Kimse kusura bakmasın ben olayın bütününe bakıyorum.Her şeyi hakeme yüklersek ki öyle görülüyor, Erol Bulut hocanın yaptıkları hataları görmeyeceğiz...Suat Aslanboğa'yı boğalım... Düdüğünü de federasyon asmasa biz duvara asalım...O, 5. dakikada Dicko'ya yapılan hareketin VAR'da sümen altı edilişine de tepkimizi koyalım...Bitti mi ?Rahatladık mı?Peki biz bu zamana kadar Suat Aslanboğa'lar yüzünden mi 13 maçta 15 puan toplayabildik.Her şeyimiz dört dörtlük mü?Oyunumuz sistemimiz, sahadaki mücadelemiz, oturmuş kadromuz tam kıvamında mı?Açın sezon başından beri sahaya sürülen ilk onbirlere bakın...Hiç kadro istikrarı var mı?Değişmeyen birkaç oyuncu var o kadar...Hadi hepsini geçtik, gelelim Trabzonspor maçına...Rakibin Uğurcan, Hamsik, Bakasetas çok önemli 3 as oyuncusu yok.Bizim kimimiz yok? Bana göre tek ideal isim Muhammed...Gerisi olsa da olur olmasa da... Yani cezalı olan Figueiredo, Jefferson filan...Ne yaptı Erol hoca Trabzonspor maçında...Uzun süredir vasatlıktan kurtulamayan Oğuz'u sağbeke, stoper Tosca'yı sol beke, sağbek Kıtsıou'yu orta sahaya, ofansif orta saha Maxim'i ise forvete...Yani deneme tahtası...Noldu? Maxim sırıttı, Kıstsıou bocaladı, Oğuz zaten kötü başladı, Tosca solbekte zorlandı.Recep Niyaz ile ikili mücadelelerde yük diğer oyunculara binerken, bu futbolcumuz arada kaybolup gitti. Birkaç iyi pas attı o kadar...Merkel gibi, Sagal gibi orta saha ve forvetin etkili ve yıpratıcı isimleri kenarda...Olkowski gibi yırtıcı mücadeleci gerek savunmada gerek kanat ataklarında çok etkili futbolcu kenarda.Mirza gibi her an ne yapacağı bilinmeyen ama kumaşı iyi olduğunu herkesin kabullendiği oyuncu kenarda. Avrupa'da Mirza gibi oyuncuları gözü kapalı direkt oynatan teknik adamların aksine, bu futbolcu kenarda köreltilmeye devam...Peki ne oldu maçta...Trabzonspor ilk 10 dakikada as futbolcularının olmayışı nedeniyle bocalarken, Dicko'ya atılan uzun toplarda oldukça zorlandı. Allah var Dicko'nun fizik gücü rakip defansı darmadağın etti. Aslında her maçta Dicko gücünü ve becerisini yansıtamıyor. Rakip çözene kadar iyi gözüküyor sonrasında yok...Hakem Dicko'ya faule göz yumunca Trabzon canlandı. Kendine geldi. Abdülkadir Ömür'ün orta niyetine yaptığı vuruşta kaptan Günay evlere şenlik golü yiyince Trabzon toparlandı ve ilk yarı sonuna kadar durumu 3-0 yaptı.Bu kadar önemli eksiklere rağmen ilk 45 dakikada inanılmaz mücadele eden Trabzonspor ikinci yarıda skoru koruma adına vitesi düşürünce haliyle orta alanda Gaziantep ekibi rahat top taşımaya ve pozisyon üretmeye başladı...Tabii bir şeyi unuttum aslında.Erol hoca hatasını anladı ve önce Oğuz'u çıkartıp yerine Sagal'ı aldı. Böylece Kıtsıou'yu gerçek yerine kaydırdı. Maxim'i de ortaya çekti. Böylece deneme yanılmada ilk adımı atmış oldu.Yetmedi tabii... 56. dakikada bu sefer solbekte sırıtan stoper Tosca'yı oyundan alırken, hala niçin transfer edildiğini anlamadığım Mendyl'i sahaya sürdü...Bunlar da yetmedi, gerçekten çok iyi mücadele veren Doğan'ı çıkartıp yerine forvete Yusuf diye bir futbolcuyu aldı. Kısa sürede gördüğüm ama varlığını maç bitene kadar hissedemediğim Yusuf tercihi elbette Erol hocaya ait. Ama Mirza gibi patlamak üzere olan bir oyuncuyu tam da karambol üstüne karambol yaşatılan Trabzon defansı arasına sokmak bana göre daha akılcı olabilirdi. Yetmedi daha, ardından Recep Niyaz'ın yerine çok gecikmiş şekilde Furkan'ı, Dicko'nun yerine ise 73. dakikada dinamik orta saha oyuncusu Merkel'i aldı...Evet...Her maç bize anlayamadığımız oyun sistemi, anlayamadığımız oyun kadrosu, anlayamadığımız oyuncu tercihleri sunan Erol Hoca'nın bu kadar yanlışlarına hakem Suat Aslanboğa kalkan oldu.Son sözüm şudur;Katılırsınız katılmazsınız bunlar benim görüşlerim. Aksini söyleyen elbette çıkacaktır... Hakemi dövelim düdüğünü duvara astıralım... Ama şunu asla unutmayalım. Bu oyun anlayışı ile onbirde ve kenarda toplam 21 dışında bırakılıp köreltilen oyuncuların vebali büyüktür.Bir son sözüm daha; Trabzonspor maçı sonrası özellikle üç büyükler basınının Gaziantep'e sahip çıkmasının asıl nedeninin, bizi çok sevdiklerinden olmadığını bizler çok iyi biliriz. Çünkü aynı basınnın Sumudica zamanında zirveyi zorlayacak noktaya gelen Gaziantep FK'yı nasıl darmadağın etmeye çalıştığını bilenlerdeniz.