Çok net söylüyorum, şimdilerin Türkiye'sinde hemen hemen herkes aynı fikirde. Gerçek AK Partililer, hatta partili partisiz, taraflı tarafsız kiminle konuşsam, eski AK Parti’yi mumla aradıklarını söylüyor. Ben de söylüyorum elbette. Şimdiki AK Parti ile eski AK Parti arasında dağlar kadar fark var görüşü gün geçtikçe boyut kazanıyor. “Eski AK Parti halk gücü ile vücut bulmuştu, şimdiki parti o halkı unutacak noktaya geldi” değerlendirmesi yapanların sayısında müthiş artış var. Genel kanaat, eskinin AK Partisinin muhalefetin bile saygısını kazanmış olması, şimdinin AK Partisinin ise, o ilk kurucuları dahil partiye gönülden bağlı seçmenlerinin güvenini kaybettiği yolunda şekilleniyor. Bir şey daha var ilginç olan, eskinin AK Partisinin gençleri idealist olduğu, şimdinin gençlerinin ise onlara rahmet okutturduğu… FAKİR DAHA FAKİRLEŞTİ, ZENGİN DAHA ZENGİNLEŞTİ Partinin içine girmeye görün.. Genellikle iç muhalefet tabii bunları söyleyenlere kulak kabarttığımızda şok oluyorsunuz adeta. Genel düşünce şöyle; “Parti öyle bir duruma getirildi ki, halktan koptu. Bir zamanlar içinden çıkmadığı sokağı unuttu. Dar çerçeveli ve yaratılan zenginlerin ağırlıkta olduğu küçücük dünyaları onları mutlu eder hale geldi. Esnaf, çiftçi, işçi düşünülmez oldu. Halkın yaşadıkları sıkıntılar görmez duyulmaz olundu. Bağımsız davranması gereken bürokrasi bile siyasete bulaştırıldı. Eğitim kurumları, okullar, üniversiteler dini vakıfların, cemaatlerin, derneklerin tekellerine verilecek noktaya getirildi. O eski yargı, şimdi yargılanacak noktaya vardı. Fakir daha fakirleşti, zengin daha zenginleşti” Ve şimdi, o eskinin AK Partilileri, o eski ruhu taşıyanlar dört bir yandan nasıl eski hale gelebilirizi tartışıyorlar. Sokakla konuşuyorlar. Halka inmeye çalışıyorlar. Ama ne kadar ilginç ki, hep tepkiyle karşılaşıyorlar. ŞAMİL TAYYAR DA GERÇEĞİ DİLE GETİRDİ Biliyorsunuz geçen hafta yazmıştım, Şehitkamil ilçesinde yapılan çalışmadan öğrenebildiklerim hakkında bilgiler vermiştim. Sonra MKYK üyesi Şamil Tayyar kısa sürede il ve ilçelerde yaptığı çalışmadan ses verdi ve gidişat hakkında endişelerini dile getirdi. Aslında burada sırası gelmişken bir konuya değinmek istiyorum. AK Parti’de daha önce de dile getirmiştim, hem fazla bir şey yapılmaz, yapan çıkarsa ona sempatiyle bakılmaz. Şimdilerde Şamil Tayyar’ın şehre her gelişinde hiç durmayıp sahada oluşundan inanıyorum ki rahatsız olanlar çıkacaktır. Bundan adım gibi eminim. Ben ve benim gibi olanlar ise Şamil Tayyar'ın yaptıklarını diğer yönetici arkadaşlar, hatta milletvekili dostlarımızdan bekliyoruz. Elbette bunu yapanlar yok diyemem. Ancak bu çalışmadan kamuoyunun ve partililerin haberi olursa, vatandaş sorunlarını dile getirecek yetkiliyi karşısında bulursa durum değişir mutlaka. Bakın geçen hafta bu köşede yayınladığım Şehitkamil çalışması o kadar çok ilgi gördü ki, gelen tepkilerden anlayabiliyoruz bunu. Hatta eğer doğru ise AK Parti genel merkezinin, Şehitkamil ilçe teşkilatının bu çalışmasındaki tüm ayrıntılarını genel merkezde masaya yatıracağını öğrendim. Elbette bu çok güzel bir gelişme, yalan değilse tabii. ekran-resmi-2021-05-23-19.29.11.pngBİZİ ALIŞTIRDILAR Farkında mısınız her geçen gün alışıyoruz. En basitinden PAHALILIĞA… Hani bir söz vardır, çocuk basasına sorar ve “baba bu pahalılık biter mi” der. Baba hemen cevabı verir ve “40 gün sürer evladım” der. Çocuk heyecanla “ucuzlar mı?” der. Babası “yok evladım alışırız” diye konuşur ve noktayı koyar. Şöyle bırakın 3-5 seneyi, son 1 sene içinde geriye dönüp bakın isterseniz. Bir ekmeği, domatesi, çilek, muz dahil tüm meyveleri, salatalığı, sütü, kolayı, eti, rakıyı, birayı, Ayçiçek ve zeytinyağını, tüpü, suyu, benzini, gübresi, mazotu, demiri, çimentoyu ve daha sayılacak yüzlercesini bir yıl önce kaça alıyordunuz, şimdi kaça alıyorsunuz. Hatta gitmeyin son bir yıla 6 aya bakın. Doğalgaza, elektriğe ve son yapılan acımasız benzin zamlarına bakın… VENEZUELA GİBİ OLMAYALIM DA Yani hemen hemen her gün market raflarında etiketler değişiyor. Evde kullandığınız elektrik fiyatları ne vicdana ne insafa sığar. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülke haline geldik en basitinden. Ve zammı koyanlar kıs kıs gülüyor. Çünkü hepimiz araçlarımıza pahalı da olsa benzin veya mazot alıyoruz. Kimseden çıt yok. İktidar partililer de, muhalefette, sivil toplum da, sendikalar dahil tavır koyamıyor. Alışverişler yapılıyor, benzinler alınıyor, yiyecek içecek rafları boşalıp duruyor. Hele bir de sokağa çıkma yasağı öncesi kıyamet kopuyor. İşin gerçeği nedir biliyormusunuz. Bizi alıştırıyorlar artık. Her şeye hem de. Ekonomik gücü olan için zaten sorun yok. İster 1 lira ister 10 lira farketmiyor. Daha bunun içerisinde ev kiraları var. Mobilya var, beyaz eşyalar var. Var oğlu var yani.. Her şey zamlanıyor, ama çok ilginç olan şey tüketimin son gaz devam etmesi. Alım gücü yarıya düşmüş kimsenin umurunda değil. Size bir şey diyeyim mi arkadaşlar. Venezuela’ya hiç göz attınız mı ? Araştırdınız mı bu ülkede halkın alım gücü ne durumda. Bir asgari ücretle neler alabiliyorlar. Öğrendiğinizde şok olacaksınız. Bir zaman ayırın ve araştırın lütfen. Elbette Türkiye henüz öyle bir durumda değil. Ama yakın ve orta geçmişe baktığınızda ülke olarak, ekonomik olarak nereden nereye geldiğimizi kahrolarak öğreneceksiniz. En önemlisi orta direğin kaybolması. Haliyle zenginlerin daha zenginleşmesi, fakirlerin ise daha fakirleşmesi… HEPİNİZE İYİ HAFTALAR