Türk milletinin ruh ve zihin haritasında iki Gazi var. İlk Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir diğeri ise Gaziantep.

Bunlardan biri orduları terk-i silah etmiş dağıtılmış ve savunma kabiliyeti elinden alınmış bir milletin gark olduğu umumi bir manzarayla, saltanatının derdine düşmüş Osmani Aliye'nin son padişahı tarafından kana susamış Batılı vampirlerin insafına terk edilmiş, başsız, umutsuz ve yorgun bir halktan yeniden bir millet yaratma mucizesini gerçekleştiren Gazi Mustafa Kemal.

Bir diğeri ise anılan bu genel gidişat içinde hiçbir yerden destek almaksızın Fransız emperyalizmine, işbirlikçi ve ihanetçi Ermeni mezalimine karşı dünyada emsali görülmemiş bir direnci örgütleyen Gaziantep ve Gaziantepliler.

Gazianteplilerin yazdığı bu destan öylesine boyutlu ve takdir-e şayandı ki, Gazi Kemal bu şehri ve bu şehrin insanlarını şu sözlerle taltif etti.

'Türküm diyen her şehir her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık ve Türklük timsali olarak alabilirler.' (25 Aralık 1936)

Ve iki Gazi hiçbir koşulda ayrılmamak ve ebediyete kadar tek vücut olmak üzere buluştular. Artık Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bey Mahallesi nüfusuna kayıtlı bir hemşehrimizdi.

'Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki. Onlar sadece Gaziantep'i değil, bütün bir Türkiye'yi de kurtardılar.' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Devleti'nin üzerinde bugün baykuşların pike yaptığı meşum rüzgarlar estiriliyor.

Atatürk'ün kurduğu mili devlete, cumhuriyetin başlangıç ilkelerine, kuruluş felsefesine ve Türk Milleti'nin hassasiyetlerine küfür seanslarının giderek sıradanlaştığı bu namüsait sürecin son aktörü AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik.

Radikal Gazetesi Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin'in Kanal A'da ki 'Görüş Farkı' adlı programına katılan Hüseyin Çelik, Atatürk'ün Gençliğe Hitabına atfen yaptığı konuşmada 'ayet mi?' diyerek tahrifata yöneliyor ve öğrenci andını yeniden tartışmaya açıyor.

İlginçtir 'And' ın kaldırılması için çağrıda bulunan ve tartışma koridorları açan bir diğer siyaset adamı BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tır. Bu manada Selahattin Demirtaş ve Hüseyin Çelik aynı çizgide buluşmuştur. Tıpkı AKP ile BDP'nin aynı çizgide buluştuğu gibi.

Zira AKP'yi de BDP'yi de kurduran güç Batı Emperyalizmidir. Bu iki partinin üstlendiği misyon Büyük Ortadoğu Projesi'ne figüranlık hizmetidir.

White House' da ki 'Vulcan' ekibi tarafından 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesiyle ilgili olarak projelendirilen Büyük Haçlı İttifakı'nın asıl hedefi ise Türk Ulus Devleti'dir.

Milli Devlete ait her türlü hassasiyet kaşınarak kangren edilecek ve Gazi Mustafa Kemal Türk Milleti'nin hafızasından silinecektir.

Batı Emperyalizminin çizdiği bu yol haritasına göre yörüngesini belirleyen mevcut siyasi iktidar ve onun mümessilleri, batılı efendilerinin emir ve direktifleriyle çam devirmeye devam edeceklerdir.

AKP Genel Başkan Yardımcısının bugün itibariyle sahip olduğu, kimliğinde fazlaca öne çıkan ve giderek belirginleşen daha özel bir sıfat var. O'da Hüseyin Çelik'in AKP Gaziantep Milletvekili olmasıdır.

Yaptığı talihsiz tespitlerle ve fütursuz konuşma adabıyla, Gaziantep şehri ile Türk Milletinin büyük ve ebedi önderi Gazi Mustafa Kemal'in arasına giren ve Milletvekilliğini üstlendiği Gaziantep'le aynı kapta kaynaması mümkün olmayan Hüseyin Çelik, AKP'nin son seçimlerdeki bir yol kazasıdır. Ne yazıktır ki, bu yol kazası Gaziantep'te vuku bulmuştur.

Ancak Gaziantep bu talihsiz seçim kazasının yıkıcı etkilerinden kendini derhal kaydıyla arındırmasını bilecektir.

Müslümanlar için Mekke ne ise dünya Türklüğü içinde Gaziantep o'dur. Yani bir anlamda Gaziantep Türklüğün kıblegahıdır.

Son söz: Gençliğe Hitap elbette ayet değil. Zaten böylesi bir iddiayla gereksiz bir tartışmanın fitilini Hüseyin Çelik'ten başkaca ateşleyen ortada bir kimsede yok.

Olmayan bir şey üzerinden farklı şeyler amaçlayarak, oluşacak yeni gayri millî mevzilerin inşasını sağlamaya çalışmak ise ayrı bir mevzu.

O Hüseyin Çelik ki, bugün sahip olduğu her şeyi ve ulu Gaziye abanma cesaretini bile O'nun sağladığı cumhuriyetin özgürlükçü ortamı vasıtasıyla kazandığını unutmuş gözüküyor.

Evet, Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Nutku başta olmak üzere Gençliğe Hitabı'da diğer tespitleri de yüzyılın başında kurulmuş bir cumhuriyetin ruh ve fikir coğrafyasının tezahürleriyle doludur.

Laboratuvar ortamında ve gizli servis elemanları tarafından imal edilmemiş bir milletle, emperyalizmin lütfu olmayan bir devletin varlığını kabullenmekte idrak sorunu yaşayanlar elbette olacaktır.

Türklükle başı dertte olmayanların, kendini bu topraklara ait hissedenlerin ve Türklük için yüreğinde yer açmış olanlar için Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'da Anıttepe'de ki, varlığı da önemlidir.

Bu manevi varlığın dahili ve harici bütün unsurlara hak ettiği gerekli mesajı taşıdığı kanaatindeyim.