Devletin sahibi bizatihi milletin kendisidir" dedi. Tayyar konuşmasında "Burada bize düşen şey yani AK Partiye düşen biz kendi istikametimizi doğru tayin edersek, 19 yıldır başardığımız gibi milletle bağımızı güçlü tutmaya devam edersek ister yeni kurulmuş partiler olsun ister eski olsun hiç birisinin bizimle rekabet gücü olmaz. Eğer biz bu boşluğu da doldurursak, siyasette çok karşılık bulacaklarını düşünmüyorum. Yani AK Partinin rakibi yine AK Parti” şeklinde konuştu.Figen Balcı ile Medyanın Yıldızları’na konuk olan ve dikkat çekici mesajlar veren Tayyar, siyaset yaptığı dönemlerde hep mayınlı arazide dolaştığını söyledi. “Yeni yolculuğa çıkarken eksiklerimiz yanlışlarımız var sonuçta bir partisiniz” diyen Tayyar, “İşte bu eksiklerimizi ve yanlışlarımızı düzelterek yeni bir hikâye ile yola çıkma arzumuz var. Ben de siyaset yaptığım dönemde hep mayınlı arazide dolaştım. Zaman zaman çarptık, parçalandık, düştük, kalktık ama inandığımız doğruları söylemeye devam ettik. Bundan sonraki süreçte de AK Parti’nin daha iyiye gitmesini, daha çok oy alması, hedeflerine ulaşması, menziline varabilmesi için bu sorumlulukla bu bilinçle yolumuza devam edeceğiz” dedi. Şamil Tayyar GELECEK YOLCULUĞU Balcı ile röportajında önemli konulara değinen Tayyar, “Eğer biz eksiklerimizi görmeden değerlendirmeden, geçmişle muhasebemizi yapmadan gelecek yolculuğumuzu yürütemeyiz. O nedenle ben MKYK’ya seçilmeyi bu anlamda değerli buluyorum. Çünkü Partinin büyük kongreden sonra en büyük karar organı. Dolayısı ile bu kurulda kanaatlerimizi, görüşlerimizi ifade ederek yola devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız ilk MKYK Toplantısında da bütün MKYK üyelerinin 2023’e yani seçime kadar yoğun bir tempo ile sahada olması gerektiğini söyledi, talimatlarını da verdi. Dolayısıyla bu iki yıl içerisinde Ak Parti sahadaki gözlemlerini ve bütün kanaatlerini raporlaştırarak MKYK’da karara bağlayacak. Bu da AK Parti’nin yeni yolculuğa çıkarken ciddi bir muhasebe yapma ihtiyacı hissettiğini gösteriyor” yorumunu yaptı. BANA KIZANLAR OLDUAktif siyaseti bıraktığını ifade ettikten sonra teşkilatlardan kendisine kızanların olduğunu anlatan Tayyar, “Çünkü Gaziantep’te siyaset yaparken amacıma uygun olarak taban siyaseti yapmaya büyük özen göstermiştim dolayısıyla köy köy gezdik, teşkilat teşkilat gezdik. Nitekim kamuoyu araştırmalarında da Gaziantep’te ilk sırada çıkan isimlerden birisiydim. Bu süreçte çok sayıda hizmete de vesile olduğumuzu düşünüyorum. O sebeple teşkilatların ve bizi seven gönül dostlarının yoğun baskısı oldu. Son süreçte Türkiye 2023 yolculuğuna giderken yani Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yıldönümünde AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza yönelik ağır kuşatmayı görünce yeni bir hedefle yola çıkmanın ve bu yolculukta yer almanın gerekliliğine inandım. AK Parti 19 yıl iktidarda kalırken bunu toplumla bütünleşerek ve çok önemli ve ciddi bir başarı hikâyesi yazarak başardı. Ama şu da bir gerçek özellikle 2012’den bu yana o arzu ettiğimiz o yüksek başarıyı yakalayamadık, bunun birçok sebebi var. Hani denir ya şeytan taşlamaktan ibadet etmeye fırsat bulamazsınız. AK Parti 2011 seçimlerine giderken 2023 yılı hedeflerini açıkladı. İlk defa Cumhuriyet döneminde bir siyasi parti üç dönem sonrasına ilişkin ortaya bir hedef koydu. Bu alışık olunmayan bir tutumdu çünkü geçmişte siyasi partiler 6 ay sonrasını bile göremedikleri için 100 yıllık programlar yaparlardı”BEN GAZİANTEP’İ SEÇTİM“AK Parti ile yollarınız nasıl kesişti?’ sorusuna Tayyar, “2010 yılının aralık ayıydı yanlış hatırlamıyorsam. Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde başbakandı. Onunla yaptığımız bir görüşme sonrasında aktif siyasetin içine girdik. Kendisi İstanbul ya da Ankara’dan aday olmamı önerdi, ben de doğup büyüdüğün Gaziantep’i istedim o da çok hoşuna gitti. Genellikle büyük şehirlerde yetişen ve büyüyenler pek taşrada siyaset yapmak istemezler. Çünkü taşranın siyaset şartları daha ağırdır. Ama Gaziantep’i tercih etmem Sn. Cumhurbaşkanımızın çok hoşuna gitti “Niye?” diye sordu. İki şey söyledim eğer siyaset yolu ile hizmetlere vesile olacaksam bunu doğup büyüdüğüm topraklarda yapmak isterim. İkincisi her ne kadar kendimce haklı sebeplerim olsa da bir yerde siyasete tepeden girmiş olacaktım, bu açığı, bu boşluğu doldurmak için bir taban siyaseti yapmak istediğimi söyledim.FETÖ BORSASITayyar, Fetö borsası ile ilgili ‘“Bir iki arkadaşımız o dönemde söz alıp konuşmuşlardı sorumlu olan arkadaşlarımız.) Şunu deselerdi; “ Şamil Tayyar bizim bir milletvekilimiz, görüşleri her zaman bizim için değerlidir. Bütün iddiaların üzerine büyük bir kararlılıkla gidilecektir” denilse hiçbir sorun olmazdı. Aksine, “Şamil Tayyar’ı uyardık gibi bir çıkışla sanki bir yanlışı savunuyormuş gibi bir telaşı sergilediler. Bu da kamuoyunda farklı algılandı. Oysa kriminal hale geldiği andan itibaren en sert ve en ağır mücadeleyi yapan AK Partidir ve bundan dolayı da saldırıya uğramış bir partidir az önce sıraladığım gibi. ( MİT Operasyonundan ta 15 Temmuz’a kadar) Bu konuda çok yoğun bir mücadele verdi geçmiş dönemde bu yapıyı “Cemaat” ya da “Hizmet Hareketi” olarak bilen ve bundan dolayı da AK Partiye muhalefet edenlerin bu örgütün kriminal hale geldiği andan itibaren de nasıl sahiplendiklerini biliyoruz. Başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere daha önce karşı çıkıyorlardı, sonraki süreçte yeri geldi Bank Asya’ya para yatırdılar, yeri geldi o kapatılan kanalların önünde eylem yaptılar ve FETÖ’ye bilerek ve isteyerek destek oldular. CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Zekeriya Öz’e övgüler düzen ( 2013 yılında) açıklamalar yaptı. Onların FETÖ ile iş birliği yaptığı süreçte AK Parti onlara karşı bir mücadele verdi, dolayısıyla AK Parti’nin bu konuda bir sabıkası yok. Temiz bir sicili varken o “FETÖ Borsası” çıkışımda maalesef bir-iki arkadaşımızın “bana göre” yanlışı sebebiyle algı iyi yönetilemedi.ÇÜRÜK ELMALAR TEMİZLENMELİ“AK Partinin güçlü bir sorumluluğu var. Maalesef bizim bazı arkadaşlarımızın kendilerini sanki devletin sahibi gibi görme yanlışının içine düştüklerini görüyorum. Devletin sahibi ne AK Partidir ne başka bir partidir. Devletin sahibi bizatihi milletin kendisidir. Devlette görev yapan kamu görevlilerinin de bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir. Eğer bu bilinçle hareket etmiyorlarsa ve yanlış yapıyorlarsa iktidar erkini yöneten siyaset kurumunun da sepetteki çürük elmaları ayıklayarak temizlemesi gerekir, eğer siz sanki “Bu sağlam elmalarla birlikte çürük elmaları da korumak gerekli ben sonuçta bunların tamamının sahibiyim" algısına kapılırsanız bu size yanlış yaptırır. Onun için eğer biz bu yanlışa düşersek, dört milyonu aşkın kamuda çalışan her görevlinin yanlışını üstlenmek gibi bir ağır bedel omuzlarımıza yükler ki bunu biz kaldıramayız. Kaldı ki bu siyasi de değil, insani de değil ahlaki de değil.İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YARDIM“Hükümet 2.2 ton patates, soğan ve çeltikten oluşan bir gıda yardım paketini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bir sorumluluk üstleniyor. Çünkü anayasamıza göre de Türkiye Cumhuriyeti Devleti aynı zamanda bir sosyal devlettir. Sosyal devlet olmanın gereğidir bu ve insani bir turumdur ve sosyal sorumluluk projesidir. Çünkü son dönemde pandeminin ürettiği bir dizi problem var. Bu sadece Türkiye’de değil dünyanın her ülkesinde ciddi bir küresel tehdit ile karşı karşıyayız Amerika bile sarsılıyor. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri olarak tabir edilen İngiltere, Almanya, Fransa bütün ülkeler neredeyse diz çökmek üzere. Aşılama problemi yaşıyorlar, ekonomik problemler yaşıyorlar. Bundan Türkiye’nin hiçbir sorun yaşamadan kurtulması elbette mümkün değil bir küresel tehdit ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla hükümet tehdidin ortaya çıkardığı sorunları asgari düzeye indirirken ve toplumun yaşadığı sorunlara çare üretmeye çalışırken aynı zamanda üreticinin yaşadığı problemlere de çare aramaya çalışırken birilerinin bunu şov malzemesi yapması bizim asla kabul edebileceğimiz bir şey değil. Kimse kusura bakmasın buna halel getirmeye çalışan herkes bunun hesabını ve bedelini ödemek zorunda.AK PARTİNİN RAKİBİ YİNE AK PARTİ“Kişisel olarak benim AK Partide görev aldığım dönemde çok fazla çıkışım oldu, değerlendirmelerim oldu, bundan dolayı bazen eleştirildiğim anlar da yaşandı. Ama ne Sayın Babacan’ın ne Sayın Davutoğlu’nun AK Parti içerisinde hiçbir konuya ilişkin itirazına tanıklık etmedim. Daha sonra neden böyle bir ihtiyaç duydular bunu kendilerinin izah etmesi gerekir. Ama biz prensip olarak kim olursa olsun parti kurmasını bir demokratik tavır olarak değerlendiriyoruz. Herkes parti kurabilir, bu partinin yaşayıp yaşamayacağına karar verecek olan milletin kendisidir. Dolayısıyla bundan sonra siyasi yelpazede nasıl yer alırlar, nasıl pozisyon edinirler buna millet karar verir. Burada bize düşen şey yani AK Partiye düşen biz kendi istikametimizi doğru tayin edersek, 19 yıldır başardığımız gibi milletle bağımızı güçlü tutmaya devam edersek, ister yeni kurulmuş olsun, ister eski olsun hiç birisinin bizimle rekabet gücü olmaz. Bu yeni kurulan partilerin de pandeminin ürettiği sorunlar nedeniyle kitlelerin belli bir kısmında oluşan reaksiyonel havayı köpürterek bunu siyasete tahvil etme talebinden kaynaklanıyor. Eğer biz bu boşluğu da doldurursak, siyasette çok karşılık bulacaklarını düşünmüyorum. Yani AK Partinin rakibi yine AK Parti…”BÜYÜK BİR AİLE‘AK Parti yüzde 50’ye yakın toplumdan oy alan bir büyük parti bir büyük aile. 13 milyonu aşkın üyesi var. Şimdi bu kadar büyük bir aileye dışardan, içimize sinmeyen karakterlerin sızması gayet doğal. Önemli olan şey şu; bu tür sızmalara karşı alacağınız tedbirler, bir de deşifre olduğunda ve fark edildiğinde ortaya koyacağınız tavır. Ben bütün samimiyetimle söyleyeyim AK Parti’nin burada iyi bir pozisyon aldığını düşünüyorum. Hızlı bir şekilde refleks gösterdi. Mesela yakın tarihte, son 6 ay içerisinde CHP’nin farklı teşkilatlarında görev yapan adı tacize karışmış çok fazlaca isim ortaya çıktı. Onları biz hep eleştirdik ama CHP yetkilileri ısrarla adı bu kötü olaylara karışmış isimleri ısrarla korumaya çalıştılar, yargıya emanet etmediler, partiden atmadılar. Ben bireysel hadiselerden dolayı partileri toptancı bir anlayışla suçlamayı doğru bulmuyorum. Yani orada 3 tacizci çıktı diye “ Tacizci CHP” gibi bir anlayışta olmadım, olmam da ama CHP yönetimine düşen de o tacizcileri partiden göndermekti. AK Parti bu Kürşat meselesinde iyi bir pozisyon aldı, hiç sahiplenmedi, hızlı bir biçimde partiden gönderdi ve yargı yolunu da açtı ve bunun da takipçisi oldu. Yine aynı dönemde gündeme geldi, yine videosu sosyal medyada çok konuşulan Yusuf adında bir genç kardeşimiz vardı, bir muhalifin sözlü tacizine uğramıştı. O saldırıya rağmen o çocuk o genç yaşta metanetini koruyarak büyük bir sorumlulukla taşkınlık yapmadan cevap vermeye çalışmıştı. Hiçbir beklentisi olmadan partinin bayrağını, her yerde savunan bu gençleri kazanarak bizim partimizi bunlarla güçlendirmemiz lazım. Yeni Gençlik Kolları Başkanımız Yusuf’u da Genel Merkez’de göreve başlattı. Kürşat’ın tasfiye edildiği, Yusuf'lara yol açıldığı sürecin ben inşallah güçlenerek devam edeceğini düşünüyorum” HABER MERKEZİ