Piyasayı iyi bilen, siyasette tecrübesi olanlarla her konuştuğumda “daha bunlar iyi günlerimiz” der sürekli. Bir sene önce de aynı şeyleri söylerlerdi. Biz hiç daha gerilere gitmeyelim sadece son bir seneyi baz alalım. Bir sene önce alım gücümüz bu kadar düşmemişti. Bir sene önce tüm ürünlere birden zam yapılmıyordu. Bir sene önce aldığınız ürünleri ertesi gün, daha ertesi gün, daha daha ertesi günlerde yükselen fiyatlarla almıyordunuz. Bir sene önce benzin istasyonlarında kuyruklarda beklemiyordunuz. Ve zamları fırsat veren istasyonların alacağınız benzine 5-75 liralık gibi fiyat sınırı koymuyordu. Bir sene önce Aralık ayında Dolar 7.58, Euro, 9.24 liraydı. Şimdi dolar 17’yi gördü. Euro18. 500 lirayı geçti. Evlerimizin vazgeçilmezi Ayçiçek yağı, peynir zeytin başta olmak üzere her şey bir sene içinde fırladı gitti. Hele şu faiz indirimiyle birlikte Türkiye’de zam görmedik hiçbir şey kalmadı. Tuvalet kağıdımıza kadar fiyatları uçurdular. Yani insanların kıçlarını silebilmesi bile pahalandı. HER GÜN ZAM YAPILIR MI, FİYATLAR DEĞİŞİR Mİ ALLAH AŞKINA!Şu var tabii… Bunları hiç hissetmeyenler de var elbette. Doların yükselmesiyle servetine servet katanları da unutmayalım. Ama bunlar ülkede yaşayan küçük bir azınlık. Asıl sorunu yaşayan, geçim sıkıntısı çeken geniş halk kesimleri perişan. İnsanların alım gücü düşünce asgari ücrete ne kadar zam yapılırsa yapılsın karşılığı olmuyor. Bakın asgari ücrete daha yeni zam yapıldı. Ama enflasyon kontrol edilemiyor. Fiyatlar her gün yükselmeye devam ediyor. Hem de her şey planlanmış gibi birden pahalanıyor. Türk lirasının değeri kalmıyor. Parası olanlar marketlerdeki rafları boşaltacak kadar alışveriş yapıyor. Hele Edirne’de olanlar ülkemiz için tam bir utanç vesikası. Bulgaristan’dan Yunanistan ve o coğrafyadaki ülkelerin vatandaşları Türk lirasının kaybettiği değerden faydalanarak çılgınlar gibi alışveriş yapıyor. Benim insanlarım ise üzüntüyle kahrolarak onları izliyor. Düşünün bir zamanlar Türk lirası karşısında hiç değeri olmayan Bulgar Levası şimdi 9 Türk lirasına bedel hale geldi. Euro zaten uçuyor. Bizim 1.500- 2 bin liraya alabileceğimiz eşya ve malzemeleri onlar hemen hemen 100 Euro’ya alıyor. Yazık değil mi bize, yazık değil mi baş tacımız Türk lirasının bu hallere düşürülmesine. Bu konuda başa dönecek olursak, son sözlerimi şu anda çok kötü hale düştüğümüz günler için “bunlar daha iyi günlerimiz” demeye başladım diye tamamlamak istiyorum. Kaldı ki yakın zamanda “Küçük Venezuela olmaya doğru gidiyoruz” uyarı şeklindeki yazım bu köşenin arşivlerinde duruyor. BİR ZAMANLAR AK PARTİ’NİN YAPTIĞINI ŞİMDİ TEK BAŞINA MERAL AKŞENER YAPIYOR İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Türkiye’de herkesin ilgiyle izlediği, hatta çok kimsenin ön plana çıkmadan gönülden bağlandığı bir lider konumuna geldi. Öyle ki bir zamanlar sahaya çıkan halkla iç içe olan, birebir temas eden, aynı dili konuşan ama son yıllarda hepsini unutan, AK Parti’nin yaptığının benzerini hatta daha ötesini yapıyor. (Gaziantep’te Fatma Şahin’i bu kategoriye almıyorum. Çünkü AK Parti’nin aylar önce yazdığım gibi gülen yüzü, küçük büyük demeden herkesle kucaklaşabilen, çocukla çocuk olan, büyüklerine karşı saygıda kusur etmeyen ve en önemlisi halkla ilişkileri çok iyi yapan birisi) Sayın Meral Akşener Gaziantep ve ilçelerine de geldi. Yine AK Partinin unuttuğu esnafları gezdi, sorunları dinledi. Bunlar çok önemli şeyler elbette. Tüm ülkeyi bu şekilde gezmesi inanılmaz bir sempati toplamasına yol açıyor. Çünkü bizim insanlarımız zor zamanlarda yanlarında olanı asla unutmaz. İşte Meral Akşener bunu başardı. Gaziantep gezisinde bana sorarsanız daha fazla kalabalık toplanmasını beklerdim. Elbette insanlar gözükmeye çekiniyorlar bunu biliyorum. Ama yine de ne olursa olsun Gaziantep ve ilçe teşkilatları daha iyi performans gösterebilirdi. İl Başkanı Celal * için fazla bir şey demek istemiyorum ama partisinde gizlenen fakat herkes tarafından bilinen kısır çekişmelerin önüne geçmek için doğru hamleler yapabilmeli. Nasıl olsa Meral Akşener rüzgârı var deyip geçmemeli. Nihayetinde Antep’te İYİ Partinin lideri de kendisi. Duruşu, ilişkileri, davranışları kararlı ama aynı zamanda kucaklayıcı olmalı. Eskiye değer vermeli ama onların etkisinde kalıp yeni yüzlere sırt çevirmemeli. En kısa sürede partiye yeni kadınlar ve genç yüzler kazandırma hareketine girişmeli. Unutulmasın ki, teşkilatlar lidere ayak uydurmalı, kadınlar ve gençlerle hareket etmeli. YOK MU BENZİN İSTASYONLARININ KEYFİ UYGULAMASINA DUR DİYECEK Yeni bir fırsatçılık başladı bu şehirde. Buna ahlaksızlığı da eklemeliyiz. Benzine zam yapılacağı haberiyle birlikte bazı akaryakıt istasyonlarına bir haller oluyor. Kendi kendilerine kararlar alıyor. Sanki karne devri gibi sürücülerin benzin alımına sınır getiriyor. Kimisi 50 liralık, kimileri 75 liralık benzin dışında satış yapmıyor. Bazıları benzin istasyonunun etrafını çeviriyor, yani kapatıp satış yapmıyor. Hele bir şey daha var bana gelen bilgiler arasında akıl alır gibi değil. Yeni fiyat tarifesi gece 24 sonrasında uygulanacakken, o bazıları saat 22-23 sıralarında yakıtları zamlı tarifiyle sattığı yolunda şikayetler geliyor. Elbette dürüst firmalar da var. Hiç kısıntı yapmadan, sınır koymadan yakıtını satıyor. Onlara vatandaş olarak çok teşekkür ediyoruz. Bizleri en çok üzen şey, bu fırsatçıların yaptıklarının yanlarına kar kalması. Bunların bir derneği var, takip ediyor mu, uyarıyor mu hatta yaptırımları var mı bilmiyorum. Tüketici Hakları Derneğimiz de var, onlar da yapılan şikayetler üzerine harekete geçiyor elbette. Başkan Bülent Yılmaz çok duyarlı bu konularda. Vilayet olarak kontrol ve denetim mekanizması var mı onu da bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum. O da vatandaşın kendini sahipsiz hissetmesi. Oysa vatandaş bu durumlarda devleti veya en azından o sektörün bağlı olduğu dernek veya odaları yanında görmek istiyor. Maalesef göremiyor. KOCAMAN YAZIK DİYORUM… Hepinize iyi haftalar