Türkiye’de zulüm gördüklerini iddia eden, Türk Hukuk sistemini aşağılayacak kadar ileri giden Mustafa Bayırlı ve Salah Alddin iyice saldırganlaşarak Suriyelileri birlik olmaya ve Türkiye’yi Uluslararası kuruluşlara şikayet etmeye davet ediyorlar.Suriyelileri her gün Ege denizinde ölümün kucağından alıp güvenle Türk topraklarına ulaştıran Türkiye’yi değil, Yunanistan’ı Uluslararası mecralara şikâyet etmesi gereken bu iki ajan - provokatörün zehirli yılan dilini sakın olaki fikir özgürlüğü ve ifade serbestisiyle izah etmeye çalışmayın komik bir duruma düşersizniz.“Türkiye denen bu coğrafyada yaşadığım için kendimi lanetli bir insan olarak görüyorum. Çünkü haklarım kayıp, geleceğim çalınmış ve kimliğim parçalanmıştır. Irkçılık her yerden üzerine geliyor. Nefes almaya çalışıyorum ancak aldığım hava ırkçılık kokuyor.”Çelişkilerle dolu bu açıklamalar, ipi başkalarının elindeki piyonlara has bir yöntem. Zira eğer Türkiye’de ırkçılık olsaydı, zaten siz burada olmaz ve bu açıklamaları yapacak cesareti elde edemezdiniz. (1) Parçalanmış krallığınızın, kaybettiğiniz geleceğinizin sorumluluğu, Türk Devletinin ya da Türklerin iradesinde değil, sizlerin vatansızlığı bir yol ve yöntem olarak hayatınızın merkezine oturtmanızın bir sonucudur. (2) İçinde bulunduğumuz durumun Arapça karşılığı ise: Hubbil Vatan Minel İman. Bir diğer konuya gelince, söz konusu lanet büyük ölçüde şahsınızla alakalı bir durumdur (3) Zira Anadolu her zerresi şehit kanıyla vatan yapılmış, yüce Türk Milletinin kutsal topraklarıdır.“Birlik olalım Türkiye’yi ekonomik yatırımlarımızla tehdit edelim” ifadesi ise sanki 100 yıllık Cumhuriyeti Devleti Suriyelilerle hayat bulmuş gibi düz mantıkçı ve zavallı bir anlayışa terennüm ediyor.Bu iki kişi Türk Milletinin zihin coğrafyasındaki yerini almış, isimleri bir yerlere not edilmiştir. Gelinen bu son nokta itibarıyla görev Gaziantep Barosu’nda ve mahkemelerin inhisarındadır.