Türkiye, envai türden tuzaklarla dolu, tarihin en karanlık dehlizlerinden geçtiği bir süreci yaşıyor.

Yakın tarihe tanıklık ettiğimiz ve onu bizzat yaşadığımız şu günlerin sarsıcı etkilerini hissettiğimiz olaylarla birebir muhatap durumdayız.

Belçika'nın Anvers şehrinde şehadete yürüyen Mehmet Özkaraman'la bir süre yönetiminde bulunduğum Gaziantep Kuvayı Milliye Derneği'ndeki çalışmalarımız sırasında tanışma olanağı bulmuştum.

Olayın vuku bulduğu yer, Türkiye karşıtı terör örgütlerine beşiklik eden, en üst perdeden anti-Türk karşıtlığın korunup, kollandığı Belçika.

Anvers'te terzilik yaparak hayatını kazanan Mehmet Özkaraman aynı zamanda ustalığını ve el becerisini konuşturarak imal ettiği kalpaklar vasıtasıyla bölgesindeki Türkleri Kuvayı Milliye ruhuyla örgütlemeyi başarıyor "Kara Kalpaklılar" adıyla yeni bir oluşuma önderlik ediyordu.

Bu durum başta PKK olmak üzere Türk düşmanlığından beslenen terörist grupları rahatsız ediyordu.

Avrupa'daki bu son siyasi cinayet konusunda Belçika makamlarının yapacağı açıklama merakla bekleniyor.

Irkçı terör örgütü PKK'nın salt Türk devletine ait resmi kattaki alanlardaki saldırılarla yetinmeyerek, Türklere ait ev ve işyerlerine yaptığı saldırılarla "Kahrolsun Türkler" sloganı artık bir günümüz gerçeği.

Buradan yola çıkarak Mehmet Özkaraman olayının basit bir cinayet değil, siyasi bir suikast olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Mehmet Özkaraman'la ortak dostumuz olan Mehmet Demir Atmalı ile Özkaraman eksenli anıları tazeledik.

KKTC'de 1. Cumhurbaşkanı R.Rauf Denktaş'la görüşmelerini, tıpkı Mehmet Özkaraman gibi Karaman kökenli bir Kıbrıs Türk'ü olan R.Rauf Denktaş'la birbirlerine "Emmioğlu" diye hitap ettiklerini, KKTC'deki resmi devlet törenlerine Kuvvacı kimliği ve kıyafet donanımıyla katıldığını ve askeri erkanın kendisine saygıyla esas duruş gösterdiği günlere ait anıları yad ettik.

Mehmet Demir Atmalı'nın naklettiği bir diğer Mehmet Özkaraman anısı var ki, akıllara ziyan bir müthişliktedir.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demir ziyaret edilecektir, Ankara'ya gidilir. Randevu saati gelmiş, makama kabul için izin çıkmıştır. Ancak korumalar Özkaraman'dan üzerindeki silahı teslim etmesini isterler.

Özkaraman'ın cevabı katidir, "Bir Kuvayi Milliyeci silahını asla teslim etmez" korumalarla karşılıklı olarak inatlaşılır.

Özkaraman, Cumhurbaşkanına silah krizi nedeniyle görüşmenin iptal edileceğinin bildirilmesi istenir.

Bunun üzerine bizzat Cumhurbaşkanı Demirel tarafından makama davet edilirler.

Kabulde Cumhurbaşkanı Demirel, Özkaraman başkanlığındaki ekibe Kuvayı Milli'ye gerçeği konusunda son derece orijinal ve donanımlı bilgiler verir.

Bu anı da Özkaraman'ın Kuvvacı inancı ve disiplini ile Demirel'in halkıyla hemhal olan engin devlet adamlığı tecrübesi ve hoşgörüsü, manidar bir şekilde günümüz devlet adamlarına bir ders niteliğindedir.

Talat Paşa'dan, Özkahraman'a uzanan suikastler zinciri Avrupa'da Türk'ün gayrı-Türk'le imtihanına dönüşmüş olup, olayın perde gerisinde içerdiği derinlik kamufle edilmeye çalışılmaktadır.