Futbolda sevinci doyasıya yaşadık, isterseniz şimdi ayaklarımızı yere basalım mı? Basalım basalım. Çünkü Gaziantep FK’nın Karagümrük’ü yenmesiyle ligde kalma işimizin henüz bitmediğini söylemek durumundayım. Tabii bu Pendik maçında ne yapacağımıza bağlı. Karagümrük maçı öncesi yazmış ve bir adım öndeyiz kaybetmeyelim yeter demiştim. Nitekim Gaziantepspor ruhunun bu maçta saha içinde tribünde, şehirde, evlerde ve her yerde yaşadığının belgesine şahit olduk hep birlikte…O ruh dönmüştü Karagümrük maçı öncesi ve sırasında… Kenti yönetenler süper lig şehri olarak kalmamızın bilinciyle sorumluluk almıştı. Öyle ki, maça gelen ama otopark konusunda çekmediği eziyet kalmayan sporseverlerimiz için bile stat çevresinde inanılmaz aslında olması gereken tabi tedbirleri almıştı. Zaten yetkililerle irtibat halindeydik, sağ olsunlar köşe yazım sonrası ilk etapta Fatma Şahin durumu sordu. Sonra her şehre ve belediyeye lazım dediğim Gazi Kördeve aradı, ardından iyi işler yapmaya başlayan Halil Uğur ile görüştük neler yapılması gerekenleri anlattık. Sonrasında Ulaşım dairesinden sorumlu Abdullah Özbay bilgi verdi Gaziantep Trafik Müdürü Zeynel Kubat ile el ele vererek bu maçın öncesinde ve sonrasında neler yapılabileceği konusunda konuştuk. Görülüyor ki, ufak tefek sıkıntı dışında önceki rezaletler yaşanmadı. Burada özellikle Fatma Şahin’in duyarlılığı önemliydi tabii…Ama tribünlerdeki düzensizlik, kombineli olanların yerlerine oturamayışı, tuvaletlerin sıkıntısı, kapılardaki karışıklığı görmezden gelemeyiz…

 

TÜM EĞLENCEYİ SEVİNMEYİ ERTELİYORUZ

 

Neyse dönelim asıl söyleyeceklerime… Sevgili okurlarımız henüz her şey bitmedi. Yani net şekilde ligde kalmadık. Kalmamız için tek gereken şey Pendik maçına çıkıp aslanlar gibi oynayıp galip gelmek veya berabere kalmak.  Aksi olursa Ankaragücü-Hatay ve Konya’nın oynayacağı maçlardan çıkan sonuçlarda averajlar devreye girecek… Ve eğer öyle olması halinde Pendik maçına havalı gider rakibi küçümser isek, Allah göstermesin pat diye kümeye düşen 4. Takım biz olacağız. Detay çok kafanızı karıştırmayacağım. Bizim bir işimiz var. O da gidip Pendik’i yenmek veya berabere kalmak. Diğer takımlar ne yapıyorsa yapsınlar. Biz artık tamamen kendimize odaklanmalıyız. Onun için bugünden itibaren Karagümrük maçı öncesi ne yaşadıysak, nasıl hazırlandıysak, nasıl disiplinli davrandıysak, nasıl el ele verdiysek, aynısını ciddi şekilde devam etmeliyiz. Bu nedenle kulüp başkanı Memik Yılmaz başta olmak üzere hepimiz ayaklarımızı yere basarak Pendik maçına odaklanmalıyız. Biz öncülük ediyor ve asıl sevinci Pendik maçından sonraya bırakıyoruz.

 

BU KEZ SAĞLIKTA FARKLI YAZIYORUM

 

Gelelim son günlerde Sağlık konusundaki, daha doğrusu Şehir Hastanesi için yazılarıma…Başhekim Süleyman Çetinkünar için yapılan iddialara. Biliyorsunuz sağlık dünyası özellikle Gaziantep’te resmen kaynayan bir kazan. Cemaatler, tarikatlar bir yana, siyasilerin de hakimiyet kurmak istedikleri, tayinler, atamalar, torpiller, adam kayırmacılık, vasıfsız kişileri vasıflı gibi işe yerleştirmek, olmadığı takdirde kötülemek, iftira atmak dedikodu yapmak maalesef sağlıkta artık olağan hale geldi. Onun içindir ki, buralarda nitelikli, liyakatlı, konusunda uzman kişiler gittikçe azalıyor. Özel hastaneleri katmıyorum tabii… Hele Hayrullah Kubba gibi Medikal Point’e titizlikle seçilen doktor veya personel tercihi yapan hastanelere, her geçen gün gelişen gerek personeli gerekse uzman doktorları ve ekiplerini profesyonel hale dönüştüren Liv hospital, Bossan, ANKA ve Defa life gibi hastanelerin yükselişine ayrı bir paragraf açmalıyım. Elbette Sanko’yu da es geçemen, çünkü Gaziantep’in ilk ve  en büyük özel hastane ünvanına sahip. Hatta o dönemlerde Lig TV’de yorumculuk yaparken Şansal Büyüka’nın ısrarla ameliyatımı İstanbul’da Memorial hastanesinde olmamı istemesine karşılık benim güvenip ilk by-pass ameliyatını olduğum bir hastane. Ama nedense yükseliş ve gelişme konusunda yavaşladı. Üniversite kurulmasına rağmen eski havasından uzaklaştırıldı. Nedendir niyedir bilmiyorum yine de Gaziantep’in ilk göz ağrısı olduğu için vazgeçilmez. Ama herkes gibi bende tekrar eski haline nasıl döndürülecek doğrusu merak ediyorum.  

 

ÜNİVERSİTE HASTANESİNİ DE YAZMALIYIM ELBETTE

 

Evet…Şu bir gerçek, Gaziantep’in özel hastaneler dışında devlet yani kurum hastaneleri ne yazık ki halkın ihtiyacına yeterince karşılık veremiyor. Gaziantep Üniversite hastanesi de aslında çok önemli bir hizmet yapıyor. Ama mevcut binanın yetersizliği, insanların hastanede yaşadığı kargaşa, kalabalıklar, bazı personellerin artık insanlara kaba davranmasını kanıksaması, buraya şifa bulmaya gelenlerin önemli kısmını mutsuz ediyor. Ben ara sıra geziyorum o havayı kokluyorum. Gerçekten o kargaşayı görünce moralim bozuluyor. Hastane hastane gibi olmalı, ama burası için diyemiyorum. Gerçekten tam bir kargaşa yaşanıyor burada…  Tabii bu kadar hasta ve yakınlarının doluştuğu hastanede Türk vatandaşı ve onlardan daha fazlası sığınmacıların yer aldığı yoğunlukta, şifa bulmaya gelenler bile hastalık kapabiliyor. Rektör Sayın Arif Özaydın’ın yerinde olsam kapıdan günde kaç bin kişinin hastaneye girdiğini tespit için harekete geçerim. Belki çözüm noktasında bir şeyler yapılabilir. Bu arada Üniversiteye yeni bir Onkoloji Hastanesinin yapılıp tamamlanması, kendi ifadesine göre, bütçeye yük getirmeden yapılmasının çok değerli olduğunu ifade etmeliyim. Bir ara sizlere Gaziantep’te onkoloji hastanesi için bilinmeyenleri yazacağım.

 

GAZİANTEP’E KARACİĞER VE BÖBREK NAKLİ GETİRECEK ADAMI HAKSIZ YERE ELEŞTİRMİŞİZ MEĞER

 

Bakın şimdi Şehir Hastanesi de eğer tedbir alınmazsa gelen aşırı hasta ve yakınlarının sayısındaki artış sonrası ciddi manada sıkıntı yaşayabilir. Tabii asla Üniversite hastanesi gibi olmaz. Çünkü bu hastane son derece modern, cihazlar yeni,  geniş salonlar, hastalar için yaratılan ortam fevkalade. Bunda hastanenin büyük oluşunun da etkisi var tabii. En önemlisi Doktor ve personel kadrosu ilk dönemdeki gibi yetersiz değil artık. Ama bu kadar sığınmacının geldiği bu  hastane zaman içerisinde özelliğini ve ayrıcalığını kaybedebilir mi diye kafamdaki soru işaretini, Başhekim Süleyman Çetinkünar’a sordum. Burada bir parantez açmalıyım elbette. Bana gelen bilgiler, konuştuğum ve aradığım kişilerin söylediklerini 2 haftadır bu köşede yazıyorum biliyorsunuz. Elbette sıra bu iddiaların adresindeki başhekim ile görüşmeye geldi. Buluştuk konuştuk, aklımıza takılan ne varsa sorduk. Ve sonuçta bu güne kadar bize aktarılanların yanlış adres olduğunu tespit ettik. Çünkü Süleyman Çetinkünar o adres değildi. Bir başhekim olarak tecrübeyi kazandığı Adana Şehir hastanesinden gelme hikayesini dinledim. Orada karaciğer ve böbrek nakli yaptığını öğrendim. Ve hedefinde Gaziantep Şehir hastanesinde Karaciğer ile böbrek nakli yapılması için bakanlıkla ortak hareket ettiğini en kısa zamanda bunun gerçekleyeceğini öğrendim.

 

ŞU İŞ BİTSİN GERÇEKLEŞSİN BOYNUNA SARILIP ÖPECEĞİM

 

Böyle şeyleri öğrenince ben çok değişirim. Çünkü Gaziantep’e yapılacak hizmete kim imza atıyorsa tutup boynuna sarılasım gelir. Nihayetinde şehir kazanıyor, bizler faydalanacağız... Sayın Başhekim Süleyman Çetinkünar’ın boynuna sarılmadım şimdilik. Ama o karaciğer ve Böbrek nakli bölümü Şehir hastanesine gelsin hizmete açılsın, ekip, ekipman, cihazlar tamamlansın ve nakiller yapılmaya başlansın valla boynuna sarılıp öpeceğim kendisini. Çok teknik bilgiler verdi ama burada sizi sıkmadan paylaşayım. 1- Live hastanesine iş başvurusu yapmamış sadece 2 doktorun başvuru yaptığını buna kendisinin adının karıştırıldığını öğrenince üzüldüğünü söyledi. 2- İhale işinde yazılanların tümünün yanlış olduğunu ve bunun bir komisyondan geçtiğini, bakanlığın bilgisi dahilinde kimseye ayrıcalık yapılmadan bu ihaleyi gerçekleştirdiğini belirtti. Ayrıca 1.875 yataktan 1.675'inin aktif olduğunu, şu an yatan hasta sayısının 1200 civarında bulunduğunu, yeterli doktor, hemşire, sekreter ve diğer sağlık personeliyle görev yaptığını söyledi.

 

MEĞER ADANA’YA TATİLE DEĞİL BAKAN ONAYLI AMELİYATA GİDİYORMUŞ

 

Çetinkünar bizim bilmediğimiz bir konuya da açıklık getirdi. Hastane yöneticiliğinin yanında akademik faaliyetleri olan bir genel cerrahi doktoru olduğunu, bu konumunun Gaziantep’e atanırken bakan Fahrettin Koca tarafından bilindiğini, hatta atamasının yapıldığı dönemde Adana’da nakil bekleyen Karaciğer ve Böbrek hastaları olduğunu bu atamanın o hastalar açısından büyük sıkıntı yaratabileceğini ifade ettiğini dile getirdi. O zaman buna bir formül bulunduğunu ve Adana’da nakil bekleyen Karaciğer ve Böbrek hastaları için, hani bize tatile gidiyor denilen iddianın tam aksine cumartesi –Pazar bakanlık izni ile nakil için gittiğini anlattı. Sonunda dedi ki; “Bu durumlarda Bakanlığımızın izniyle karaciğer nakli çıktığı zaman ben Gaziantep’teki mesaimi tamamlayıp akşam veya gece yarısı bile gidiyorum. Karaciğer nakilleri genelde gece olur. Biz ameliyatımızı yapıyoruz, Sabahına, oradaki ekibimize hastayı devrettikten sonra ben tekrardan yönetici görevime geri dönüyorum. Bu sayede hem Adana Şehir Hastanesi olarak karaciğer nakil hizmetleri durmamış oluyor, Çünkü oranın sertifika sahibi ben göründüğüm için belli bir müddet oradaki arkadaşlarımın da eğitilmesi ve sertifikayı hak kazanmaları lazım. Evet… Görünen o ki, Gaziantep’te aslında çok değerli hazine varmış da haberimiz yokmuş. Aslında biraz da öğrenme konusunda bizim ihmalimiz var tabii…

 

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR