdiğimde beni barış adında benden yaşça büyük bir abi karşılamıştı içeri girdiğim gibi telefonda Bölüm başkanı abiyle görüşmüştüm. O da şu an orada olmadığını sakin olup oturmamı istemişti. Çünkü halimden hiç de sakin olmadığım belli oluyordu. Sakinleştikten sonra benimle sohbet etmeye başladı. İlk defa bir insan beni dışlamıyordu o kadar sıcakkanlı davranıyordu ki, ailemden bile daha yakın davranıyordu bana. Onunla sohbet ettikten sonra bayan bir psikiyatrla konuştum ve bu bana iyi gelmişti. Daha sonra burada maddeyi terk etmiş olan arkadaşları gördüğüm zaman azmim daha çok arttı (demek ki bu madde bırakılıyormuş).

Ertesi gün Amatem'e belediyenin tahsis etmiş olduğu araçla xxx ve xxxx abinin eşliğinde hastaneye gittik. Gençlik ve yaşam merkezinde doldurmuş olduğum formu doktora verdik. Bunun üzerine psikiyatrla yapmış olduğum görüşme sonucu bana maddeyi bırakmamda yardımcı olacak ilaçlar ve tavsiyelerde bulundu. 15 gün sonra kontrol için gün verdi. Sonra merkeze döndüğümüzde içimde yaşam sevgisi hayata bakış şeklim daha çok değişmişti ve hayata daha çok bağlanmak istiyordum. Şuanda kullanmakta olduğum ilaçlar yoksunluk dönemimi atlatmakta yardımcı oldu. Şimdi kendi isteğimle her gün merkeze gidiyorum ve ağabeylerimden Allah razı olsun. Hepsi de çok iyi insanlar ve her konuda yardımcı oluyorlar. Şuan itibari ile eski sağlığıma az da olsa kavuşmuş durumdayım. Tedavim hala devam etmekte ve maddesiz bir yaşamın daha kaliteli olduğunun farkındayım.’ Özetle: Seçimlerimiz hayatımızın akışını belirliyor. Bu ister arkadaş, isterse çevre seçimi olsun. Fark etmiyor. Tercihlerimiz yaşantımızın yönünü belirliyor. Ergenlik ya da çocukluk döneminde etrafımızdaki insanların yaşam kalitesi de kuşkusuz kendi hayat kalitemizin yönünü çiziyor.