Bu hafta emniyet birimlerimizin dikkatini çekmek istediğim iki konuyu bu köşeye bu hafta sığdırabilirsem sizlerle paylaşmak istiyorum... Gerçi bu gibi konular yıllarca bu gazeteden,bu sayfalardan defalarca yazıldı,çizildi,vatandaşlar ve emniyet birimleri duyarlılığa çağırıldı...Olsun...Birkez de ben kaleme almak istedim...Yazdığım bu yazının birşeyleri değiştireceğine hiçbir inancım olmasa da doğru bildiğim gerçekleri,yine benim gibi doğruları yazmaya andiçmiş güzel insanların toplandığı Gaziantep27 aracılığıyla sizlere duyurmaktan mutluluk duymaktayım. Bu arada geçen hafta Salı günü gazetemizin 20.kuruluş yıldönümüydü. Bu gazetede yazdığım 20.köşe yazımı gazetemizin 20.kuruluş yıldönümünde yazmışım...Güzel bir tesadüf oldu benim için... Nice 20 senelere Gaziantep27... *****Geçtiğimiz pazar günü saatler 16.00'yı gösteriyor. Zeytinli Mahallesi'nde bulunan Adnan Menderes Köprülü kavşağından birden büyük gürültülü ve acı verici bir ses duyuverdim.Olsa olsa bir trafik kazasıdır, elimizden gelecek birşey olursa gidip kazazedelere yardım edelim diyerek koşar adımlarla olay yerine ulaştım. Suriye plakalı lüks bir araç.. İçinden kendi vatanında yüzlerce kişi kimyasal gazla ölürken kendisi burada gezip tozup zil zurna sarhoş olan 20-22 yaşlarında bir genç çıkıyor.Tipinden, duruşundan zengin bir ailenin çocuğu olduğu belli... Başpınar istikametinden yüksek süratle ve trafik akışını tehlikeye sokacak şekilde köprülü kavşağa kadar şans eseri bir yere çarpmadan gelebilmiş, nihayetinde kaza mahalinden geçerken direksiyon hakimiyetini kaybedip, 2-3 takla atıp aracı pert edecek şekilde feci bir kaza gerçekleşiyor.İçinden bir mucize eseri hafif sıyrıklarla çıkan Suriyeli gence ambulans ekibi müdahale etmek istiyor. Tıbbi müdahaleyi reddeden genç, polislerin de gelmesiyle aracını kaldırıp tamirciye götürmek istediğini söylüyor.Polislerimiz sağolsunlar,gence yardımcı oldular.Benzin deposundan 20 dakika boyunca sızıntı yapan araç itfaiye gözetiminde çekiciye yüklenerek götürülüyor.Polis abilerimin yanına gidiyorum ve şimdi ne olacak diye soruyorum. Alkollü şekilde araç kullanıp,trafiği tehlikeye atmasına rağmen tek taraflı rapor düzenlenerek,kimseye ve kamu malına zarar vermediği gerekçesiyle,zararın sadece kendisinde olduğu için hiçbir işleme gerek kalmadan salıverileceğini,çocuğun alkollü olduğunu söylememe,aracın içinden çıkan alkol kutularını göstermeme rağmen yine aynı gerekçe ile kimseye zarar vermediği sebebiyle bir işlem yapılmayacağını söylüyor...Belki de Suriyeli araçlar hakkında kanuni bir düzenleme olmaması sebebiyle,belki de işgüzarlığı sebebiyle,belki de bu gibi kazalarda kanuni uygulamanın bu şekilde olması sebebiyle, böyle bir uygulama yapan emniyet ekibi acaba aynı kazayı 27 plakalı bir araç yapsaydı yine aynı uygulamaları yapar mıydı? Merak ediyorum açıkçası...Bildiğim kadarıyla aynı kazayı ben veya başka bir sıradan vatandaş yapsaydı trafik akışını tehlikeye sokacak şekilde araç kullanmaktan,alkollü araç kullanmaktan bir de sağa sola bakıp biryerlere zarar vermiş olduğum birşeyler bularaktan kamu malına zarar vermek suçlarından ayrı ayrı cezai uygulamaya mağruz kalabilirdim.... Tabi bu konuda bilmediğim farklı bir uygulama varsa da orasını bilemiyorum... Hükümetimiz ve yerel yönetimlerimiz veya bu konuda yetkili olan bilmediğim bir kurum var ise buradan seslenmek istiyorum. Bu halk Suriyeli mültecilerden bıktı. Ben ve benim gibi düşünen birçok vatandaş "Yeter artık, bunlar denetim altına alınsın" diyor. Bu hafta yine bir konuya daha değinmek isterdim ama maalesef bana ayrılan köşede yazabileceklerim bu haftalık bu kadar. "Emniyet Birimlerinin Dikkatine-2" başlıklı gelecek haftaki yazımda Allah izin verirse diğer bir kanayan yaramız olan düğünlerdeki eli silahlı şehir magandaları hakkında birşeyler yazmak istiyorum.Gelecek hafta görüşmek üzere,herkese mutlu haftalar dilerim...