Hepimiz 28 Mayıs’a kilitlendik. Milletvekilleri belli oldu ama asıl seçim 2. Tura kaldı. Zaten asıl seçim bu. Bu sistemde meclisin ve Milletvekillerin çok fazla etkileri yok. Kararları Cumhurbaşkanı alıyor ve uyguluyor. Parlamenter sistemde tam tersiydi. Fakat artık o geçmişte kaldı. Onun için Cumhurbaşkanlığı seçimi son derece önemli. Seçilen aday Recep Tayyip Erdoğan olursa zaten bir şey değişmeyecek. Ama Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa o zaman değişim yavaş yavaş başlayacak ve Parlamenter sisteme dönülecek. Kaldı ki dönülse de bu kez mecliste Cumhur İttifakının sayısal üstünlüğü, Millet İttifakının etkisini azaltacak. Kimbilir belki de Kılıçdaroğlu kazanırsa bunu göz önünde bulundurup mevcut sistemde devam edebilir. Ama ülkede çok değişim olacağı kesin. Şimdi favori Recep Tayyip Erdoğan. Her ne kadar yarışa 0-0 başlanacak ama Erdoğan’ın avantajını görmezlikten gelemem. Tabii ibre tersine dönerse o zaman Türkiye çok büyük değişimlere girecek. MİLLET İTTİFAKINDA HALA BÜTÜNLÜK YOK CHP başta olmak üzere Millet İttifakı 14 Mayıs sonucunun şokunu yaşadı ama sonradan toparlandı. Türkiye’de ciddi hareket başladı. Gaziantep için aynısını söyleyemem. Çünkü hazırlıkları yoktu, var gibi gösteriliyordu ama gerçekten yoktu. Ortaklardan İYİ Parti zaten kendi iç çekişmesiyle meşgul oldu. Ve maalesef bir üst akıl olmayınca parti geçen seçimin altında oy aldı. Saadet Allah var kendilerine yönelik bazı kesimlerce yapılan eleştirileri hiçe sayarak desteğini açıkça verdi. Yeşil Sol Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu’nda karar kıldı ama bu yeterli oldu mu derseniz bana göre olmadı. Baştan da söyledim HDP Gaziantep konusunda çok yanlış işler yaptı. Demokrat Parti tüm gücüyle mesaisini harcadı bence oyları hiç başka partiye sekmedi. Gelecek Parti’de tavanın çabasının ve desteğinin, tabanın sayısından çok fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu partideki Kılıçdaroğlu’na yönelik soğukluk normale döndürülemedi. DEVA Partisinin Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu’na Milletvekilliği için ise il başkanı Ertuğrul Kaya için gerçekten seferber olduğunu hatta firesiz çalıştığını rahatlıkla ifade edebilirim. SANDIKLAR VE ISLAK İMZAYA SAHİP ÇIKMAK Yani kısacası genel olarak değerlendirecek olursak Millet İttifakı tam anlamıyla dört dörtlük bütünlük sağlamadı. Mesela en büyük ortak CHP’nin Gaziantep’te hiç gidemediği çok sayıda mahalle vardı. Bunu bizzat partinin ileri gelenleri söyledi bana. Haliyle bunlardan Kılıçdaroğlu dahil Milletvekillerine yeterince oy gitmedi. Tabii şimdi durum değişiyor. CHP Genel merkezini hatanın neresinden dönersek kardır diyerek 28 Mayıs için inanılmaz bir çalışma içine girdi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bir nevi dizginleri ele aldı. Diğer partiler de öyle tabi. Burada CHP’nin ağır toplarından çok değer verdiğim birisinin “ Ökkeş Bey sandıklarına bu kez sahip çıkar, ıslak imzaları YSK’ya gitmeden elimizde sağlam olarak tutarsak, tıpkı İstanbul ve Ankara’daki başarıyı yakalarız. Sanki 28 Mayıs için bunu görüyorum” demesi bence dikkate almaya değer. Ama ben yine de şunu mutlaka belirtmeliyim. 14 Mayıs sonrası tatil programı planlayanlar gitti. Giden kesimin ağırlık noktası haliyle Millet İttifakına mensup seçmenlerden oluşuyor. Çok açık söylüyorum AK Partililer kesinlikle gitmiyor. Hatta il dışında olanlar varsa onların Gaziantep’e gelmesi için inanılmaz çaba sarf ediyor. AK PARTİ ÇOK TECRÜBELİ VE USTALIK DÖNEMİ YAŞIYOR Zaten AK Parti 14 Mayıs bitti 15 Mayıs’ta kolları sıvadı. Gaziantep’te Abdülhamit Gül iyi liderlik yapıyor. Bunu gittiğim her yerde görüyorum. Tabii Fatma Şahin de yanında. Milletvekilleri de öyle. Yani küsenler elbette olacak hatta var ama asla Millet İttifakı gibi değiller. Bir kere çok tecrübeliler. Sandıklara hakimler. Mahallelerde resmen kadınlı erkekli gençleri de katarak söylüyorum cirit atıyorlar. Bunda elbette iktidar olmalarının rolü büyük. Tüm imkanları kullanıyorlar. Yardım, destek, iş dahil her türlü imkanı veriyorlar. Belediyeler her yönüyle seçime odaklı çalışıyorlar. Yani para da var akıl da. Yılların tecrübesiyle doğru işler yapıyorlar. Bunu muhalefette göremiyorum. Ona da şaşırmıyorum çünkü onlar kendi iç bünyelerinde bir türlü bütünlüğü sağlayamadı yıllar boyu. KEŞKE MİTİNG ALANI DEĞİŞTİRİLMESEYDİ Cumhurbaşkanı gelince haliyle muhalefet partilerine uygulanan miting alanı kuralı rafa kaldırıldı. Biliyorsunuz Vali Davut Gül, miting alanı yeri konusunda partilerle anlaşmış ve ortak karar Kale çevresindeki Tır alanı olmuştu. Bu kararın uygulanması konusunda gerçekten kararlı davranmış, Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener mitingi için Demokrasi Meydanı talebini reddetmiş, anlaşmaya uyulmasını istemişti. Ben de işin içindeydim tabi ve Vali Davut Gül’ün yapılan anlaşmaya uyulması konusunda kararını destekleyenlerdendim. Çünkü bir karar alınmış ise Polis ile vatandaşı karşı karşıya getirmenin bir anlamı yoktu. Sonunda Neşet Uçar bu karara saygı göstermişti ve miting Tır garajında yapılmıştı. Hatta o sırada İstasyon meydanı için de teşebbüse geçtiklerini söyleyen Neşet Uçar, burası için de izin verilmediğini söylemişti. VALİ LÜTFULLAH BİLGİN DÖNEMİNDE DE BÖYLE BİR DURUM YAŞANMIŞTI Şunu mutlaka belirtmeliyim, keşke Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi de Kale civarındaki alanda yapılaydı. Aslında hiçbir mahzuru yoktu. Çünkü AK Partililer nereye olsa giderdi. İsterse dağ başında olsun yine giderdi. Ama kim karar vermişse burada Valiyi sıkıntıya soktular. Eğri oturup doğru konuşalım, alan için merkezden karar verilmişse Vali beyin bu karara yapacağı bir şey yok. Buna benzer bir durum Vali Lütfullah Bilgin döneminde yaşanmıştı. Yine centilmenlik anlaşması yapılmış ve Demokrasi meydanı dışında alternatif miting alanları belirlenmişti. Ve gayet de güzel bir şekilde uygulanmıştı. Ancak Erdoğan’ın mitingi merkezden verilen karar gereğince Demokrasi meydanında yapılmak istenince Vali Bilgin bunun doğru olmayacağını söylemiş itiraz etmişti. Ne var ki miting Demokrasi meydanında yapılmıştı. Daha sonra Lütfullah Bilgin görevinden alınmıştı. ERDOĞAN BİLE BU KADAR KALABALIĞI BEKLEMİYORDU Her neyse bunu bir kenara bırakalım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingine dönelim. Dediğim gibi AK Parti bu işleri çok iyi uyguluyor. Ama Sayın Fatma Şahin’in bu yöndeki ustalığı, becerisi, organizasyonuna şapka çıkartırım. Kim ne derse desin ister taşıma ister zorla getirme. Ben sonuca bakarım. Dün istasyon meydanı son derece mükemmel bir organize ile doldu ve sıcak bir ortam oluşturuldu. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bundan son derece memnun oldu ve Gaziantep’ten moralli ayrıldı. CAN TUĞSUZ SONUNDA DAYANAMADI Can Tuğsuz’u tanımayanınız var mıdır bilmiyorum ama son yılların siyaset dünyasında en dikkati çeken isimdir kendisi. Siyaseten parti tercihini İYİ Partiden kullandı hatta geçen seçimde Milletvekili adayı oldu. Bunda Milliyetçilik yönü ağır bastı. Oysa CHP’den de olabilirdi ama Can İYİ Parti’yi tercih etti. Dik ve omurgalı birisi olarak hep dikkatle izlemişimdir Can’ı. Adaylar daha belirlenmemişken Gaziantep’te İYİ Parti’deki sancıyı erken gördü. Sanırım genel merkezi uyardı ama galiba söz dinletemedi. Sonuçta ben aday filan değilim dedi ve kenara çekildi. Ama galiba yaşanan o kadar olumsuzluklar sabrını taşırmış ki, sosyal medyadan sert bir çıkış yaptı. Tam da Can Tuğsuz tarzıydı bu açıklama. Bakın neler yazdı gelin hep birlikte okuyalım: 1-Özeleştiri zamanı geldi sanırım. 2018’de Gaziantep’te 69.892 oy ile 6,7% alan İYİ Parti, 2023’de 61.521 oy ile 5 %’i zor denkleştirmiştir. İki bin oy daha az alsa Milletvekili çıkaramayacak noktaya gerilemiştir. 2-İYİ Parti’nin 2. Sıra adayı değerli Mehmet Ay'ın çıkarabilmesi için mevcudun 2 katı oy alması gerekecekti. Şundan eminim ki eğer Mehmet Ay olmasaydı İYİ Parti 5%’i bulamazdı, milletvekili de çıkartamazdı. Mehmet Ay’ın emeklerine yazık olmuştur. 3-Bu nedenle İYİ Parti Gaziantep’te Parti ciddi bir hezimet yaşamıştır yorumunu yapmama bir engel yoktur. Efsane filan olamayız bu kafa ile. 'Aday listelerinde yapılan yanlışlara rağmen' İYİ Parti’nin Türkiye genelinde oyunu korumuş olmasını küçük de olsa bir başarı sayıyorum 4-Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘kazanacak aday’ ısrarı, İYİ Parti’nin aklı selim niteliğini göstermişse de, aday listelerinde aynı aklı selim ortaya konulamamış, başarısızlığın sebebi buradan kaynaklanmıştır. Gaziantep özeline dönersem... 5- Bu seçim bize Gaziantep’in aday listesine verdiği önemi ispatlamıştır. İYİ Partili 5 seçmenden 1’i aday listesini beğenmediği için İYİ Parti’ye oy vermemiştir. Bu sonucu aday listeleri açıklandığı dakika ortaya koyan, uyaran, pek çok aklıselim İYİ Partiliden birisiyim. 6- Bu yanlışlar bireysel menfaat gözetilerek yapıldı ise hesabını sormak çok önemli. Çünkü konu sadece oy oranı başarısızlığından da öte, Partiye emek ve gönül verenlerin kalplerinin kırılmasına, haklarının yenmesine, partiye olan inancın sarsılmasına gitmiştir. Vebali büyüktür 7- Amacım bakın beni dinlemediniz ne oldu demek değil. O günün şartları bunu gerektirmiş olabilir. Ancak özeleştiriyi yapalım, dersimizi çıkaralım ve yanlışlarımızı tekrarlamayalım. Günü geldiğinde Genel başkanımızın bu hesabı sorma konusunda üstüne düşeni yapacağına inanıyorum 8- Kıran kırana geçecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarısı için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Milletimiz nasıl ki büyükşehirlerde belediye meclislerini AKP'ye, başkanlıkları CHP'ye verdiyse Cumhurbaşkanlığında da aynısını yapabilir ve yapacaktır. 9- Bana gelince; Hiçbir şahsi beklentim yoktur, ne milletvekilliğine, ne başkanlığa, ne de başka bir konuma aday olmadım. Tek derdim ülkemizin geleceğidir. Bir vatansever ve partinin kuruculularından birisi olarak sadece doğru bildiğimi söylemeye ve yapmaya devam ediyorum. 10- Arkadaşlar, seçim sonuçlarında (deprem bölgesi dışında) beklenmedik hiç bir şey yok. O yüzden hiç boşuna karalar bağlamasın kimse. Ben beklentilerimi öldürdüğüm için rahatım. Bu süreç bağıra bağıra geliyorum dedi. "Bak geliyor ha" diyenleri linç ettiniz. Buyurun hayırlı olsun. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR