Şaşırmayın hemen.. Nereden çıktı bu 49 puan demeyin..
Bu 49 puan Gaziantepspor için söylenmiştir..
Hala anlamadıysanız açayım..
Efendim, halihazırda Gaziantepspor'un puanı 16'dır..
Geride bıraktığımız 23 haftada alabildikleri yani..
Şimdi geriye kalan 11 maçı var hala..
Matematiksel olarak hesapladığımızda bu 33 puan yapar..
Koyun üzerine 16 puanı daha, eder 49 puan..
Mucize, imkansız, hayal bu demeyin hemen..
Futbolda olmayacak şeyler yoktur.. Biz Celal Doğan döneminde nasıl kümede kaldığımızı da biliriz..
Unutmadık o günleri.. Kimse ihtimal bile vermez iken, Celal Doğan, şehirle bütünleşti, Valisiyle, emniyetiyle, odalarıyla, saünayicisiyle, esnafıyla, spor camiasıyla küçük büyük demedi, hakaret etmedi, herkesi kucakladı, tüm kapıları açana kadar zorladı, ne gerekiyorsa yaptı ve Gaziantepspor kümede kaldı..
Demem o ki, daha 49 puanlık hakkımız var ise, bunu iyi değerlendirmek gerekir..
GELELİM MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜNE
İşte orada duruyorum..
Çünkü bu yönetim ile, daha doğrusu kulübü yöneten 3 kişiyle bunu imkansız görüyorum..
Çok kırdılar herkesi..
Soğuttular Gaziantepspor'dan hepimizi..
Her seferinde destek verildi aslında maddi - manevi..
Sayın Fatma Şahin, yapmaması gerekeni yaparak soyunma odasına bile girerek prim vadetti.. (Hatta Kasımpaşa maçında bile yoğun programına ara vererek maça gelip soyunma odasına gittiğini ve prim vadettiğinide belirtmekte fayda görüyorum) Valileriyle, sanayicisiyle odalarıyla dernekleriyle herkes "yeter ki Gaziantepspor küme düşmesin"diyerek elinden geleni yaptı.. Hepsinin canlı şahidiyim.. Üstelik herşeyi herkesten çok, hatta derinlemesine biliyorum..
Ama artık herkes benim gibi yoruldu..
Çünkü kırıldı..
Çünkü güveni kalmadı..
Çünkü takımdan soğutuldu..
Böylesine büyük bir sermayeyi hovardaca harcayan Sayın Kızıl, son dönemlerde her başarısızlığın arkasında bahaneler üretmeye başladı. Hatta işi FETÖ'ye bağlamaya çalışarak, akla mantığa ters gelen işler peşinde koştu.. Bursa yenilgisini bile FETÖ ile ilişkilendirmek istedi. Bizim Şamil Tayyar'da Gaziantepspor aşkıyla bu yanlışa destek verdi..
Bülent Uygun hoca ise, gerçekleri araştırmadan, kentin yorulduğunu görmeden, insanların kırıldığını ve Gaziantepspor'dan soğutulduğunu, güvenlerinin kalmadığını bilmeden kendince birşeyler yapmaya çalıştı.. Vali, Belediye Başkanları ve sanayici birlikteliği oluşturma adına girişimlerde bulundu..
Özellikle Bülent Uygun'un bu çabasını gördükçe, sonucun ne olacağını bilenler sadece gülümsediler bu teşebbüse..
Gelelim son noktalara..
Başta yazdığım gibi, eğer o Celal Doğan dönemindeki gibi olsaydık, kulübün başında da Celal Doğan gibi birisi olsaydı, Gaziantepspor asla bu durumlara düşmez, daha 11 maç var iken, kimse "bu takım küme düştü"demezdi.. Tabii o dönemdeki Ata Aksu faktörünü de görmemezlikten gelemem..
GEÇMİŞ OLSUN...