TAMER ABUŞOĞLU

18 NİSAN 1999'DAN, 16 NİSAN 2017'YE: BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE SEYRETMİŞTİK

Halk arasında bir deyim vardır, hepinizin bildiği, malumunuz "Hekim hekim değil, başına gelen hekim".

Evet, bizzat sahada ve pratikte bu olayları yaşayanların tecrübeleri ve tanıklığı kadar önemli bir şey olamaz. Zira ikinci ve üçüncü şahısların aktardıkları, söylentiler, kulaktan dolma bilgiler ne kadar isabetli bilinmez.

Ancak yaşanmışlıklar ve acı tecrübeler, bir kurallar manzumesi olan ve adına demokrasi denilen yönetim biçiminin ne kadar zor koşullarda olgunlaştığının emareleriyle dolu.

16 Nisan akşamı referandum sonuçlarıyla ilgili olarak ilk sonuçların geldiği günün o yorgun vaktinden bugüne kadar, istismar, şaibe, usulsüzlük ve tarafgirlikle ilgili görüntülerin sosyal medyaya sızmasıyla yaram bir kere daha depreşti.

Zira biz bu filmi 18 yıl önce seyretmiş ve bizzat içinde rol almıştık.

Halk iradesinin sandıkta tecelli ettiğini, ancak sandık hakimiyetinin tecelli eden iradeyi emir kılmaya yetmediğini birebir yaşamıştık.

Partililerin getirdiği sandık sonuçlarının adliyede tahrifata uğradığını, hatta bu oy hırsızlığının birleştirme tutanaklarına geçirilirken dahi aynı şekilde devam ettiğini tespit etmiştik.

Bu konudaki tespitlerimizi karşılaştırmalı olarak 10 sayfalık bir dilekçeyle YSK bildirmiş, birleştirme tutanaklarının fotokopilerini ise isnat olarak sunmuştuk.

Aynı yılın Mayıs ayında dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'le görüşmüş durumu ona anlatmıştım.

Yekta Güngör Özden şahsi dostluğumuza da sığınarak bu türden olayların Türkiye'de sıkça yaşandığını ancak Seçim Kurulu'nun buna yanaşmayacağını belirtmişti.

Aynı yıl Şehitkamil Belediye Başkan adayı rahmetli Ahmet Yılmaz 'ın da itirazda bulunduğunu anımsayacaksınız.

Gaziantep'ten yapılan bu iki başvuruda reddedilmişti. Kaldı ki, Kahraman Emmioğlu polemiği hala sürmekte, Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın Gaziantep Adliyesinde Türk Demokrasisine düşürdüğü gölge hala tazeliğini korumaktadır.

Bizimki pekte önemli değil.

Netice de kaybettirilen bir milletvekilliği ya da bir Belediye Başkanlığı.

Bugünkü durum çok daha vahim.

Çünkü bu referandum sonucuna göre sistem değil, ne kadar kamufle ederlerse etsinler rejim değişecek. Sonuçlar 80 milyonluk bir ülkeyi etkileyecek, belki de bu coğrafyanın varoluşla yokoluş arasındaki kaderini tayin edecek.

Şaibelerin ve iddiaların havada uçuştuğu, usulsüzlüklerin aşikar olduğu hayati bir referandum.

1999'da olduğu gibi, 2017'de de kimseyi iflah etmez.

Senaryosu yazıp, filmi yöneten, bu oyunda rol alanları şimdilik adı Kahhar olana şikayetten başka şansımız ve elimizden gelen bir şey yok.