Son bir kaç haftadır köşe yazamıyorum. Bunun bir nedeni yeni bazı iktisadi girişimler içinde olduğum için çok yoğun olmam. Diğer nedeni ise bu köşede biraz olsun tarım ve hayvancılık ile ilgili olumlu bazı gelişmeler yazabilmek adına beklemem. Ancak üzülerek belirteyim ki her gün daha da çıkmaza giden bir durum ile karşı karşıyayız. Hadi bu konu üzerine biraz konuşalım.Ben 1978 doğumluyum. Benim yaşlarda olan okurlarım çok iyi hatırlarlar, biz ilk okulda orta okulda KONYA hububat deposu, TÜRKİYE tarım ülkesi diye uzun uzun okuduk yazdık. Nüfusunun büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılık alanında istihdam edilen, hayvan sayısı insan nüfusundan fazla olan dönemleri gördü bu güzel ülke. Bugün ne oldu? Mercimek, Nohut, Kuru Fasulye, Buğday, Arpa, Mısır ve daha bir çok ana tarımsal ürünü ithal eden bir ülke haline geldik. Çiftçi yüksek mazot, gübre, elektrik, işçilik, vergi, kredi gibi girdi maliyetleri altında ezildi. Hayvancılık işletmeleri ülkede fiyatı artmayan iğneden ipliğe hiç bir ürün kalmamışken bile fiyatları sabit tutulmaya çalışılan ve zorla zarara üretim yapmaya mahkum edilen faaliyet alanları haline geldi. Günümüzde koyun, keçi, düve (doğum yapmamış dişi büyükbaş hayvan), sağmal inek, besilik dana ithalatında çok şükür dünyada lider ülkelerden biri haline geldik. Bizim sayemizde Brezilya, Macaristan, Çekya, Letonya, Almanya, Fransa, Uruguay ve daha bir çok ülkenin hayvancılık yapan işletmeleri ihracat rekorları kırdılar. Biz ise onların çok ucuza mal edip bize sattığı hayvanları alıp neredeyse bir yıl besleyip bu günkü banka faiz oranlarının bile altında kar etmeyi göze alarak büyük bir risk altında hayvan beslemeye çalışıyoruz.Çiftçi ve hayvancı kara kara düşünüyor. Hem işlerini bırakmak istemiyor, üretmek için arzu ediyorlar ancak bir ellerinde kağıt kalem diğerinde hesap makinesi aşağı koysalar olmuyor, yukarı koysalar olmuyor. Benim bir çok müşterim yeni dönemde hayvan almıyor, alamıyor. İşi bırakanlar, kapasite düşürenlerin sayısı o kadar fazla ki sektör ciddi bir daralmaya gidiyor. Bu ülke sadece inşaat sektörü ile değil, savunma sanayi, teknoloji ürünlerin üretilmesi, ar-ge çalışmaları gibi bir çok sektörün hep beraber büyümesi ile üretim ile büyür. En önemlisi temel gıda maddelerimizi üreten, olmazsa olmaz ürünleri üreten TARIM ve HAYVANCILIK sektörü ile büyür. Ancak bu şekilde devam ederse yakında yiyecek buğday, içecek süt, et bulamayız. Acilen tarım ve hayvancılığı kurtaracak sistematik, bilimsel ve kalıcı çözümler bulmalıyız. Çok geç kalmadan...